Adapazarı Belediye Meclisi’nin geçen hafta yapılan toplantısında beni hayli heyecanlandıran bir karar alındı…

Alınan karara göre 5 meclis üyesi Dubai’ye giderek belediye hizmetleri inceleme ve tetkik gezisine katılacak…

5 gün 4 gece sürecek gezinin bütün masrafları belediye bütçesinden karşılanacak…

Sanıyorum dünya üzerinde belediye hizmetleri açısından Dubai Belediyesi’nin eline kimse su dökemez…

Tetkik ve inceleme açısından da eşsiz bir yer olduğunu düşünüyorum…

Hele ki içinde bulunduğumuz zorlu kış şartları düşünüldüğünde her daim çöl iklimi hâkim olan bu bölgenin ziyareti ayrı bir anlam kazanıyor…

Bu tür gezilerin faydasının çok büyük olduğunu düşünenlerdenim…

Zira çok okuyan değil çok gezen bilir demişler…

Adım gibi eminim ki bu gezi sonrasında Adapazarı Belediyesi’nin hizmet kalitesi bir hayli yükselecek…

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…

Bugüne kadar Adapazarı Belediyesi’nce hayata geçirilen gerek üstü kapalı modern semt pazarları, gerekse çocukları büyülü bir dünyayla buluşturan temalı park projeleri bu türden gezilerden elde edilen izlenimlerin neticesi olsa gerek…

Dubai’de kazanılacak engin bilgi birikimi ve tecrübe neticesinde Adapazarı’nda çok şeyin değişeceğini şimdiden söyleyebiliriz…

Bizim Dubai’den neyimiz eksik canım…

Orada ne varsa bizde de olmalı değil mi…

Belediye meclis üyeleri nerede konaklayacaklar bilmiyorum lakin bir kahve içimlik dahi olsa mutlaka şu meşhur Burj Al Arab oteline bir uğrasınlar…

Kahve biraz tuzlu olabilir ama zararı yok…

Çevre temizlik ve emlak vergilerine biraz daha yükleniriz olur biter…

Yeter ki şehrimiz kazansın…

Yeter ki ufkumuz ve vizyonumuz gelişsin…

Meclis üyeleri yelken otel olarak da bilinen ve denizin içine inşa edilen bu görkemli yapıyı da enine boyuna inceleyip tetkik etmeli…

Bakarsınız Burj Al Arab benzeri bir otel de Adapazarı’nın göbeğine dikiliverir…

Olur mu olur…

İnceleme ve tetkik gezisi değil mi sonuçta…

MAHKEME KADIYA MÜLK DEĞİL

Her nedense insanımızın birçoğunda makam ve şöhret düşkünlüğü var…

Bir makamı dolduralım, birilerinin başkanı olalım, sağdan soldan bize “Başkanım” desinler diye eriyip bitiyoruz…

Bir şekilde bir makam elde ettik mi ondan ayrılamıyoruz…

Çocuğumuz gibi oluyor adeta…

Yıllar yılları kovalıyor lakin biz aynı makamı doldurmaya devam ediyoruz…

Tek derdimiz “Desinler, beğensinler, hep bizi konuşsunlar, saygı görelim, hürmet görelim” vesaire…

İşini hakkıyla ve layıkıyla yapanlara bir sözüm yok…

Lakin hiçbir şey yapmayıp da sırf kendi egolarını tatmin için makamları işgal eden insanlara çok kızıyorum…

Hele ki doldurdukları makam kamuya ait bir makamsa…

İnsanda az biraz mesuliyet şuuru varsa o makamlarda otururken titremeli…

“Yahu ben bu işin hakkını verebiliyor muyum” diye düşünmeli…

Kendinde kabiliyet görmeyen ve mesuliyet şuuruna haiz olmayan kişi, o makamlardan aslandan kaçar gibi kaçmalı…

Ama bizde nerdeee!

Masamızın üstünde ismimizin yazılı olduğu bir plaka olsun yeter ki…

İnsanlara herhangi bir faydamız dokunmuş dokunmamış; aman ne gam!

Velhasılı kelam yeri ve zamanı gelince koltuğu bırakmayı bileceksin arkadaş…

Biraz da ailene, çocuklarına zaman ayıracaksın…

Seni eşin beğensin, çocukların beğensin; bırak milletin övgülerine mazhar olmayı…

İlanihaye oturmayacaksın o koltukta…

Mahkeme kadıya mülk değil hemşerim!

KAŞIKLA VER KEPÇEYLE AL

Asgari ücret bin 300 TL olunca çok sevindim…

İnsanımız biraz olsun nefes alır, ihtiyaçlarını giderir diye umutlandım…

Lakin birbiri ardına gelen zam yağmuru yapılan bu zammı kuşa çevirdi…

Kaşıkla verilen kepçeyle alınmaya başladı…

Elektrik ve doğalgaz faturaları vatandaşa ilk sürprizi yaptı…

Temel besin maddesi ekmek başta olmak üzere birçok ürün zamlardan nasibini aldı…

Taksi dolmuş zammının yolda olduğu söyleniyor…

Cep faturası, su faturası, internet faturası, dijital platform faturası, kredi kartı ödemesi, banka borçları, ev kirası, apartman aidatı, çocukların okul masrafı, vergiler, harçlar ve böylece uzayıp giden ödeme kalemleri…

Bir tek soluduğumuz havaya para vermiyoruz…

Bu ülkede yaşayıp da bu şartlarda, hele ki kalabalık bir nüfusla hayatını idame ettirmeyi başaran insanların alınlarından öpüyorum…

Helal olsun size be!

YENİKENT ADINA İKİ ÖNEMLİ GELİŞME

Karaman, Camili ve Korucuk mahallelerinden mütevellit Yenikent bölgesinin yıllardır ihmal edildiğini yazıp duruyoruz…

Deprem bölgesi olan şehrimizin yapılaşmaya en müsait olan bu bölgesinin yeni yatırımlarla daha hareketli ve yaşanabilir bir hale gelmesi gerektiğini söylüyoruz…

Bu konuda hafta içinde iki önemli gelişme yaşandı…

Birincisi yeni adliye binasının merkezde değil yine Camili’de Valilik binasının yanındaki boş arazide yapılacağı açıklandı…

İkinci olarak da Büyükşehir Belediyesi seçim öncesi verdiği söz gereğince bölgede bulunan kalıcı işyerlerinin Meslek Yüksekokulu’na dönüştürülmesi için çalışmaların başladığını duyurdu…

Adliye binası, Valilik binası, diğer kamu binaları, Tıp Fakültesi, iki hastane ve bunun yanı sına bir meslek yüksekokulu bölge için güzel gelişmeler…

Bunun yanında sosyal hayatı canlandıracak alışveriş merkezleri, yeni yeşil alanlar ve ulaşımda atılacak yeni adımlar bölgenin daha da gelişmesini sağlayacaktır…

Bu meyanda taş üstüne taş koyanlardan Allah razı olsun…