Büyükşehir Belediyesi’nin nostaljik tramvay projesini açıklamasının ardından dün neredeyse bütün günümü Çark Caddesi’nde geçirdim…
Esnafın nabzını tutmak ve de onların görüş ve önerilerini dinlemek adına birkaç esnafa ziyarette bulundum…
Hem tramvay özelinde, hem de caddenin uzun vadeli geleceği üzerinde sohbetler gerçekleştirdim…
Bir kere tramvay projesine karşı çıkan birine rastlamadım…
Hemen herkes bu projeyi destekliyor…
Tramvayın akülü mü, elektrikli mi olacağına yönelik görüş farklılıkları var sadece…
Ayrıca caddenin yeniden ve bütünüyle elden geçirilmesine itirazlar var…
Eski İmam Hatip arazisi ve askeri lojman arazisiyle ilgili çekinceler var…
Çark Caddesi’nin uzatılmasıyla ilgili düşünceler var…
Tüm bu konuların enine boyuna ve ilgililerin hazır bulunduğu geniş katılımlı toplantılarla ele alınmasını istiyorlar…
TRAMVAY PROJESİ
Başta da dediğim gibi tramvay projesine kimse karşı değil…
Ancak bunun için kazılar yapılması, direkler dikilmesi gibi tasarruflara karşılar…
Tramvay akülü olsun istiyorlar…
Ancak aldığım bilgilere göre Yeni Cami ile Millet Bahçesi arası mesafenin uzun olması nedeniyle akünün dayanma şansı yokmuş…
Bulvar boyunca elektrikli devam edip Çark Caddesi’nden itibaren akünün devreye alınmasıyla sorunun çözüme kavuşturulabileceği söyleniyor…
Sadece nostaljik bir tramvayla kalmayıp daha geniş çaplı bir raylı taşımacılığının temelinin atılmasını isteyenler de var…
Caddenin yeniden kazılması, zemininin ve aydınlatma direklerinin falan komple yenilenmesi seçeneğine ise herkesin itirazı var…
Caddenin boydan boya yeni baştan kazılmasını kimse istemiyor…
Bunun hem zaman israfına yol açacağını, hem de gereksiz bir maddi yük olacağını düşünüyorlar…
Bu konuda ben de cadde esnafıyla hemfikirim…
Her gelen belediye başkanı bu şehrin kaldırımlarını yenilemek zorunda mı Allah aşkına…
Çark Caddesi çok yakın bir zaman önce yenilenmişti…
Atatürk Bulvarı ise daha da yakın bir zaman önce elden geçirilmişti…
Şimdi yapılan tüm bu masrafın üzerine yeni baştan bir peyzaj düzenlemesinin hiç ama hiç lüzumu ve anlamı yok…
Yazık bu milletin parasına!
İMAM HATİP ARAZİSİ
Çark Caddesi ve ondan sonra devam eden bölge esnafının bir diğer isteği de yıkılan İmam Hatip Lisesi ve askeri lojman arazisine yeniden bir okul yapılmaması…
Donatım Park’ın hemen bitiminde yapılan kız imam hatip lisesinin de yanlış yerde konumlandığını düşünen esnaf, bu bölgede yeniden bir okullaşmanın olmaması yönünde görüş beyan ediyor…
Bilindiği gibi Milli Eğitim ile yapılan protokol gereği Büyükşehir Belediyesi bu bölgeye İmam Hatip Lisesi ve Atatürk İlkokulu için iki yeni okul yapacak…
Esnaf, askeri lojmanlarla birlikte toplam 17 dönümlük arazinin dükkan ve otopark şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor…
Hatta bunun için bir proje dahi hazırlatmışlar…
Dükkanların satışından ortalama 150 milyon TL gelir elde edileceğini, otopark ve dükkân inşaatının maliyetinin 110 milyon TL civarında tutacağını, elde edilen 40 milyon TL parayla da başka bir yerde daha modern ve güzel okullar yapılabileceğini söylüyorlar…
Hatta Tümen arazisinin de Milli Savunma Bakanlığı’ndan alınarak şehre yeni bir yeşil alan kazandırılması gerektiğinin üzerinde duruyorlar…
Bilindiği gibi çevre illerde 15 Temmuz sonrası şehir merkezinde kalan birçok askeri alan belediyelere devredilmişti…
Benzer bir tasarruf neden Sakarya’da söz konusu olmasın!
CADDENİN UZATILMASI
Esnafın bir diğer görüşü de Çark Caddesi’nin uzatılmasıyla ilgili…
Bir görüş Pasaj 2000’den başlayarak şu anki mevcut Çark Caddesi sonuna kadar caddenin uzatılması gerektiğini savunuyor…
Aynı baskı beton ve aynı peyzajla bu kısa mesafenin birleştirilmesi suretiyle Çark Caddesi’nin Pasaj 2000’den başlamasını istiyorlar…
Hatta bu mesafenin trafiğe açık olarak devam etmesinde de bir sakınca görmüyorlar…
Tek istedikleri aynı peyzaj ve görünümün bu kısa mesafede de uygulanması…
Daha başka bir görüş de Çark Caddesi’nin bitiminden itibaren Millet Bahçesi’ne kadar olan bölümün de caddenin devamı şeklinde tasarlanması yönünde…
Yani Pasaj 2000’den başlayıp Millet Bahçesi’ne, hatta lüzumu halinde Agora AVM’ye kadar caddenin devam etmesi yönünde bir fikir birliği var…
Hatta bunun için Pasaj 2000, Hilmi Kayın, Cevatbey ve Demircioğlu Pasajı esnafı aralarında imza da toplamışlar…
Bu kısa mesafedeki parklanmanın ne esnafa, ne müşteriye bir faydası olmadığını, bu ara bölgenin Çark Caddesi’yle birleştirilmesinin daha doğru olacağını belirtiyorlar…
Hatırlıyorum bu talep ilk gündeme geldiğinde bunun haberini yapmıştım…
Nereden baksanız 3-4 senelik, belki de daha uzun yıllara dayanan bir mevzu…
Bence bu talebin karşılanmasında hiçbir mahsur yok…
Hatta caddenin Millet Bahçesi’ne kadar uzatılmasında da bir mahsur yok…
Aksine caddenin ve şehrin gelişimi ve prestiji açısından son derece doğru ve yerinde hamleler olur bunlar…
Yıkılan İmam Hatip ve askeri lojman arazisine otopark yapılması hususu da son derece yerinde ve makul bir talep…
Artık okulların şehirlerin göbeğinde olmasının hiçbir anlamı ve gereği yok…
Modern şehirlerde de bu böyle…
Sadece Atatürk İlkokulu ve eski İmam Hatip için değil, Atatürk Lisesi ve Dr. Nuri Bayar Ortaokulu için de geçerli bu söylediğim…
Yeni eğitim kampüsleri belirlenerek merkezdeki okulların bu alanlara taşınması gerekiyor artık…
Toparlamak gerekirse tramvay yapılsın ama bunun için cadde ve bulvar boylu boyunca kazılmasın…
Oluyorsa tamamen akülü sistemde, olmuyorsa bir bölümü elektrikli sistemde ulaşım sağlansın…
Çark Caddesi Pasaj 2000’den şu anki bitimine kadar ya da Pasaj 2000’den Millet Bahçesi’ne kadar, hatta Agora AVM’ye kadar uzatılsın…
Otopark ihtiyacı çok büyük bir ihtiyaç…
Bu ihtiyaç da yıkılan İmam Hatip Lisesi ve askeri lojman arazisine ortası dükkân, altı ve üstü otopark olacak şeklinde bir projeyle gerçekleştirilsin…
Aynı bölgeye tekrardan okul, kesinlikle ama kesinlikle yapılmasın…
Esnafın görüş ve önerileri bu yönde…
Benim şahsi kanaatlerim de esnafın görüşleriyle paralel…
Şayet bütün bu öneriler dikkate alınır ve uygulanırsa şehir nefes alır, ticari olarak canlanır ve de uzun yıllara dayanan bir vizyon ortaya konmuş olur…
Yok bunlar yapılmaz ve yöneticiler bildiğini okumaya devam ederse bu şehir yerinde saymaya devam eder ve zerre miskal gelişme kat edemez…
Artık bundan sonrası bu şehri yönetenlerin bileceği iş…
Ya idari-i maslahatçı hamlelerle günü kurtarmayı ve “Böyle gelmiş bölge gider” anlayışını benimseyecekler…
Ya da devrim niteliğinde kararlar alarak sıra dışı işlere imza atmak suretiyle bu şehrin tarihine geçecekler...