Devletimiz gelecek nesiller başta olmak üzere günümüzde ülke olarak en önemli ve de kalkınmanın önündeki en büyük ve dahi en hayati ihtiyacımız olan enerjiye dair arayışta, her şeyi göze alıp çıktığı yolda, bakmayıp ardına yoluna devam etmektedir… 

Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de “Ben de varım” derken “Dünya beşten büyüktür” şeklindeki bugüne kadar hiçbir devlet başkanının dillendirmek bir yana, cesaret dahi edemediği yürek çığlığıyla yoluna devam eden  ülkemizle övünülecek yerde hala, ısrarla sırf muhalefet olsun anlayışıyla bu büyük uyanışı ve çıkışı sulandırmak isteyenlere; 30-40 yıldır esaret altında inim inim inleyen, Karabağ’ın kurtuluşunun altında yatan o büyük güç dahi tesir etmiyor, ne yazık ki… 

Durup düşünülecek yerde eski alışkanlıklar ve sudan bahanelerle saldırganlıklar sürüp gidiyor… 

Ezilen, horlanan bir değil iki, hatta üçüncü sınıfa dahi layık görmedikleri halkların yeraltı ve yer üstü zenginliklerini alıp götürenler, oyunlarının bozulduğunun farkına varınca kıyameti koparıyor… 

Sömürdükleri ülkelerin malı yanında, canına kıyan, bu da kesmiyor namuslarına göz dikenlerin hesap vereceği günlere yönelik ümit ışıklarının yanacağı, yandığı bir asrın başlangıcına doğru gidiyor ülkemiz… 

Zira öyle olduğunu gösterir gelişmeler var yurt içi ve dışında… 

Onların anladığı dilden konuşarak sessiz ve derinden geliştirdiği savunma sanayii ile eski Türkiye’nin bir daha gelmeyecek şekilde geride kaldığını gösterince, ülkemize şaşı bakan her devlete verilen mesaj, dışarda tam anlamıyla anlaşılırken, içerde her ne hikmetse basit koltuk kavgalarına kurban edilmek istenmektedir… 

Dün tarihin kaydettiği devasa medeniyet Osmanlı’yı yıkan entrikalar ne ise bugün aynısı tezgahlanmak isteniyor… 

Ancak ne Türkiye eski Türkiye ne yönetim eski vesayetin tekelinde… 

Eğer o büyük devrim yapılmamış olsa idi bugün bambaşka yani, her yönüyle işgal edilmiş bir ülkede yaşıyor olacaktık… 

Kendi göbeğini kendi keser hale gelmenin faturasını ödemek bu nedenle kolay olmuyor… 

Bugün devletin, özellikle savunma sanayiinde sessiz ve derinden giderek elde ettiği ve de dünyaca konuşulan başarısı yanında, “denizler fatihi” olacak devasa gemileri ile de yola koyulan bu aziz devlete ve onun şanlı ordularına, şu sıralarda uyanan Müslüman ülke lider ve halklarından da peş peşe destek geliyor… 

Bu büyük çıkışı içerde hayat pahalılığı, dışarda döviz senaryoları ile sulandırmak isteyenlerin hedefi bellidir… 

Ama bilinir ki eski çamlar bardak oldu… 

Bari bırakın da Azerbaycan Halkı ile birlikte, kazanılan zaferin tadını çıkaralım! 

Geleceğe dair çıkılan bu anlamlı ve kutlu yürüyüşe maddi manevi desteğiyle katılan, duaları ile destek sağlayan her kesime, her şeyden önce bu doğrultuda taşın altına elini değil gövdesini koyan herkese  “Peygamber çiçekleri” gitsin istedik…