Korona denilen, yalnız ülkemizi değil tüm dünyayı kasıp kavuran, etkisi altına alan, öldürücü ve yaygın bir virüsle başı belada, ayrım yapmaksızın tüm insanoğlunun…

Bir dizi önlem alıp tam rahatladık derken, yeniden çıkıp gelen hastalığın eski günlerimizi dahi aratır derecede hızlı ve tehlikeli bir şekilde yayıldığı bir ortamda bulduk kendimizi…

Hazırlıksız yakalanmışçasına öylesine yaygın bir hal aldı ki korona virüs şu sıralarda; tanıdık tanımadık birçok kişi şu anda hastane odalarında şifa arıyor…

Sanki “Siz misiniz benden çekinmeyip gerekli önlemleri almayan” dercesine kimi sorsam şu sıralarda koronaya yakalanmış…

Hangi aşı daha etkili tartışmalarına aldırmayıp uzattığım koluma pire ısırığı kadar etki etmeyen bir iğne sonrası bilmem ne derece korunurum ya da korunur insanlar; soru işareti olmaya devam ediyor…

Zira günün yorgunluğunu gidermek adına toplandığımız Sait Tanış Kültür Merkezi’nde her gün farklı bir tanıdığın katılımıyla yapılan sohbet ortamında henüz tam anlamıyla anlaşma sağlanmış değil bu konuda…

Aşı olup da vefat edenlerin sayısındaki artış, insanı şüpheci bir tavra götürse de, tedavide kalıcı ve kesin bir yol ve yöntem olmayınca aşıya katlanmaktan gayrı bir seçenek yok anlaşılan…

Yararlı yararsız “Beş yıl sonra şu olacak bu olacak” deyip suyu bulandıranlara rağmen, gelinen nokta herkesi aşıya götürüyor…

Uzun bir kısıtlama sonrası gelen kısmi de olsa rahatlık, bu doğrultuda iyiliğe giden yolda yanıp sönen yeşil ışığı yeniden sürekli yanan sarı renge dönüştürüyor gibi…

Artan vakalar yeniden ilk günlere taşırken bizleri, giderek daha da çoğalan hasta sayıları insanı tedirginliğin dışında ürpertir hale getirmiş bulunuyor…

Yetkili yetkisiz, bilgili bilgisiz kişilerce yapılan değerlendirmeler toplumu derinden sarsacak sonuçlara doğru götürüyor…

Öyle görülüyor ki ve dahi öyle bir noktaya geldik ki insan ne yapacağını, nasıl davranacağını ve hangi yolu tercih edip kime güveneceğine ve de inanacağına karar veremez hale geldi…

Bugün yapılacak tek şey her tedbiri alıp takdiri her zaman olduğu gibi Yüce Yaradana bırakmak…

Dileğim, temennim ve duam; ilimiz, ülkemiz ve dünyamızın bu acımasız ve sıkıntısı bol ortamdan bir an önce kurutulup normal hayata dönmesinden yanadır…

Bu doğrultuda aynı ve benzer duyguları taşıdıklarına inandığım herkese ve her kesime “peygamber çiçekleri” göndereyim istedim…