Halîfe Abdülmelik, Şa'bî'ye (İbnu Kuteybe'nin rivâyetinde Haccac, oğlunun müeddibine): "Çocuklarıma yüzmeyi öğret, zîra kendileri için yazacak birini her zaman bulabilirler, fakat tehlike ânında kendileri yerine yüzecek birini bulamazlar." der.

Hz. Peygamber (s.a.v) yüzmeyi çocukluğunda -annesi ile gittiği Medine’de öğrenmiş, Müslümanlara bu sporu tavsiye edip bir babanın çocuğuna yazı yazmayı, atıcılığı öğretmesinin yanında yüzmeyi de öğretmesini zikretmiş ve bu spora olan önemi de vurgulamıştır.

Merkezi Mağrib’de ki Arap Kabilelerinden Abdülmü’nün kabilesi, vilayetlere vali olarak tahin edeceği oğullarını ve diğer layık gördüğü kişileri özel eğitimden geçirmiştir. Bunlar İbn Tümert’in doktrinini iyice öğrendikleri gibi binicilik, atıcılık, yüzme ve diğer sporlarda da yetişmişlerdir

Deniz hamamı: İstanbul’da Osmanlı döneminin sonlarına doğru deniz üstüne kurulan kapalı plaj. Mütareke yıllarında İngilizler’in Florya’da kadın ve erkeklerin birlikte denize girebildikleri bir plaj açmalarıyla geleneği sarsılan deniz hamamları, bu tarihten sonra karışık plajların yanında bir süre daha varlıklarını korumuşlar, 1924 yılı deniz mevsiminden sonra ise bir daha görülmemişlerdir. (https://islamansiklopedisi.org.tr/deniz-hamami)

Sözü uzatmadan konuya giriş yapayım. Gerek ülkemizin imkânları ve gerekse insanların arzusu sebebiyle deniz ve denize ait sporlar/turizm başta olmak üzere yüzme hususu gün geçtikçe çoğalmaktadır.

Gerçek bir Müslüman erkek veya kadının denize bugün örneklerini gördüğümüz şekliyle girmesi veya o mekânda bulunması mümkün müdür? İslam bedene ait mahremiyet ve tesettür hükümlerini erkek ve kadın için insanın dünyaya gelişiyle başlatmıştır. İslam dini gerek bedenin görünmesi gerekse de gözlerin bakışından, sesin kullanımına kadar günaha sebep oluşturacak konuları açıkça beyan etmiştir. Kalbi hastalıklı olan insanlara karşı korunmanın yollarını öğretmiştir. Yaşadığımız sistem de günahtan uzaklaştırmaya dair uygulamaların olmaması sebebiyle bütün sorumluluk zor da olsa yurttaşlara kalmaktadır.

Sonuç olarak denizlerde erkeklerin ve kadınların deniz giysisi olan mayolarla bedenlerin sergilendiği sahillerde yüzmeye gitmeleri helal değildir, yüzmeseler dahi o mekânlarda bulunmaları da doğru değildir. Yarın ahirette pişman olup azaba düşmemek için şimdiden günahlardan sakınmalıyız.

Bu konuda yazılacak ve söylenecek çok söz vardır. Sanırım şu âyet-i kerime bize uyarı ve yol gösterici olarak yeter: “Sonunda günahları yüzünden tûfanda boğuldular, ardından ateşe atıldılar, kendilerine Allah’tan başka yardımcılar da bulamadılar.” Nûh suresi, 25