‘’Kimin çocuğu varsa onunla çocuklaşsın.’’İbn Mıhled, Ahbaru’s-Sığar,s:135

Çocuklar genel olarak aynı yaş aralığında aynı davranışları yapar. Bu durum tüm çocuklar için geçerli olmasa da, sağlıklı çocuklarda fiziksel ve motor gelişimin aynı seyirde olması yüksek oranda psikolojik davranışlarında da benzerlik gösterir. Fiziksel ve motor gelişimin yanında psikolojileri de sürekli gelişir.

Bir çocuğun gelişimini anlayabilmek için psikolojik olduğu kadar fizyolojik gelişim özelliklerini de bilmek gerekir. Çünkü fiziksel gelişim çocuğun davranışını doğrudan veya dolaylı olarak etkiler.  Ailenin çocuğun gelişim devreleri hakkında bilgi sahibi olması çok önemlidir. Eğer ebeveyn,  çocuğun fiziksel ve motor gelişimi konusunda bilgi sahibi değilse karşılaştığı sorunlarda ‘’neler oluyor, çocuğum çok değişti’’ gibi olumsuz düşüncelerle telaşa kapılır. Durumun her zaman böyle devam edeceği korkusu ile sert tedbirler alma ihtiyacı duyar. Aldığı bu sert tepkilerle de evladının psikolojik gelişimini bozarak tüm hayatını sıkıntılı geçirmesine sebep olur. Örneğin çocuklar iki yaşında her şeyi ağlayarak ister. Ebeveyn bu duruma öfkeli tepkiler verebilir. Oysa çocuk bir şeyleri anlatmayı ister ve dile getirmeyi beceremediği için yani kendini yeterince ifade edemediği için ağlar. İki buçuk yaşında hızlı motor gelişim olduğundan çocukta öfkeli ve hırçın tepkiler olur. Dikkat isteyen duygu patlamaları yaşar. İsteklerinde ısrarcı olma, emredici, ağlayarak, tekmeleyerek isteklerini yaptırma çabası onun kendine olan güvensizliğinden kaynaklanır aksilikten değil. Bu dönemin geçici bir süreç olduğu bilinirse kolayca atlatılabilir. Onu yalnız bırakıp sakinleşmesi için zaman tanımak en iyisidir. Sakinleştikten sonra konuşulması uygundur. Bu yaşlarda çocuktan istenilen şey ne olursa olsun ‘’hayır’’ kelimesi ile karşılaşılır. Yanına gidip göz teması kurarak net ve anlaşılır cümleler kurulmalıdır ki ciddi olduğunuzdan emin olsun ve yapması gerekeni yapsın.

Üç yaşına geldiğinde artık isteklerini anlatabilmenin rahatlığına kavuştuğu için ailesini memnun etme çabasına girer. Artık bir şeyleri yapabildiğini keşfetmeye başladığı için kendine güven gelişir. Bu sebeple başkalarının duygularına da duyarlı olur. Annesine yardım etmekten keyif alır. Kurallara uymaktan hoşlandığı devredir. Kendisini ifade edebilmesi için oyun ortamı ve oyun arkadaşı bularak sosyalleşmesini sağlamak kendisine olan güvenini desteklemek açısından iyidir.

Dört yaşına gelen kuzucuğumuz yine hırçın döneme girmeye başlamıştır. İsteklerinin olması için kabalaşabilir. Arkadaşları ile kavga edebilir. Ebeveyninin otoritesine meydan okur. Yüksek sesle güler veya ağlar. Duyguları uç noktada yaşar. Aynı cinsten olan bireylerle çatışabilir. Bu dönemde cezalar verilebilir fakat haksızlık yapıldığını düşünmemesi için cezanın sebebi açıklanmalıdır.

 Beş yaşındaki bir çocuk sakin bir devrededir. Kendisine yetebilir.  Kendine güvenir. Büyüdüğünün farkına varır. Büyümüş olduğundan artık başkalarının yanında küçük düşmek istemez. Güçlü sosyal ilişkiler kurabilir. Annesini memnun etmek için yardım etmek ister. Sorular sorar ve artık soruları ‘’ne’’ değil ‘’ neden, niçin’’ dir. Ailesinin onu sevip sevmediğini sürekli soruları ile kontrol eder. Kararlı, dikkatli, kibardır. Olumlu tepkiler onu ikna edebilir.  Beş buçuk yaşına geldiğinde yine öfke nöbetleri görülmeye başlar. Saldırgan ve kolay ağlayandır. Sık sık karnının ağrıdığını söyler. İnsan resimleri çizmeyi sever. Duygu ve düşüncelerini rahatça ifade eder.

Altı yaşında yine iki buçuk ve dört yaşındaki hızlı motor gelişimi dönemi olduğu için aynı sorunlar görülür. Hırçınlık, öfke nöbetleri, ağlama tepkileri, kabalık... İstekleri yoğundur ve hep onun isteği olsun ister. Grup olarak oyun kurucu olmayı sever. Artık becerikli bir bireydir ve fakat bireyselleşmesi onu endişelendirir. Başarılarının öne alınıp başarısızlıklarının görülmemesi onu motive edecektir. Olumlu davranışlarının görülmesi onu olumlu davranışa yöneltir. Olumsuzluklarının dile getirilmesi uygun değildir.

Hızlı motor gelişim devresine giren çocuk hızlı vücut gelişimine ayak uyduramaz. Adapte olamadığı bu yeni durum onu zorlar. Mesela bir bardağı tutarken birden düşürebilir. Parmakları biraz daha hızlıca uzamış olduğu için bardağı tutamaz ve sakarlık dediğimiz durumların sık sık yaşanmasına sebep olur. Güvenini kaybeden çocuk hırçınlaşır.

Çocuğunuzun hırçın olmasını istiyorsanız, onun fiziksel ve psikolojik gelişim süresine uygun olarak davranmayın.