Anadolu ve Mezopotamya Coğrafyası’ nın   kadim  kültürünü, tam anlamı ile özümsemiş, yaşadığı toprakların ana damarlarından damıttığı öz ile beslediği sanatını, dünyaya duyurabilmiş bir müzik virtüözüdür Can Atilla.  
  Yerel unsurları/değerleri, new age müzik tarzında harmanlayan Can Atilla, gelenek ile moderniteyi tek bir potada eriterek, orijinal ürünler ortaya çıkarabilen beynelmilel düzeyde büyük bir müzisyendir.
  Yetenekli sanatçı, özellikle, tarihi kişilikleri ve olayları, notalara dökerek  müzikal tınılara dönüştürebilmeyi başarabilmiş ve  farklı kültürlerden esinlenerek orijinal eserler ortaya koyabilmiştir.  
  Can Atilla, sihirli melodileri ile müzikseverleri bazen Hürrem Sultan’ ın kadınsı  ihtirasına, bazen bir Arnavut cariyenin yok olup giden hayallerine, bazense Mevlana Celâleddin-i Rumi’ nin huzur  dolu semasına ortak etmeyi rahatlıkla başarabilmektedir. 
  Başarılı sanatçının yüreğinden kopan bu ahenkli notalar, hayranlarını kâh Rodos’ a, kâh İstanbul’ a, kâh Kahire Çölleri’ nin sıcak kumlarına götürmektedir adeta.
  Sanatçının eserlerinde, , dinleyicilerin  vecd haline ulaşmak için özel bir çaba sarf etmesine gerek yoktur. Çünkü, Can Atilla takipçilerine, spritüel/ruhsal  bir dünyanın kapılarını ardına kadar açacak bir sanat anlayışına sahiptir. Öyle ki, bestelerini dinlerken ruhunuzu bir huzur, zihninizi ise bir tefekkür hali kaplar.
  Notaların esrarlı dokunuşunu iliklerinize kadar hisseder, ansızın aklınıza cevaplarını bilmediğiniz bir sürü soru üşüşür: Nasıl bir ruh halidir ki, bu muazzam parçaları var edebilmektedir?  İç dünyasının ritmi mi yoksa ilahi bir fısıltı mıdır Can ATİLLA’ yı besleyen?  Hangi aşkın ateşi notaları bu kadar  yakıcı yapabilir?  gibi cevabı meçhul onlarca soru çıkar karşınıza…
***
  Can Atilla, kendi köklerinden kopmadan, özellikle Türk tarihi ve özgün Anadolu tasavvuf felsefesi ekseninde  kalarak orijinal eserler ortaya koymuştur.
  “Aşk-ı Hürrem”,  “İmparatorluk”, ‘’ Cariyeler ve Geceler’’ ve "1453 - Sultanlar Aşkına’’ gibi albümlerinde  Osmanlı tarihini notalara dökmüş, en ağır tarihi mevzulara bile bir romantizm/duygu katmayı başarmıştır.
  Ayrıca, sanatçı dünya çapında başarılı işlere de imza atarak; özellikle Hollanda’ da yaptığı albüm çalışmaları ile uluslararası bir kimlik kazanmıştır.
  Bu büyük müzisyenin konserleri gerek ülkemizde gerekse yurt dışında büyük ilgi görmektedir. Son derece elit ve kültür seviyesi yüksek bir dinleyici kitlesine sahiptir.
***
  Can Atilla, ilham, yaratıcılık, var oluş ve müzik üzerine yaptığı söyleşilerde entelektüel birikiminin ne kadar derin  olduğunu açıkça ortaya koyduğu gibi “Visuel Music” isimli dergide yazdığı yazılar ile de konservatuarda almış olduğu akademik bilgileri okurları ile cömertçe paylaşmıştır.
  Şu ana kadar, otuzun üzerinde albüm çıkaran Can ATİLLA, son yıllarda Enstrümantal Elektronik Rock tarzında çalışmalara ağırlık vermiştir.
  Hamamda İlk Göz Yaşı, Rumeli Hisarı’ nın Yapılışı, Dinle Neyden Mevlana isimli parçaları en popüler eserleri olup, bu eserler sanatçının kamuoyunda daha fazla tanınmasını sağlamıştır.
  Sanatçı ile internet üzerinden yaptığım bir görüşmede; 
   Her sanat eserinin, biri sanatçıya diğeri sanatsevere ait iki yönlü bir hikayeye sahip olduğunu söylemiş; her iki tarafın kendi aralarında yapacakları fikir alışverişi sayesinde ilham denen sihirbazın farklı ürünleri  ortaya çıkarabileceğini belirtmiştim. O da, bu görüşlerime katıldığını belirterek, teşekkür etmişti.
  Türk Müzik tarihine adını altın harflerle yazdırmış sanatçının ne acıdır ki, toplum tarafından yeterli  teveccühü görmemesi üzüntü verici bir durumdur.
  Müzikalite açısından hiçbir değeri olmayan, anlam/hissiyat  yoksunu şarkılar milyonlar tarafından can kulağı ile dinlenirken; Can Atilla gibi bir müzik üstadının toplum nezdinde gereken değeri ve itibarı görmemesi müzik, sanat, estetik ve kültür seviyemizin ne kadar gerilerde olduğunun bir ispatıdır.
  Unutmayalım ki, her ses bir notaya karşılık gelir; lakin basılan her notayla gerçek anlamda bir müzikal eser oluşturulamaz. Bu sebeple Can Atilla gibi sanatçıların değerini bilmeli, toplum olarak bu tür başarılı müzisyenlere gereken desteği göstermeliyiz.