Mehmet Niyazi Özdemir Kimdir?

1942 yılında Akyazı’da doğan Mehmet Niyazi Özdemir, Ortaokulu doğduğu ilçede tamamladı, liseyi de İstanbul Haydarpaşa Lisesi’nde bitirdi.

Lise sonrası girdiği İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1964 yılında mezun oldu. Üniversite yıllarında o günün Marmara Kıraathanesi müdavimleriyle tanıştı. Başta Necip Fazıl, Kadir Mısıroğlu, Fethi Gemuhluoğlu, Nurettin Topçu gibi mütefekkirler onun fikir dünyasının oluşmasında önemli rol oynadı.

Kendi inancını ve medeniyet anlayışını özümsemiş ve kendine güvenerek gittiği Almanya’da batı kültürünü de görerek gelecek nesillere örnek bir mütefekkir olarak kendini yetiştirdi.

12 yıl Almanya’da üniversitelerde eğitim hayatını devam ettirdi. Almanya’daki eğitiminden sonra araştırmalarını İstanbul’a dönerek değişik kütüphanelerde sürdürdü. 

Başta Çanakkale Mahşeri olmak üzere Yemen, Kanije, Plevne gibi tarihi konularda yazdığı araştırma ve romanlarının yanında diğer eserleriyle de günümüz gençliğine hâlâ ışık tutmaktadır.  

Ömrünü kütüphanelerde araştırmalarla geçiren mütefekkir Mehmet Niyazi Özdemir 11 Mayıs 2018 tarihinde İstanbul’da vefat etti.

 

Kitaplarıyla tarihe Işık Tuttu

Mehmet Niyazi Özdemir’in hukuk tahsili yapmasına rağmen kendi alanı ile ilgili herhangi bir çalışma yapmadığını görüyoruz. Üniversite mezuniyeti ile felsefeye ve tarihe olan düşkünlüğü onu, tarih alanında unutulmayacak eserler kaleme almaya yönlendirdi. Ve bunda da oldukça başarılı olduğunu görüyoruz.

1970 yılında, bir İmam-Hatiplinin konu alındığı romanı “Var Olmak Kavgası”nı yayınladı. Eser o günün gençleri kadar bu günün gençlerinin de hâlâ ilgisini çekmeye devam ediyor. Bu romanın ardından çeşitli hikâyeler ve romanlar yayınlayan Üstad 1998’de Çanakkale zaferini konu alan “Çanakkale Mahşeri” isimli romanı ile bu milletin ruhunu derinden etkilemiştir. Son yıllarda Çanakkale Savaşı’nın gündemimize girmesinde bu eserin çok büyük katkısı olmuştur. Basıldığı yıldan beri her yıl binlerce satan sözkonusu roman, Çanakkale Savaşını anlatan en başarılı romanlardan biridir.  

Mehmet Niyazi Özdemir bu romanı yazmaya kendini mecbur hissettiğini bir röportajında şöyle anlatır: ”Almanya’da kaldığım yıllarda kütüphanelerdeki çalışmalarım esnasında Çanakkale’yle ilgili 700’ün üzerinde eser gördüm. Oysa bu büyük zafer hakkında Türkiye’de sadece 23 eser yayınlanmış. Kendimi Çanakkale destanını yazmaya mecbur hissettim” demiştir.

Bu eseriyle Özdemir’e, 1999 yılında Türkiye Yazarlar Birliği “Çanakkale Mahşeri” romanına yılın eseri ödülünü vermiştir.

 

Kütüphanelerde Geçen Ömür

Mehmet Niyazi Özdemir kendisine özgü özellikleri olan bir aydındır. Hayatta istediği en önmeki şey, en büyük sevgisi kitaplarla beraber olmaktır. Bunu da gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Gençlik yıllarından beri ömrünü kütüphanelerde geçirmiş desek abartı sayılmaz.

Mehmet Niyazi Bey geride miras olarak kitap ve kütüphaneleri bırakmıştır. Dünyada kitaplarından başka dikili bir ağacı yoktur. Bunun da onun ebediyen yaşayacağına delil olduğunu söyleyebiliriz. Mehmet Akif bir şiirinde:

Sessiz yalşadım kim beni nerden bilecektir

der. Niyazi Bey sessiz ve derinden yaşayan bir sanatkârdır. Bu yönüyle toplum onu unutmamıştır ve unutmayacaktır.   

Yazarın geride bıraktığı birbirinden kıymetli eserler bu büyük çabaların meyveleridir. O ömrü boyunca okudu okudu okudu ve yazdı diyebiliriz. Akyazı’nın yetiştirdiği bu güzel insan anıldığında kütüphane ve kitaplarla anılacaktır.

 

Akyazı’nın Mütefekkir Evladı

Mehmet Niyazi Özdemir bu memleketin yetiştirdiği münevver evlatlarından biridir. Düşünce dünyasının derinliğini eserlerine akıcı bir üslupla aktarır. Bugün Müslümanların kendi coğrafyasında yaşanan medeniyet krizinin ve bu krizin hakkıyla kavranması için her platformda konuşmuş ve anlatmaya gayret etmiştir. Üstelik bunu ilk gençlik yıllarından başlayarak ölümüne kadar devam ettirmiştir.

O bir dönemin önde gelen yazarlarındandır. Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Fethi Gemuhluoğlu, Nurettin Topçu, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt gibi şair ve yazarlarla devamlı görüşüp, onlarla teşrik-i mesai içinde olup aynı sur’da gedik açmaya çalışmıştır. Niyazi Bey bu düşünce ve sanat adamlarının yanında aynı zamanda devrin manevi dinamiklerini de tanımış ve tanıtmaya çalışmıştır. Süleyman Hilmi Tunahan, Mehmet Zahit Kotku ve Bediüzzaman Said-i Nursi hazretlerini en iyi anlatanlardan biridir o. Bu şahsiyetlerin yaşadıkları dönemde verdikleri mücadelenin günümüz Müslümanları tarafından çok iyi anlaşılması gerektiği üzeride durur. Bu mücadeleyi anlamadan bugün bulunduğumuz konumu anlayamayız görüşüne yer verir.       

Onun asıl sahası hukuk ve daha doğrusu İslam hukukudur. Bununla beraber tarih, tarihi roman, güncel meseleler ve hikâye deneme türünde birçok esere imza atmıştır. Üstadın bu yazılarındaki maksadı günümüz insanlarının tarih şuurunu kazanması gayreti yatmaktadır. Yazdığı “Çanakkale Mahşeri”, “Ah Yemen Ah”, ” Kanije”, “Plevne” gibi eserlerle birçok isimsiz kahramanları gün yüzüne çıkarmış, hatta hafızalara kazımıştır. 

Bu eserleri yazarken tarihin gerçeklerini gelecek nesillere aktarmayı ve anlatmayı gaye edinerek kendisine bunu bir borç kabul etmiş ve sabırla, sebatla çalışarak kaleme almıştır. Bu romanlarda onun sanatçı kişiliğinin yanında mütefekkir ve kuşatıcı tarafını da keşfederiz. Merhumun bu yönüyle yaşayacağına inanıyoruz. Eminiz, bundan sonraki nesiller de onu unutmayacaktır.

Üretken bir kalem olan Üstad Mehmet Niyazi Bey “Türk Tarih Felsefesi” adlı eserinde tarih ve tarih felsefenin ayrılmaz bir bütün olduğunu, tarih biliminin nasıl doğduğunu yaşanmış hayat hikâyeleriyle ve betimlemelerle anlatmış büyük bir yazardır aynı zamanda.

 

Kültür Bakanlığının Vefası

Hayatında gereken ilgiyi göremeyen çilekeş mütefekkirimize Kültür ve Turizm Bakanlığı muazzam bir kütüphaneyle ölümünden sonra vefasını göstermiş oldu. 

Akyazı merkezde Çarşıiçi’nde adının verildiği bir kütüphane 12 Mart 2019 Salı günü (bugün) saat 16.00’da sayın valimiz Ahmet Hamdi NAYİR tarafından açılacak. Bu güzel eserin Akyazı’ya kazandırılmasında İl Kültür ve Turizm müdürümüz Hüseyin YORULMAZ’ın vefa ve gayretlerini de takdir etmek gerekir. Yorulmaz’dan aldığımız bilgiye göre birkaç ay önce Kültür ve Turizm Bakanlığına yeni yapılan Akyazı ilçe halk kütüphanesinin isminin Mehmet Niyazi Özdemir olarak değiştirilmesini tavsiye ettiklerini, bakanlığın da buna sıcak baktığını belirterek yıllardan beri başka bir yerde faaliyet gösteren kütüphanenin bundan böyle yeni yerinde Mehmet Niyazi Özdemir İlçe Halk Kütüphanesi olarak çalışacağını ifade etti.

Yine Kültür müdürü Hüseyin Yorulmaz’dan öğrendiğimize göre Bakanlık geçtiğimiz aylarda da Kaynarca’ya bir kütüphane açmıştır. Söğütlü ve Karapürçek’te de kütüphane kurma çalışmaları devam etmektedir. Büyük şehirlerdeki Millet Kıraathanelerinin yanında yereldeki bu tür kütüphane çalışmaları eminiz kültürel kuraklığımızın giderilmesinde önemli rol oynayacaktır.     

Sanal âlemin çocuklarımızı her gün daha çok boğduğu günümüzde darısı diğer ilçelere diyerek bu temennimizi yetkililerin duymasını arzu ediyoruz.

 

BAZI ESERLERİ:

1- Var Olmak Kavgası: Bir imam hatiplinin hayatını konu alan roman, 1970.

2- Bayram Hediyesi: Çeşitli hikâyelerin toplandığı kitap, 1971.

3- Çağımızın Aşıkları: Almanya'daki hayatını anlatan roman, 1977.

4- Ölüm Daha Güzeldi: Tahir Mihmandarlı'nın hayatını anlatan roman, 1982 (Milli Kültür Vakfı Ödülü'ne layık bulundu).

5- İslam Devlet Felsefesi: Araştırma kitabı, 1988.

6- Türk Devlet Felsefisi: Araştırma kitabı, 1989.

7- Yazılmamış Destanlar: Balkan Savaşı'nı anlatan roman, 1989.

8- Medeniyet Ülkesini Arıyor: Araştırma kitabı, 1991.

9- İki Dünya Arasında: Roman, 1992.

10- Çanakkale Mahşeri. Çanakkale Savaşı'nı anlatan roman, 1998 (Yazarlar Birliği Ödülü).

11- Türkiye'nin Meseleleri-1 (Kültür) (makalelerden oluşmaktadır, 1992).

12- Türkiye'nin Meseleleri-2 (Kültür) (makalelerden oluşmaktadır, 1992)

13. Yemen Ah Yemen.

14 Plevne.

15. Kanije.

16. Yazılamamış Destanlar.

17. Medeniyetimizin Analizi ve Geleceği vs.