Yolum Çark suyunu kesen köprüden geçer her sabah…

Oraya gelince durur, akan suya bakarım dakikalarca ve beklerim bir el dokunsun da göze hiç de hoş gelmeyen ‘kir adacıkları’ kalksın ortadan…

Çark Deresi’nin şehir hayatı üzerine etkisi geçmişten bugüne önemlidir…

Bir zamanlar ayakta kalan su deposuna pompalanan o berrak temiz, içilebilir su, her ne kadar bu özelliklerinin çoğunu yitirse de günümüzde, tarımda kullanılan su olarak hayatiyetini koruyor…

O nedenle istenir ki kirletilmesin…

Ne zaman baksam Çark Deresi’ne, çocuk denilecek yaşta yüzmeyi öğrendiğimiz o berrak su gelir aklıma…

Belediyeler yer yer ve zaman zaman derenin temiz tutulması için uyarılar yapsa da anlaşılan çare etmiyor olmalı ki o çöp adacıkları tekrar tekrar birikiyor dere boyunca…

Dünyanın sayılı, suyu içilebilir göllerinden biri olan Sapanca Gölü için de aynı şeyleri söylemek mümkündür…

Suyumuzu temiz tutmak, ibadet özelliği taşır…

Halkımızın işte böyle ilahi ve ebedi bir sorumluluğu vardır…

Her şeyin kıymeti kaybolduğunda anlaşılıyor…

O nedenle elden gitmeden tüm belediyeler ve gölden istifade eden halkın, gölümüzü korumada üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir…

Her bir vatandaşımız, gölü ve gölü besleyen dereleri kirletmemek için tüm imkanlarını kullanmalıdır…

Bu konuda uyarı özelliği taşıyan yazılarımızın sayısını unuttum…

Bir kez daha gündeme getirmemin sebebi, son zamanlarda böyle ufak da olsa çöp adacıklarına rastlamam olmuştur…

Gelin Mevla’nın bölgemize ve dahi ilimize büyük lütfu, güzelim gölümüzü kirletmek bir yana, kirletenlerin önüne geçelim, vatandaşlık görevimizi yerine getirelim…