Grimm Kardeşler'in yazdığı masallardan biridir. Fabl uslübunda yazılmıştır. Sahiplerinin kendilerine olan kötü tutumundan dolayı evden kaçan bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir horozun Bremen'e gidip orada müzisyenlik yapma düşleri ana temadır. Vikipedi

Zamanın birinde bir eşek ve sahibi varmış. Zavallı eşek yaşlanınca sahibi onu kapının önüne koymuş. Eşek ne yapacağını şaşırmış ama sonra güzel bir plan yapmış. Planına göre Bremen’e gidecek ve orada çalgıcı olacakmış.

Başlamış yürümeye. Yolda giderken düşünceli düşünceli gökyüzünü seyreden yaşlı bir köpekçik görmüş. Hemen ona:

– Hey arkadaş, neden burada tek başınasın?, demiş.

Köpek cevap vermiş:

– Sorma eşekçik… Yaşlandım ve işe yaramaz oldum. Bunu fark eden sahibim gözümün yaşına bakmadı. Artık bir evim ve beni besleyecek bir sahibim yok, demiş.

Eşeğin gözleri parlamış:

- O zaman gel benimle Bremen’e. Orada çalgıcı olup lavta çalacağım sen de davul çalarsın. Geçinip gideriz.

Köpek bu teklifi hemen kabul etmiş ve başlamışlar ikisi de yürümeye. Bir süre gittikten sonra karşılarına yolda uzanmış üzgün üzgün onlara bakan bir kedi görmüşler.

Hemen sormuşlar:

- Kedi kardeş neyin var?

- Sormayın a dostlar. Yaşlandım gördüğünüz gibi. Fareleri bile yakalayamıyorum artık. Bunu fark eden ev sahibim beni evden kovdu.

Eşek ve köpek birbirlerine bakmış ve aynı anda:

- O zaman bizimle Bremen’e geliyorsun. Orada çalgıcı olup para kazanacağız. Sen de mızıka çalarsın.

Kedi sevinçle cevap vermiş:

- Seve seve gelirim sizinle.

Üç kafadar yürümeye devam ederken dertli dertli öten bir horoz görmüşler. Hemen yanına gidip:

- Ne oldu horoz kardeş?, demişler.

Horoz:

- Ben işe yaradığımı düşünürken ev halkı beni kesip çorba suyuma çorba yapma planları yapıyor. Buralardan kaçmam lazım, demiş.

Eşek, köpek ve kedi gülüşmüşler. Eşek:

- O zaman bize katıl. Bremen’e gidip çalgıcı olacağız. Sen de bizim şarkıcımız olursun.

Horoz da sevinçle kabul edip, ekibe katılmış.

Yürümeye devam ederken ormanın ilerisinde ışığı yanan bir ev görmüşler. Hemen yaklaşıp üst üste çıkmışlar ve camdan içeri bakmışlar. İçeride birkaç hırsız çaldıkları eşyalara bakıp yemek yiyorlarmış. Masada her çeşit yemek varmış. İçlerinden biri camdan onlara bakan dört göz ve kocaman bir gölge görünce diğerlerine bağırarak haber vermiş. Diğer hırsızlar da camdaki ilginç yaratığı görünce korkarak ormana doğru kaçmaya başlamışlar. Ev boşalınca bizim dört kafadar içeri gidip karınları doyurmuşlar.

Gecenin ilerleyen saatlerinde evin ışığının söndüğünü gören hırsızlar içlerinden birini eve yollamış. Hırsızın içeri girdiğini duyan kafadarlardan kedi, gözlerini açarak karanlıkta ona bakmış. İki parıltı gören hırsız korkuyla kapıya koşmuş o sırada kapının yanında duran horoz da ötmeye başlamış, eşek de bir tekme savurmuş.

Hırsız o kadar korkmuş ki evden koşarak kaçmış ve arkadaşlarına evde korkunç bir cadının oturduğunu bir daha oraya gitmemeleri gerektiğini söylemiş.

Masalın sonunda bu güzel ev, bizimkilere kalmış. Dördü ömürlerinin sonuna kadar birlikte dostça yaşamışlar.

Kaynak  :milliyet gazetesi