Ehliyetli ehliyetsiz, bilgili bilgisiz ve yetkili yetkisiz herkesin en çok konuştuğu, ahkam kestiği alan, maalesef din- İslam oldu. Sazı eline alan çalıyor, konuşmaya ve söylemeye başlıyor!Kim konuşursa; başka bir dini-İslam'ı anlatıyor. ‘En iyi ben bilirim’ edasıyla ortaya atılıyor. Her biri farklı yorumlar yapıyor, kendince yeni şeyler söylüyor!

Yaşar Nuri ile başlayan ve dini tartışılır hale getiren atışlar,son zamanlar da pek sesi çıkmasa da, Z.Beyaz’ın uçuk kaçık şeyleri ile epey zaman reyting malzemesi oldu.Beyaz; Kurban'ı tavuk, horoz ve infaka çevirirken,İ.Eliaçık namaza "ritüel" diyerek,kendine farklı bir alan açıyor.
Cübbeli hoca ekranlardan hiç eksik olmuyor. Reyding amaçlarına kurban oluyor, kah doğruları, kah hikaye ve bazen de komedi anlatıyor. Birisi çıkıp; “Bir Ehlullahın huzurunda bir an durmak, ihlas üzere 150 sene ibadetten efdaldir”diyor, diyebiliyor! Bir başkası”rabıtayı” beşere çeviriyor! Herbiri ‘’benim tarikatım, benim cemaatım” diyor, “ümmetim” diyen pek bulunmuyor.
Haydar Baş,politika içinde bambaşka şeyler söylüyor,konuşmalar irad ediyor,Mustafa  Kemal hafızdır, ehli beyt’tendir diyor.Bilmem ki ne diyor, ne anlatıyor, neye hizmet ediyor!
Bir yığın prof. ünvanlı ilahiyatçılar,yerel de ve genelde irili ufaklı hocalar ayrı şeyler yazıyor,söylüyor,ayrı ayrı konuşuyor.Hepsinde başka başka yorumlar, izahlar var. Kimi doğru kimi yanlış.Hangisi doğru hangisi yanlış, buna kim karar verecek? Kur’an’n getirdiği, Hz.Peygamberin tatbik ettiği İslam’ı, TEK ve HAK DİN İSLAM’ı kim anlatacak, bilinemiyor.
Mevlevi bayan C. Sargut, apaçık tesettür ayetlerine rağmen,”Tesettürün insanın gönlünde olduğuna iman ediyorum” diyor. Okyanus ötesi hoca başörtüsü “furuattır” diyor. Bir başkası yarı çıplak hanımlarla sefa sürüyor, ‘kedicikleri’’ile din-İslam adına zehir saçıyor.Yahudi hayranlığı ile gündeme geliyor.Onca zaman ‘yahudilik ve masonluk’ karşıtı imişlikten sonra!!!
Tamamen Kur’an merkezli doğru söyleyenlerde elbette var.Ama onların sesi çıkmıyor, çıkarılmıyor.Reytinge ve tahrif amaçlarına yaramıyor.Onlar para ve şöhret peşinde koşmuyor.Çok azı dışında, sahipsiz ve başsız bir bir dini, ümmeti birçoğu sabote ediyor.
Alevi Müslümanlar başka, şii müminler başka diyor. Tarikatların her biri, cemaatler başka başka konuşuyor. Yüzyıllardan beri ibadet mekanı cami iken, yanına başka ibadet yerleri, evler! eklenmeye çalışılıyor.ÇOK KONUŞANLAR İSLAM’A HİZMET DEĞİL, BÜYÜK ZARAR VERİYOR.
Dinin resmi otoritesi Diyanet ise, daha başka diyor. Bütün eksiğine rağmen orta yolu, itidali tercih ediyor.Belki en az zararı o veriyor.Ama resmi kurum, devletin ve hükümetlerin emrinde, her doğruyu söyleyemiyor.Devletten ve hükümetlerden besleniyor!      
Devletin dini başka, siyasetçinin, cemaatlerin, tarikatların ve halkın dini başka oluyor!
Kur’an’ın vazettiği ve Hz.Peygamber’in tatbik ettiği din-İslam şekilden şekile sokuluyor! İslam, haşa ağızlara sakız olmuş çiğneniyor! İnananı da inanmayanı da, yaşayanı da yaşamayanı da, A partisi de B partisi de ahkam kesiyor,kendine göre bir İslam tasavvur ediyor.
Herkese göre İslam başka, başka bir İslam var. Karışık salata edilmiş bir din var!
Bütün mesleklerde, ilim dalı ve bıranşlarda ekseriyetle konunun erbabı, uzmanı konuşuyor ve söyledikleri üç aşağı beş yukarı aynı oluyor iken, İslam’ı herkes konuşuyor. Hepsi de başka,birbirine zıt şeyler söyleyebiliyor, birbirini tekfir bile edebiliyor!!
Her mesleğin,alanın ve kurumun bir örgütü, temsilcisi, sözcüsü var. İslam’ın ise yok.
 “Diyanet var ya” denebilir. Ama o devletin kurumu, onlar memur. Yani bağımsız, bağlantısız değil. İktidara göre konum almak zorunda kalan bir kurum var. Devlet üstü, devletten bağımsız, partiler, mezhepler, cemaat ve tarikatlar üstü bir müessese, otorite lazım. Sadece Kur’an’a bağlı, Hz.Peygamber’e intisaplı. Korkmadan, çekinmeden, endişe etmeden tek din İslam’ı anlatacak, tek ve doğru ses olacak.
Bu dini; televizyonlara, gazetelere, reytinglere, sokağa, pazara, ayak altına sermeyecek, tartışmaları sokakta değil, ilim meclislerinde yapıp, sonucu millete sunacak, İslam’ı yanlış ağızlardan, şovmenlerden,şöhret ve para hastalarından kurtaracak bir merci lazım.
Sahi, bu dini-İslam’ı bu kadar farklı ahkam kesen ilahiyatçılardan, hocalardan, şeyhlerden, siyasetçi, tarikatçı ve cemaatlerden,bu kadar istismardan, din tacirinden, dünyevi her türlü ihtirasa, ikbal ve istikbale, şöhret ve reytinge, parti ve politikaya alet edenlerden kim kurtaracak!? “Ne halt ederseniz edin, ama, söylediklerinizi ve yaptıklarınızı İslam’a mal etmeyin” kim diyecek? KAFA KARIŞTIRMAKTAN ÖTE HİÇ BİR FAYDALARI OLMAYANLARA kim dur diyecek?
Bu ülke de birçok şey sahipsiz.Ama en çok da ‘DİN’ sahipsiz. Ya da sahibi çok! Her biri kendi tekeline, anlayışına, heva ve hevesine hapsetmiş bulunuyor.
Dinin sahibi elbette Allah. Ama, o hesabı ahirette görecek.İmtihan işleyecek. Bu dünya da, bu dini, bu adamlardan kim kurtaracak!? Tahriflerinin, zehir ve ihanetlerinin, şöhret arzusu ve egolarının önüne kim geçecek?