Genetiğiyle oynanmış “Hibrit” mısır üretimi bu ülkeye “bire on anlayışı” ile girmiştir…

Düşünmeden işin sonunu ve dahi kurulu tuzağı, sağlığın belası sıvı tatlandırıcı üretiminden gayri bir getirisi olmayan ve “Kargil” denilen kuruluşlarla topluma dayatılan, Batılı ülkelerin kullanımını minimum hadlere indirdiği sıvıyı elde etmede tüketilen yabancı menşeili mısır, yavaş da olsa topraklarımızdan el çekmeye, yerini yerli tohuma dayalı organik mısıra bırakmaya başladı...

Böyle olduğunu, yani doğal mısır üretimine dönüşü görmek, insan sağlığı açısından son derece yararlı bir o kadar da sevindirici olsa gerek…

Bu konuya yönelik açıklamaların, “ülke tarımı” adına atılmış önemli bir adım olarak ilin gündeminde yer alışı, hiç kuşkusuz bundan böyle daha farklı bir mısır hasadını müjdeliyor olmalı...

Ürünün yeniden millileştirilmesinin son derece önemli olduğundan yola çıkan ziraat odaları başkanları, yerli tohumun tanıtılıp yaygınlaştırılması adına düzenledikleri tarla günlerinde “Yerli üret-yerli tüket” parolasıyla kısa sürede hibrit tohum kullanımını gündemden düşürmüş olacak…

Bir zamanlar mısır üretiminde söz sahibi iller arasında yer alan Sakarya’nın yeniden eski günlerine dönebileceğine yönelk adımların atılması ilimiz, bölgemiz ve ülkemiz adına son derece önemli bir gelişme…

Bu maya tutacak. Başka yolu yok.

Zira gelişmeler böyle olduğunu gösteriyor...

Artık ülkemiz hem sanayide hem de haşlanmış ya da közlenmiş vaziyette ağız tadıyla mısır tüketebilecek. 

Bu doğrultuda emeği geçen etkili-yetkili herkese ve her kesime yeni mahsul, halk arasında “Mısır çiçeği” olarak bilinen “Sarı karides çiçeği” gönderelim istedik…