Evlilik hem ibadet ve hem de muamelattır. Teşvik edilmeli ve kolaylaştırılmalıdır. Maalesef bizim kültürümüzde külfet ve meşakkate dönüşmektedir. Adına düğün dediğimiz cemiyetler örfe ve zamana göre değişmektedir.  Gücü yetenin ikram yapması, davete katılım ise imkânı olana sünnettir. Hediyeleşmek ise gelenektir. Bunlar malum olan hususlardır.

            Dikkatimi çeken bir husus insanların birbirlerini yormalarıdır. Gerçi bu yazımı ciddiye alacak insan azın azıdır. Davetiye dağıtımlarında sanki güç gösterisi yapılmaktadır. Her hafta düğünden düğüne koşan belediye başkanlarının işi son derece zordur. Statü ve imkân sahibi insanlar nikâh merasiminde belediye başkanlarının bulunup nikâhı kıymasını istemektedirler. Onlarda ambulans hızıyla hafta sonları cemiyetten cemiyete koşmaktadırlar.

            Onlar memnun mu bilmem, onlar adına konuşmak istemem. Peki, biz niçin onları bu zor göreve davet edip, ne bekliyoruz katılımlarından. Devlet gücü mü, ikbal mi ya da riya denen gösteriş mi çağıranlara sormak lazım. Bir memur dahi lüks olarak 30 ie 50 milyon lira arası salon tutup ülkenin her yerinden davetliler çağırması kendine ve topluma bir külfet değil midir?

            Bir milletvekilinin düğününe davet edildim salon ve bahçe insan kalabalığını almıyordu. Bilerek kalabalık dedim. Aynı kişi vekil değilken düğününe gittim, çok az katılımcı vardı.

Hatta devlet adamı gelecek diye nice güvenlik planları ve uygulamaları yapılarak insanımız meşgul ve masrafa dâhil edilmektedir.  Özel bir aile dostluğunuz varsa çağırabilirsiniz fakat nikâhı memur kıyar olur biter. Nikâh cüzdanını devlet yetkilisinin elinden alınca ne gibi getirisi var merak ediyorum.

            Çevre mühendisliği yaparak güç mü gösteriyoruz. Amir memur ilişkisi, yönetici ve oy meselesi olayları farklı yönlere çekmektedirler. Mecburi katılım ve hediyeleşmeler. Bir insan 500 ila 1000 kişi davet etmesi çok normal bir şey mi acaba? Mahalle camisinin toplayamadığı kalabalığı mecburi istikamet vererek toplamak ve sonrada zarf ve hesap muamelelerine dalıp gitmek insani ve insaflı görünmemektedir.

            Çok söze gerek yok arif olana işaret yeter. Yeni bir gelenek başlatıp devlet ricalini düğün ve cemiyetlerle ne meşgul edelim ve nede güç gösterisi yapalım. Yanlış düşünüyorsam affola.

Kehf suresi; 34,  "Ben malca senden daha zengin ve insan sayısı bakımından da senden daha güçlü ve üstünüm" dedi.

ORHAN CAMİNİN BAHÇESİ

            Camilerin bahçeleri sıradan bir bahçe değildir. Kutsiyet ve edeb gerektirir. Camimizin daha önce taş duvardan bir bahçesi var idi. Halk ile cami arasında duvar olmasın düşüncesiyle duvar istişareyle kaldırıldı. Yeni uygulama da görüldü ki birçok sebepten alınan karar sağlıklı sonuç vermedi. Daha sonra çeşitli kişilerin ve ekseriyetin talebiyle bahçe olarak bir düzenleme yapıldı.

            Umuyoruz ki bu bahçe düzenlemesi namaz, mahremiyet ve bahçenin meşru kullanımı gibi sebeplerle iyi bir netice verecektir. Şimdilik camimiz ciddi bir bakım ve onarımdadır. İnşaallah tekrar hizmete açıldığı zaman kullanımın güzelliği müşahede edilecektir. Bahçeyi düzenleyen yetkililere ve ilgililerine teşekkür ederiz.

            Vesile olan yetkililere teşekkür eder. Cami kutsiyetine uygun imkânın devamı sağlanır. Eksiklerin giderilmesiyle daha güzel bir kullanım sayesinde, cami ve namaz ruhuna uygun hizmet etmesi vesilesiyle inşallah hayırlı olacaktır.