Asrın afetinin 20. yıldönümünde Demokrasi Meydanı, o eski görkemli görünümü aksine depremde yüreği yanmış ailelerden oluşan küçük bir topluluğa ev sahipliği yaptı…
O unutulmaz deprem gecesini bire bir yaşayanlardan oluşan kalabalığın konuştuklarına kulak kabartınca, duyduklarım beni hayli üzdü... 
Depremle yaşama konusunda neler yapıldığı yolundaki görüşleri dikkatimi çekti…
Sakarya bir yeni depreme daha koşuyor doludizgin…
Halkı endişeli…
Yine öyle bir acı yaşamanın korkusu sinmiş yüreklere…
Diyorlar ki “Adapazarı depreme hazır değil.”
“Çok katlı binaların deprem sonrası yıkılıp yerine yenileri ve belli ölçülerde yapılması gerekirken hala ayakta ve kullanılıyor olmasının, muhtemel bir depremde faturasını ödemek hiç de kolay olmayacak” görüşü dolaşıyordu sanki meydanın karanlığında…
Bu konuyu farklı açılardan ele alıp zaman zaman uyarı görevini yapan İnşaat Mühendisleri Odası Sakarya Şube Başkanı Hüsnü Gürpınar’ın uyarıları, bir yeni depreme yaklaşılırken adım adım, gereken önlemlerin tam anlamıyla anılmadığını işaret ediyor…
Ezcümle “Deprem öldürmez, binalar öldürür” şeklindeki bilimsel açıklamalar hangi çevreden gelir, hangi dilden dökülür, üzerinde durup düşünmek ve buna göre hareket etmek kaçınılmaz…
Pişmanlıklar duyulmadan gereğini yapmak rahatlatır vicdanları ancak…
İşin teknik yönleri haberlerimizde etraflıca ve yetkili etkili ağızlarca defalarca gündeme getirilirken, muhtemel bir vebalden kurtulmak için herkesin ve kesimin eteğindeki taşı döküp oluşacak sıkıntıları kolay atlatmanın gereğini yapma zamanıdır, hem de geç kalmadan…
Bilinir ki ilimiz deprem kuşağı üzerinde…
Yaklaşık çeyrek asırlık aralıklarla yaşanan üç büyük deprem, gerektiği gibi ders çıkarmak için yeterli acıyı yaşatmadı mı bizlere!
İstiyoruz ki bir yenisinde sarsıl da ortalık yıkılmasın binalar, yitirilmesin canlar…
Bu da ancak bu konuda söz sahibi yani ilim irfan sahibi bilim insanlarının uyarılarını dikkate alıp, geleceği ona göre bina etmekle sağlanır…
Bu doğrultuda hareket edecek etkili-yetkili herkese “Peygamber çiçekleri” gitsin istedik…