Rabbimiz buyuruyor ki; “Allah'ın mescitlerini ancak Allah'ı ve âhireti tasdik eden, namazı gereği gibi kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden çekinmeyen müminler bina edip şenlendirir. İşte onlar cennete ve bütün muratlarına kavuşmayı umabilirler. (Tevbe, 18)

“Şüphesiz ki mescidler Allah'ındır (secdeler O'na mahsustur).Öyleyse sakın Allah'tan başka hiçbir tanrıya dua ve ibadet etmeyin!" (Cin, 18)

Mescid veya cami diye isimlendirdiğimiz mekânlar kutsaldır. Bu mekânların bahçeleri dahi aynı kutsiyeti taşımaktadır. Buralarda sigara içmek, tesettüre aykırı bulunmak, namaz kılınırken gürültü ve sohbet etmek, namaza gelmemek, ticaret yapmak, had cezalarını uygulamak, kayıp aramak, ezanı dinlememek, abdest alanlara mani olmak, malayani işlerle meşgul olmak İslam ahlakı ile bağdaşmamaktadır. Cami mekânlarını kiraya vermek ne derneğin, ne de vakıfların hakkı değildir.

Yine Ebû Hüreyre den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Mescidde mal alıp satan kimseyi gördüğünüz zaman, ‘Allah kazandırmasın’ deyiniz. Mescidde yitik soruşturanı gördüğünüzde de ‘Allah sana onu buldurmasın’ deyiniz."

Büreyde şöyle dedi: Bir adam mescidde yitiğini soruşturuyor ve "Kırmızı devemi gören var mı?" diyordu. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Bulamaz ol! Mescidler ne için yapılmışlarsa ancak o maksatlarla kullanılacak mekanlardır" buyurdu.

Mescid ve çevresini istismar etmek, sahipsiz bırakmak, manevi havasını yok etmek asla doğru değildir. Camiler dinin sembolleridir. Bu mekânlara saygı imana ve dine saygıdandır.

Hz. Aişe annemizden (r.a:): Rasulullah (s.a.v.) evlere (ya da evler arasına) mescidlerin yapımını ve orayı temiz tutup güzel koku ile kokulandırmayı emretti.

Hz. Peygamber de mescide süpürme, çöp ve ağaç kırıntılarını toplama gibi hizmet eden Ümmü Mihcen isimli bir zencinin defnedildikten sonra kabri başına gelerek cenaze namazı kılmıştır. İbnAbbas'tan (r.a.) gelen rivayette şu ziyade vardır: "Ben onu cennette mescidden çer-çöp toplarken gördüm"

Ebu Sa1d el-Hudri'den (r.a.) Allah Raslliü'nün (s.a.v.): "Kim mescidden bir ezayı kaldırıp (dışarı) atarsa Allah da kendisi için cennette bir ev yapar" buyurduğu nakledilir. Enes'ten (r.a.) nakledilen hadiste ise: Allah Raslilü (s.a.v.) buyurdu ki: "Ümmetimin aldığı sevaplar bana gösterildi. Hatta birinin mescidden çıkardığı çöp (sebebiyle kazandığı ecir bile gösterildi)".

Ebu Kırsafe'den (r.a.) nakledildi: "Mescidler bina edin ve oralardan çer çöpü, toz toprağı çıkartıp temiz tutun uz. Her kim Allah için bir mescid bina ederse, Allah ona Cennette bir köşk yapar. Bir adam dedi ki: "Ya Rasulallah! Bunlara yol kenarlarında yapılan mescidler de (dahil mi)?" "Evet, · Mescidlerden çer-çöp, toz-toprağı çıkarmak iri gözlü hurilerin mehirleridir," buyurdu.

Hadrami b. Lahık Ensar'dan bir kişiden (r.a.) nakletti: Rasulullah (s.a.v.) şöyle dedi: "Biriniz elbisesinde bit bulduğunda, (mescidden çıkıncaya kadar) onu elbisesinde tutsun ve mescide atmasın!"

Ashâbtan es-Sâib İbni Yezîd radıyallahu anh şöyle dedi:

Mesciddeydim, biri bana taş attı. Baktım Ömer İbni'l-Hattâb radıyallahu anh. Yanına varınca bana: - Git şu iki kişiyi bana getir! dedi. Gidip adamları getirdim. Onlara:

- Nerelisiniz? diye sordu.

- Tâifliyiz, dediler. Bunun üzerine:

- Eğer Medineli olsaydınız, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'in mescidinde sesinizi yükselttiğiniz için canınızı yakmıştım, dedi