Zaman zaman bana da sorulan ve merak edilen bir konuyu ele almak, okuyucularımızla paylaşmak istedim, ilk ağızdan öğrendiklerimle.

"Çiçek sevgiyi, hoşgörüyü, barışı ve saygıyı ifade eder. Olumlu ya da olumsuz olsun, her konuyu çiçekle noktalama arzumun altında, işte bu anlayış yatar" diyor Aydıntepe.
İster yerel, ister ulusal olsun hiçbir gazetede rastlanmayan farklı bir üslup içerisinde, sorunları çiçeklerin diline yükleyen Aydıntepe ile zevkli bir söyleşide bulunduk. Biz sorduk, O cevaplandırdı.
- Bizim Bahçe köşesinde şikayet, sitem, doğum, ölüm, hüzün, sevinç gibi hayatın içinde yer alan her olayı sanal çiçeklerle değerlendirme düşüncesi ne zaman başladı?
Z.A.
Bizim Bahçe'de Sakarya'nın günlük fotoğrafı yer alır daima, her gün ve farklı biçimlerde... 12 yıldır devam edegelen bir süreç içerisindeyiz. İnce ve hassas duygu sahiplerinin işidir, çiçeklerin diliyle konuşmak. Bundan nasibini almayanlarla işim olmaz, olamaz. Bahçevan'a çıktı adımız. Bundan üzüntü değil, mutluluk duyuyorum. Gittiğimiz her yerde, çiçeklerin diliyle konuşan dostlar edindik bu nedenle, okuyucu olarak...
- Nasıl suluyorsunuz çiçekleri?
Z.A.
30 yıl önceydi sanırım... Gazetelerde okuyucunun ilgisini çekecek köşe yazıları nasıl olmalı araştırmasını yaptım... Kısa, çarpıcı, neşeli, fıkra türü yazılar ve minik yorumlar çıktı karşıma... Ona uygun ne yapabilirim diye düşünürken... Magazin tuzuyla tatlandırılmış, haber biberiyle acılaşmış, çiçeklerle renklenmiş, kısa, öz ve kolay okunur bir uslup çıktı ortaya... Adı önce "Mini Magazin" idi. Zamanla "Fısıltı Bahçesi"ne, son olarak da "Bizim Bahçe'ye dönüştü... İki dönem öncesi İl Emniyet Müdürü olan Mustafa Aydın da bu köşenin müdavimi olmuştu. Dedi ki "Fısıltı adı köşeye uymuyor, dedikoduyu çağrıştırıyor. Oysa son derece ilginç konulara yer veriyorsun. Hele çiçek gönderme işi... Bir harika! Adının "Bizim Bahçe" olması yazı, yorum ve köşene daha bir ciddiyet katar. Bunun üzerine düşün" demişti. Hak verdim. Böyle düşünenler oluşmaya başlamıştı zira. Ondan sonra çiçeklerimi soldurmamak ve kurutmamak adına, elimden hiç hortum eksik olmadı.
-Gelen tepkiler nasıl?
Z.A.

"Söylemem meramımı geceler, günler size,
Onu lakin anlatır laleler, güller size" duygusuyla, çıktık uzun soluklu yola... Çiçekten nasibini almayanlarla hiç işim olmaz. Olumlu, güzel ve yerinde bulanlar yanında, cılız, çatlak sesler de yok değil. Okuyucuya haberin niteliğine göre gidiyor çiçekler. Halkın yararına olumlu işler yapanlara orkide, lale ve leylaklar... Düğüne, yaş günlerine güller, sümbüller... İğnelenecek olanlara iri dikenli kaktüsler, devedikenleri, zehirli zakkumlar... Hanımlara ise gelincik, mimoza, mine vs. çiçekler gidiyor, yazının sonunda...
-Okuyucudan beklenen ilgiyi gördü mü?
Z.A.

Hem de çok. Beni gören "Sokağımızdaki sorun hemen giderildi, kalemine sağlık. Bizim adımıza yetkililere bir demet menekşe gönderir misin?" ya da "Hâlâ sorun giderilmedi, şunlara bir ısırganotu gönder Bahçe'den bizim adımıza da harekete geçsinler" diyen okuyucularımla karşılaşırım genellikle. Bazıları "Gönderdiğin çiçeği hâlâ alamadım haberin olsun" diye sitem eder, zaman zaman da teşekkür edilir gerçek çiçekler eşliğinde, adımıza...
- Çiçekler hangi okuyucuya hitap ediyor?
Z.A.

Okuyucu denilince toplumun her kesimi içine giriyor. Hayatın içindeki her konuya Bizim Bahçe'de yer veriyorum. İfrat ve tefrite kaçmadan. Orta yolu tercih ederim daima. Okuyucu kalbi hassastır, narindir. İncitmeye, kırmaya gelmez. Bilirim ki oraya iki şekilde girilir. Kapıyı kırıp, tekme tokat girmek de var, tıklayıp tebessümle konuk olmak da... Biz ikinci yolu seçenlerdeniz. Önemli olan sonuca gitmektir. İster orkide, leylak, lale, isterse de zakkum, kaktüs, ısırganotu olsun, gönderdiğim kişi, kurum, kuruluş yapılması istenilen işleri, gelen tepkileri, ertesi gün ele alıp sıcağı sıcağına yerine getiriyor...
Gazete ve gazetecilik bu yönüyle müthiş bir meslek... Kendine has ilkeleri var.
Yeter ki gereği, zamanında ve layıkıyla yerine getirilebilsin... Biz buna uyuyoruz, yarım asrı aşkın süredir.
Okuyucular da bunun bilincinde. O nedenle çözülmez sanılan ya da yapılması veya giderilmesi zor problemlerin ortadan kalkması için Bizim Bahçe'nin çiçeklerine sığınırlar zaman zaman. İşte böyle bir diyalog oluşturduk okuyucularımızla samimi ve halisane...
Hal böyle olunca, bize de bu sevgi ikliminin meyveleri ile beslenen bir gazeteci olmanın mutluluğu düşüyor... Bizi her daim zinde ve ayakta tutan enerjinin kaynağı buradan geliyor.
"Lalelim Laleli'de oturur.
Lale kokar lalelim.
Laleli'den geçilir.
Lalelimden geçilmez"
deyip benimsediğimiz bu çiçekli dünyada, okuyucularla her gün ve çiçek çiçek bir yeni güne açılmak, gazetecilik mesleğinin zirve noktasını oluşturur benim gönlümde, daima!
- Sakarya medyasında "Bahçevan" olarak da adlandırılan 40 yıllık gazeteci Zeki Aydıntepe'nin sanal bahçesinin hikayesi, işte böylesine renkli...
 

Editör: Haber Merkezi