Bu yaz dönemi ateş ve su ile imtihanımız hayli çetin geçti…

Önce Akdeniz’de olağanüstü sıcakların hüküm sürdüğü sezon dolayısıyla, karşılanması hayli zor orman yangınları ile boğuştuk…

Ardından yurdun kuzeyinde meydana gelen sellerle bugüne değin yaşanmamış su baskınları ile karşılaştık…

Büyük zararlar meydana getiren ve her iki cephede oluşan can ve mal kayıpları gibi son derece dramatik olaylarla sarsılan ülkemiz, güçlü devlet anlayışı ile her cephede verdiği olağanüstü mücadele sayesinde halkının yanında olduğunu gösterir fedakarlıklarla derin yaralara merhem olmaya çalıştı ve bunda tam anlamıyla olmasa da belli ölçülerde muvaffak oldu…

Dünyanın ve bölgenin bu tür afetlerle sarsıldığı günümüzde, öte yandan PKK gibi yurdun yarım asırlık enerjisini sömüren, imkanlarını zorlayan hainler ordusu ile mücadele ediyoruz…

Bu doğrultuda şanlı ordusu ile davet edilsin edilmesin Akdeniz’de, Kuzey Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Azerbaycan’da farklı bir yol ve yöntem izleyerek bugüne kadar ihmal edilmiş neresi varsa oraya koşuyor büyük Türkiye…

Güçlü ordusu, yerli ve milli savunma araçlarıyla ezeli ve edebi düşmanları başta olmak üzere dünyanın süper güçlerinin dahi rüyalarını kaçıran bir ülke olarak yoluna devam ediyor…

Bu tabloya karşı olumsuz sözler sarf eden Yunanistan başta olmak üzere bazı ülkelerin değirmenine su taşıyan ve yaklaşık bir asırdır ülke düşmanı devletlerin kayığına binip sözcülüğüne soyunan zihniyetlerle, hainler ordusu PKK ile ve iflah olmaz muhalefetle boğuşan devletimizin selamete çıkması çok yakın…

Belki yarın, belki yarından da yakın…

Böyle olduğunu görmek istememek için insanın içinde yürek yerine taş taşıması gerekir…

İşte öyle bir süreçten geçiyor bu büyük ülke…

Bilinir ki her gecenin bir sabahı vardır…

Yeter ki vatan, millet ve bayrak sevdası ile toplu vurabilsin yürekler…

Bütün bunları dile getirmem boşuna değildir asla…

Böylesi zor süreçlerde yaptığı sohbetlerin çoğunda başarı ve isabet kaydeden yorumlarıyla emekli subay dostumun engin tecrübesi olmuştur…

Ülkemiz, etrafında oluşan tehlike çemberine rağmen böylesine olumlu bir gelecekten söz eden dostun bugüne değin söylediklerinde isabet oranının yüksek oluşu, içimizdeki negatif enerjiyi alıp götürüyor…

Geleceğe güvenle yürüyen bir millet olarak, ülkemize ve devletimize güvenmek kaçınılmaz bir ödev olmalıdır…