Hz. İbrahim aleyisselam Hacer’le
Hz Muhammed aleyhisselam Hatice’yle
Diyarbakır’da ise Hacire anne, 
İyilik ve kötülüğün cinsiyeti yoktur. İslam davasında bazen erkek ve bazen de kadınlar öncü olarak gösterilmektedir. Sözü uzatmadan konuya girelim. Ülkemizin Türk, Kürt vs probleminden daha çoğu Müslümanca yaşam konusundadır. Ülkemiz kuruluş felsefesi şeffaf bir tutum izleyemediğinden daima problemler çıkmıştır ve devam etmektedir. Ülkemizin ilk dönem tarihi çeşitli engelleyici sebeplerden dolayı,  tezleri yazılamamıştır. Bu hususlar dış mihrakların olayları şiddete taşımasına sebep olmuştur. PKK denen terörist hareket, ülkemize ve bölgeye çok büyük bedeller ödetmiştir. İşte birçok kırılma anlarından sonra bir anne çıkıyor ve başarı taşlarının ilkini döşüyor. İşte o kadın Hacire annedir.
Diyarbakır’da Hacire anne,  Sur ilçesinin Soğanlı Mahallesi'nde yaşayan 8 çocuklu Aziz (53) ile Hacire Akar çiftinin ortanca oğlu Mehmet, 24 Ağustos günü ayrıldığı evine dönmeyince annesi Hacire Akar, bir gün sonra HDP il binası önünde oturma eylemi başlattı. Oğlunun polise teslim olmasının ardından 3 gün süren eylemine son verdi.
Kurşunların önüne oturmak Âdemin iki çocuğundan hayırlısı olanın yaptığını söylemektir. “Sen beni öldürmek istesen de ben seni öldürmek istemem” veya diğer bir anlamıyla kaybolan çocuklarını, Firavun sarayında Musa’larını arayan anneler gibidir. O anneler ki kalplerinde sadece evlat ve aile sevgisi vardır. Maalesef onların bu mücadelede yalnız olmasına üzülmeyin. Biz onları yalnız bıraktığımız için kendimize üzülelim.
İsmail’ine su arayan anne Hacer de yalnızdı. Ummadığı anda zemzem ihsan edilmişti. Endişeli bekleyişi ümmete ikram oldu. Hacire annenin ribatı/nöbeti de bir kıvılcım gibi yüreklere tesir etmiştir. Türk ve Kürt kelimelerinin harfleri aynıdır. Onları birbirine düşman eden Türkü ve Kürdü kardeş olarak yetiştirmeyen anlayıştır. Eğitim sisteminin yanlışlığı düşmana evladımızı kaptırmıştır.
Sahabe şehri olan Diyarbakır mayıs 639 yılında Hz. Ömer zamanında feth edilmiştir.. İslam’ın ilk dönem fethettiği yerlerdir. Diyarbakır surlarına rağmen fethi gerçekleştiren sahabe İyâz b. Ganem ve arkadaşlarıdır. Mekke’nin fethinde 9 yıl sonra kapıları İslam’a açılmıştır. Sahabe şehitlerinin bulunduğu o mübarek yerde, düşmana karşı cihad ruhunun manevi ve tarihi hazzı vardır.
Hz. Ömer'in Kız Kardeşi Fatıma binti Hattab; abisine şöyle der “Ey kardeşim sen, puta taptığın sürece pis sayılıyorsun. Hâlbuki o Kur’an sayfalarına ancak temiz olanlar el sürebilir.” İşte bu kadın da tarihteki yerini böyle almıştır.
Amerika Birleşik Devletlerindeki bir olay ise şöyledir. 1 Aralık 1955 yılında yani, (64 yıl önce) Rosa Parks ismindeki kadın, iş çıkışı otobüste beyazlara ayrılan koltuklara oturduğu için, şoför Blake’nin uyarısıyla yerinden kalkmadı ve polisin gelmesiyle tutuklandı. 20 Aralık 1956 tarihine kadar süren uzun mücadele sonucunda siyahiler haklarını almışlardı. Martin Luther King, 1958’de yayınlanan Stride Toward Freedom adlı kitabında: ‘’Kimse, bardağın dolması kuralını bilmeden Rosa Parks’ın eylemini anlayamaz. An gelir insan artık yeter der, daha fazlasını kaldıramam der ve taşar.’
Onlara ziyaret ve destek bizim görevimiz.