Sevgili Okur evli misin, bekar mı? Bekarsan ne zaman evleneceksin, evliysen çocuk ne zaman? Okul hala bitmedi mi yoksa? Bizim oğlanın dersleri çok iyi sizinki ne alemde? Eviniz kira mı yoksa sizin mi? Sizinse evi kim aldı? Ne kadar maaş alıyorsun söyle hadi? Bu paralar nereye gidiyor canımın içi?  
Sevgili Okur, gün içinde bu veya benzeri herhangi bir soruya maruz kalıyorsan sen de bizdensin. Dilin kemiği yok derler ya işte bu sözün canlı kanıtının yaşandığı bir çağ, bu çağ.  Hakkımda cevabını benim bile bilmediğim sorulara yanıt bekler oldu insanlar. Her şeyi öğrenmek merakı, gereksiz bilgi depolama isteği, kelime israfı hatta bu haddini bilmemek değil de nedir? Ya hu kimse düşünmüyor bunu öğrenince hayatımda ne değişecek, bu beni neden ilgilendiriyor diye. Gülten Akın bir   Şiirinde "Ah, kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya." diyor. Sahi bir tek birbirimizi anlamaya mı vaktimiz yetmiyor?
Edebiyatçı olduğumdan mütevellit kendimi iyi ifade ettiğimi düşünmüşümdür hep fakat fark ettim ki beklemediğim yerden soru geldiğinde golü yiyorum. Ofsayta düşmüş futbolcu gibi ne diyeceğimi bilemiyorum ardından anlamsızca sorulan her soruya kendimce bir izahat verdiğimi görüyorum. Sonra diyorum ki ben bu soruya neden cevap verdim? Onu hiç ilgilendirmediği halde bu soruyu sorma haddini ben mi verdim insanlara? Zamanla zihnimde kendimi suçlu buluyorum dar ağacında asıyorum benliğimi ama bu yetmiyor, kesilmiyor soruların aradı arkası. Susmayı tercih edersen yazık diyorlar derdi var anlatamıyor. Kibarca soruları cevaplamayı reddetsen ah yarası var gocunuyor diyorlar. Sevgili Okur eminim içinizden bu satırları okurken bu bizim komşu, Ahmet amcam aynı, iş arkadaşım sanki, Ayşe teyze bu anlatılan, o, bu, şu birileri geçiyor işte. Hata bizde değil insan kendini görmek istemiyor. Kusur bulmak, eksikliği öğrenmek, olmayan mağduriyeti yaymak insanları bu sıralar mutlu ediyor. 
Sevgili Okur bazıları hep hayatlarımızın içinde merakta ve muhalif kalacak. Hatta bu yazıyı okuyup yine de sormaya devam edecekler. İsmet Özel’in de dediği gibi 
“Biz bağıracağız, 
birileri hiç duymayacak, 
hep aynı hikaye, 
duyanlara selam olsun”