Konunun önemine binaen bir ayet ile söze başlayayım. “Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.” (Tevbe, 18) Bu ayette ki imar, hem maddi ve hem de manevidir. Peygamberimiz de bir hadisi şerifin de buyurur ki; “"Kim, (Allah rızâsı için) bir mescit yaparsa, Allah da ona (cennette) onun benzerini (onun gibi bir köşk) yapar."

            Mescid inşası ilk insanın ameli olarak anlatılır. Peygamberimiz de mescid inşa ve imarını teşvik etmiştir. Mahalle ve şehir olmak mescid ile başlamıştır tarihimizde. Sözü uzatmadan günümüze gelecek olursak, ülkemizin rejim ve sistem değişikliği sebebiyle mescid inşası ortada ve sahipsiz kalmıştır. Olanlar da uzun zaman ilgisiz kalmıştır. Devletten bağımsız olarak Müslüman halkımız cami inşasına önem vermiş, ülkemizde ve gurbette Avrupa ülkelerinde binlerce cami inşa etmiştir. Devletin bizzat yaptığı cami yok denecek kadar azdır. Mesela bizim şehrimizde benim bildiğim yoktur. Bazı devlet adamlarının özel ilgi ve teşvikleriyle yapılan camiler vardır. Maalesef onlarda siyasetten nasibini olumlu ve olumsuz olarak almıştır.

Cami hizmetlerinin yanı sıra dini eğitim müesseselerinin sıkıntısı ve yasaklanması sebebiyle bazı Müslümanlar eğitim faaliyeti olarak yeni müesseseler inşa etmişlerdir. Özel vakıf ve derneklerin de bu hususta gayret ve payları olmuştur.

Hatırlayabildiğim kadarıyla camilerde para toplamayı maddeleştirirsek şunları yazabiliriz:

           Cami yapımı ve din görevlisi meskenleri yapımı için, cami hizmetlerinin ve bakımının devamı için, Kur’an Kursu inşa ve eğitim faaliyetlerinin devamı için, eski yıllarda İmam Hatip Okulları inşası için, Ramazanlar da mukabele okuyan hafızlara veya bazı görevlilere hediye için, yabancı ülkelerde ki afetlere (deprem, savaş, açlık, iltica) yardım için, ülkemizde ki deprem gibi afetlere yardım için, “Hediyem Kur’an” olsun gibi kampanyalara teşvik için, TDV hizmetlerine yardım için (Yurt dışı cami, eğitim ve burs vs.), müftülük binalarını inşa ve bazı hizmetlerin devamı için, bunların dışında fitre, kurban, zekât gibi ibadetlere hizmet ve dağıtım için. Vs.

Bu paraların toplanıp dağıtılması noktasında hukuki bazı sebeplerle, bir kısım görevliler, dernek mensupları soruşturma ve görevden uzaklaştırma cezası almışlardır. Para toplama konusunda bazı serzenişlerde bulunan görevlinin soruşturulduğu malumdur.

            Kısacası bu paraları her hafta hukuki olarak din görevlilerinin toplaması bazen sıkıntı ve üzüntüye sebep olmaktadır. Her hafta para istemek insanı mahcup etmektedir. Zaten bu ilanı hutbe sonuna ekleyen bir kısım görevliler, isteksiz ya da mecburen bir dile kullanarak söylemektedirler. Hutbe ile namazın arasına ilan ve para konusunun girmesi ibadetin tadını da azaltmaktadır.

            Tüm bunlara rağmen halkımızın infak coşkusu devam etmektedir. Rabbim hayırlarını kabul etsin. Meselenin esasına gelince yukarıda ki hizmetlerin ihtiyaç olanlarını devlet tarafından yapılması ve her hafta cami çıkışı yardım sandıkları konulmasının yükünün görevlilerden ve dernek mensuplarından alınmasıdır. Bu sadece görevlileri değil, dindarlığı da yormaktadır.

Ümmetin yardım toplama ve verme bilinci başka yollarla sağlanmalıdır. Varlıkta ve darlıkta vermek imanın sigortasıdır. Vermek her şeyin üstündedir ve üstünlüktür.