Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde (SEAH) “hacamat” uygulaması başlatıldı sessiz sedasız…

Üniversitede Dr. Ekrem Yılmaz’ın açtığı poliklinikte sadece kupa yoluyla gerçekleşen hacamat yapılmıyor, buna bağlı sülükle tedavi gibi alternatif tıp uygulamaları da yürütülüyor başarıyla…

Uygulamanın 2003 yılından bu yana yapılıyor olması da gösteriyor ki; hacamat yöntemi sağlık adına müracaat edilen bir tedavi şekli olarak, yeniden ülkenin ve ilin gündemine girmiş bulunuyor...

Bu konuda şehrimizde bilimsel manada hizmet veren, gazetemiz yazarı Namık Öze’nin katkıları büyüktür.

Uygulaması çok eskilere dayanan yöntemle ilgili en çarpıcı örnek rahmetli babamla ilgili olandır, benim için…

Çocuk yaşlarda tanık olduğum bir olaydır…

Sarıkamış’ın dondurucu soğuğunda seferberlik nedeniyle 5 yıl askerlik yaparken üşütüp astıma yakalanan rahmetli babamın sırtına daha o yıllarda kupa uygulaması yapılıyordu…

Neden sonra niçin yapıldığını öğrendiğim, sırta vurulan şişenin ve benzer uygulamaların faydalarına yıllar sonra bugün yeniden inanılmış olması; kolay, ucuz ve etkin bir yöntemin sağlık alanına girdiğini göstermesi yönüyle hem ilginç, hem de o derece önemli ve dahi faydalı bir yöntemdir.

Resmi kurumlar dışında da bugüne kadar uygulandığını biliyorduk, özellikle gazetemizdeki köşesinde çarpıcı konulara değinen ve bu işin ilimizdeki en büyük üstatlarından olan Namık Öze’nin bu doğrultuda çalışmaları takdirle karşılanıyor…

Sadece Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde değil, ülkenin pek çok ilinde başlatılan alternatif tedavi yöntemleri giderek yıllar, belki asırlar öncesindeki gibi vazgeçilmez bir şifa kaynağı olarak girecektir yakında hayatımıza…

Buna, uygulamaları yakından takip eden bir kişi olarak, gönülden inandığımın altını çizmek isterim…

Akupunktur, hacamat ve sülük tedavisinde uzman hekimlerin sayısının giderek artacağına yönelik bir çalışma başlatılması ve hastanelerde bu yönde bölümler, branşlar oluşturulması da takip edilen yol ve yöntemin ne denli yararlı olacağını gösteriyor olmalı…

Namık Öze’nin uzun süredir hayata geçirmeyi planladığı, Karasu tarafında “sülük havuzu” oluşturma girişimlerinin önünün açılması, artık kaçınılmaz hale geldi...

Önümüzdeki yıllar böyle giderse ve kavuşursa insanlar sağlığına bu yolla; geleceğin, “doktor sülükler” devri olacağını söyleyebiliriz rahatlıkla…

Namık Öze’ye insan sağlığı adına yürüttüğü ve mazisi bir ihtimal insanlığın başlangıcına varıp dayanan hacamat ve sülüklü tedavi çalışmalarında başarılar dileğiyle...