Darbelerle geçen bir asrın talihsizliğini yaşadı ülkemiz…

Kiminde darbeciler kazandı, kiminde devlet-millet tepelerine bindi…

Bunların en dramatikleri hiç kuşkusuz, 1960 ve 1980 darbeleri oldu…

Nice yetişmiş, liyakatli, değerli vatan evladına kıyıldı…

Yıllarca bu talihsiz dönemlerin, bayram olarak “kutlanması” dayatıldı halkımıza…

Halkın oylarıyla hizmet için iktidara gelen hükümetleri zora sokacak eylemler sonucu gelişen süreçte, ülke her defasında yıllarca geri gitti…

Görüldü ki darbeler hiçbir derde deva değil…

Aksine topluma dayatılmış bir bela olarak kaldı geride…

15 Temmuz, ilk kez halkın meydanlara inip “Yeter bu zulüm” figanıyla püskürtülen son darbe girişimi oldu…

FETÖ terör örgütünün kalkıştığı darbede bu ülkenin nice fedakar vatansever evlatları şehit düştü…

Dünya tarihinde ilk kez, bir tankın altına bir değil iki defa yatarak darbeye dur diyen halkımız olup bitenleri asla unutmayacak, unutturmayacak…

Ve bu tür ayaklanmalar, alınan önlemlerle artık tarihe karışmış görünse de tedbiri elden bırakmadan ülkemize, devletimize sahip çıkmak, vatandaş olarak üzerimize düşen kutsal bir görevdir…

Bu duygular isterim hiç düşmesin gündemden…

Unutulmasın yaşanan o büyük acılar…

Ders alınsın geçmişin hatalarından…

Ve yüzü gülsün vatanımızın, vatandaşımızın bundan gayri…

Bu duygularla; 15 Temmuz’da canı, kanı pahasına meydanlara çıkıp bağımsız Türkiye adına hayatlarını feda eden, devletine, iktidarına sahip çıkan 15 Temmuz şehitlerine yüce Mevla’dan bir kez daha rahmet dilerken, gazilerimize ise  “peygamber çiçekleri” gitsin istedik…