Böyle bir acı karşısında başka bir konuyu köşeye almak; en azından Soma’da yaşamını yitirenlere ve ailelerine saygısızlık olur diye düşündüm.
**
Bu yazıya dün saat 13.00 gibi başlarken; yaşamını yitirenlerin sayısı 205 olarak açıklanmıştı. Ve aynı kaynaklar; ocağın dehlizlerinde 350-400 işçinin olduğunu ve ümitlerin yavaş yavaş azaldığını belirttiler. Ki inşallah yaşamını yitirenlerin sayısı bu noktada kalır…
**
Dünyada kömür ocaklarında her bir tona karşı ölüm oranı ortalaması sıfıra yakın olan ülke Amerika. Bu sıralamada Almanya 9. sırada. Biz ise; özellikle 2004’te kabul edilen taşeron işçi yasasından sonra kömür madeni olan ülkelerde sonlardayız.
**
Neden Almanya’yı örnek verdiğime gelince.. 1960’lı yıllarda kömür madenlerinde ölüm sıralamasında Almanya bu listenin 20. sırasında, Türkiye ise 21. sıradaymış. 50 yıllık bir zaman dilimi sonunda Almanya, madenlerinde aldığı önlemlerle 9. sıraya kadar yükselmiş. 9. sıra derken, Almanya’da da çok ölümler olduğunu zannetmeyin. Biz ise, özellikle 2004 taşeronlaşma sonrası dibe doğru batmaya başlamışız.
**
İşte son 13 yıllık dilimde Türkiye-Almanya karşılaştırması:
-2001 Türkiye 19 ölüm, Almanya 0 ölüm.
-2002 Türkiye 17 ölüm, Almanya 0 ölüm.
-2003 Türkiye 22 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2004 (Taşeron dönemi başlıyor) Türkiye 68 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2005 Türkiye 121 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2006 Türkiye 79 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2007 Türkiye 76 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2008 Türkiye 66 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2009 Türkiye 92 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2010 Türkiye 105 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2011 Türkiye 77 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2012 Türkiye 61 ölüm, Almanya 0 ölüm.
2013 Türkiye 95 ölüm, Almanya 3 ölüm.
**  
Almanya son 3 yılda kömür ocaklarında sadece 3 can kaybı yaşamasına rağmen kömür ocaklarında ton başına ölümler sıralamasında 9. sırada. Bu şu demek, Almanya bu kadar az can kaybına rağmen listede 9. oluyorsa, demek ki, listenin ilk sıralarındaki ülkelerde ölüm oranı sıfır veya sıfıra çok yakın.
**
Biz ülkedeki ocakların büyük bölümünü Türkiye Kömür İşletmeleri’nden (TKİ) alıp taşeronlara verdikten sonra ölüm oranlarında patlama yaşanıyor. Rakamlar ortada. Açık olarak belli ki, TKİ sonrası ocaklardaki önlemler, ‘tasarruf adına’ azalmış. Standartların altına düşmüş. Dolayısıyla da bu zaten sorunlu olan çalışma alanları bombaya dönüşmüş.
**
Dün saat 13.00 itibarıyla kaybedilen 205 can, yüzlerce metre madenin altında akıbetleri belli olmayan 350-400 belki de daha fazla insan. Sözün bittiği yer. Bu olayı, siyasi dublajcılıkla ‘sabotaj’ kelimesi içine sıkıştıran sığ beyinlilere söz söylemeye gerek yok zaten.
**
Bir de; bu ülkede, ‘...Maden kazası madencilerin kaderidir. Ölmek bu mesleğin kaderinde var..’ , ‘..Acımız çok büyük ama güzel güzel öldüler..’ , ‘Karbondioksitten ölüm çok güzel bir ölümdür..’ , ‘Şili, maden ocağında mahsur kalan işçileri 100 günde çıkarmış. Biz olsak 3 günde çıkarırdık..’ diye konuşan siyasiler yok mu? Sanki karşılarında çocuk var. Sanki onların haricindeki insanların zeka yaşı 3-4…
**
Facia yaşanan ocakların sahibi, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Grup CEO’su Can Gürkan, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın da katıldığı şirketin açılışında şunları söylemişti, ‘..40 yıldır en yeni teknolojiler ve yüksek güvenlik standartları ile madencilikte standartları belirleyen bir şirketiz..’ Ben yorum yapmıyorum!..
**
Aynı açılış töreninde Bakan Yıldız şirketin, örnek alınacak niteliklere sahip ocağın işçi güvenliğini ön planda tuttuğunu, güvenlikle ilgili sistemlere para harcandıkça, işçilerin kaygıları giderildikçe verimin arttığını gördüklerini ifade ederek, madencilikte artık ithal sistemlerinin yanında yerli üretimin de payının arttığını, bunun madenciliğin diğer alanlarında da yaygınlaşmasını planladıklarını söylemişti. Buna da yorum yapmıyorum.
**
Sadece şunu merak ediyorum; Amerika’da her yüz milyon ton kömür için ortalama 1 ila 5 kişi ocaklarda yaşamını yitirirken, bizde aynı oran neden 900? Buna cevap bulduğumuzda, sorunu çözebiliriz.
**
Ölenlere rahmet, yakınlarına sabır, yaralananlara şifa diliyorum. İnşallah kayıp rakamları yükselmez.