Plansızlığın en gözde örneklerini görüyoruz Yeni Kent bölgesinde ve bağlantı yolunda, çok geri gitmeden daha dün oluşturulan yaşam alanı, trafik başta olmak üzere birçok eksiği ile şehrin gündemi olmuş ancak çözümsüzlüğü ile de örnek teşkil etmiştir.

Sağlam zemin gerekçe kılınarak önce devlet eliyle yerleşim ve kalıcı konutlar yapıldı buna bağlı çevre düzenlemesi, cadde ve sokaklar oluştu, adına kalıcı konut ve kalıcı işyerleri dendi. Maksat süreç içerisinde yerleşimi tümden zemini sağlam bölgelere kaydırmak, diğer deyişle özendirmek. Bu amaçla da Resmi Daireler kampüs bölgede inşa edildi. Malum üzere Valilik ve Adliye başta olmak üzere resmi daireler bir kampüs içerisinde buluştu, bölgeye özendirmenin en önemli adımı bu olsa gerek.

İlk dönemler hatırlanacaktır, Çark deresi kenarından ulaşım sağlanıyordu. İptidai bir görüntü ve sağlıklı olmayan bir güzergâh ve yol. Kısa süre içerisinde ölümlü kazalara yaşanmaya başladı, çark deresine uçan araçlar ölüm yolu haline dönüştü kısa sürede, kaldı ki tek gidiş-dönüşe uygun olan yol trafik yoğunluğunu karşılamaya yetmeyeceği ilk günden itibaren belli olmuştu. Esasen bu hal en baştan belliydi ancak ölümlü kazalar ve oluşan baskı sonucu hatadan dönülmek akla geldi.

Bağlantı yolu böyle vahim hatalar yani ölümlü kazalar sonrası ortaya çıktı, yeni bir şehir inşa edilirken düşünülmeyen yol, apar-topar ortaya çıktı! Ödenen bedel ve kaybedilen canlar, yeni yolun kaçınılmaz olduğunu haykırdı.

Bugün ki adı ile Sebahattin Zaim Bulvarı’nın ortaya çıkma serüveni özetle böyle idi, yol planlandığı ilk günlerde yine hatırlayanlar bilecektir, Çark deresi ile yol arasında geniş bir alan imara kapatılıp raylı sistem için bırakılmıştı. Derin öngörü(!) biliniyordu ki kısa bir müddet sonra çift gidiş-dönüş olarak düzenlenen mevcut yolda yoğunluğu kaldırmaya yetmeyecek trafik sıkışacak çileli bir boyut kazanacaktı. İşte böylesi bir gelecek tahayyülü ile raylı sistem planlandı. Uzunca yıllar bu alanda imara izin verilmedi.

Bir gün gelecek bölge cazibeli olacak, nihai devlet aklı zeminin sağlamlığı üzerinden yerleşim alanı olarak doğru bir bölge seçilmişti ki takiben devlet yatırımı harici yatırımlarda gerçekleşti, özel konutlar ve özel işyeri yatırımları hızlı bir şekilde gerçekleşti. Özel müteşebbis yatırım için bir dönem Yeni Kent bölgesini özellikle seçti ve haklıydılar da devlet aklı ile gerçekleştirilen bir yatırımın geleceği olmaz mı!!

Sonrası ise hepimizin gözü önünde yaşandı, her geçen gün kaderine terke edildi, dönem dönem yüksek sesli itirazlar ile irili-ufaklı park bahçe tarzı yatırımlar geldi. İlk dönemlerde pansiyon olarak adlandırılan, yani yalnızca gece konaklamaya işlevi gören bölge zaman içerisinde cazibesini de kaybetti. Sosyal alanların boşluğu ve ulaşım sorunu bir türlü çözülemedi. En başından itibaren sorun olarak orta yerde hep durdu.

Raylı sistem için ayrılan Çark deresi ile duble yol arasında ki alan kısa zaman sonra imara açıldı ve her geçen gün yeni binalar dikildi, dikilmeye de devam ediyor. Bu demek oluyor ki raylı sistemden vazgeçildi, belki de vaktiyle de düşünülmedi. Kaderini yaşamaya terk edilen Yeni Kent bölgesi bugün çok daha çileli bir hale dönüşmüş.

Geçtiğimiz günlerde Yeni Kent bölgesinde yaşayan bir dostun şikâyeti; sabah saatleri başta olmak üzere günün belli saatlerinde trafik yoğun ve ulaşım elli dakikaya kadar ulaşmakta oldu. Alternatif güzergah belirleyip duble yoldan kaçma planlarından bahsetti. Şikayetin temelini duble yol güzergahının imara açılması sonucunda yapılan iş yerleri ve buna bağlı trafik ışıklandırmasının olduğu ve dünya trafik kavşak tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan Yazlık Kavşağı olduğu yönünde!!!

Yazlık kavşağı trafiği rahatlatsın diye sözüm ona planlanmıştı oysaki bugün trafik sıkışıklığının en önemli gerekçesi olmuşa benziyor. Gerçi mesele deve misali “Deveye sormuşlar boyun neden eğri” yolun neresi doğru ki. En başta raylı sistem için ayrılan alan imara açılarak başlanılan hatalar zinciri üzerine koyarak devam etmekte. Yolun sağı solu imara açılmış her yeni güne yeni bina inşaatı ile başlanmakta, Kuzey Marmara otoyolu bağlantısı da Sebahattin Zaim Bulvarından sağlanmakta yani yeni bir yük eklendi. Yol aynı yol ancak üstlendiği görev her geçen gün daha da artmakta.

Bin yataklı hastane inşaatına başlanıyor, biliyoruz ki ilan edilen tarihte bitirilemeyeceği hepimizin malumu ancak bir gün mutlaka bitecek ve getireceği yükü düşünün, bugün baş edilmez trafik çilesinin erişeceği boyut nedir.

Toki eliyle konut inşaatları da devam etmekte, çelişkili ve gerçeklikten uzak.

Plansızlığın önemli örnekleri sergilenmeye devam etmekte, öyle anlaşılıyor ki bu gidiş bölgenin göçüne kadar varacak. Belki de devlet aklı vaktiyle yapmış olduğun yatırımın hatalı olduğunu gördü de bu hatadan dönme çabasında ve seçtiği yolda bu olsa gerek, kim bilir!!

düşünmek mümkün değil devlet aklıyla peş peşe hatalar nasıl yapılır.