Geçen hafta ilimiz, uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia edilen 17 yaşındaki bir çocuğun, annesini boğazından bıçaklayıp öldürmesi ve iki küçük kız kardeşini de yaralamasıyla sarsıldı…

Nasıl olur da 9 ay karnında taşıdığı, “Evladım” dediği, uykusuz gecelerde sütüyle beslediği, canından can, kanından kan kattığı çocuğu tarafından bıçakla acımasızca öldürülür bir anne…

Bunun hangi dinde, hangi yasada, hangi hukukta yeri var!

Yarınlarda kendine gelip ne yaptığının farkına varsa ve de duysa da bin bir türlü pişmanlık neyi telafi eder, neyi geri getirir…

Ana ölmüş, iki kız kardeş ölmekten beter hale getirilmiş…

Nasıl bir canilik, nasıl bir insanlıktır bu…

Vahşeti izah edecek kelime bulmakta zorlanıyor insan…

17 yaşındaki bir genç hangi ruh haliyle ve hangi duygularla ve emeller için kıydı anacağına…

Anlamak mümkün değil!

Ona verilecek ceza ne olursa olsun, işlediği cinayetin karşılığı olamaz…

Hele de ayaklarının altına cennet serilen ana gibi vefakar bir kucağı kirleten, öldüren yaratığa, insan muamelesi yapılabilir mi?

Ben bu çocuğa verilecek hiçbir cezanın, bu hunhar cinayetin karşılığı olacağına ihtimal veremem…

Herşeye rağmen talihsiz anaya yüce Mevla’dan rahmet, yaralı yavrularına ise acil şifalar dileğiyle Bizim Bahçe’den “Beyaz güller” gönderelim istedik.

TRAFİĞE KAPALI YERLER VE YASAK TANIMAZLAR

Trafiğe kapalı yerlerde bundan yarım ya da çeyrek asır öncesi “Bisikletle girilmesi zabıtaca men edilmiştir” şeklinde bir bildiri asılır vatandaş da ona göre hareket ederdi...

Toplumu alakadar eden böylesi yasak bildiriler, halkın eğlendiği gazinolarda da “Hariçten gazel istemek zabıtaca men edilmiştir” şeklinde sahnelerin alnına yapıştırılırdı...

O günlerden bugüne değişmeyen bir şey kalmadı ve halkı uyaran o bildiriler de tarihe karıştı...

Hal böyle olunca, yasaklar kaldırıldı rafa…

Kimseler uymaz oldu ne sözü ne de lafa…

Günümüzde şehrin trafiğe kapalı alanları, zaman zaman elektrikli motosiklet ve bisikletlerin yarış alalına döner…

İnsanlar arasında slalom yaparcasına geçip giden bu tür araçlardan sadece yayalar değil, çarşı esnafı, dükkan sahipleri de hayli rahatsız…

Ne zaman çıksak yola, yapışılır yakamıza…

“Ne olur şu sevimsiz insanları yazın…

Buraların bisiklet, motosiklet yolu olmadığını bilsinler.

Eskiden böyle ehliyetsiz, plakasız motosiklet ve bisikletler toplanır, biz de rahat ederdik uzun süre” diyen esnafın şikayeti haksız değil…

Bisiklet ya da motosiklet üstünde yayalara çarpa çarpa yol alan sorumsuz sürücüler konusunda önlem alınsın ki, şikayetler sona ersin...

Bu konuda gerekeni yapacaklarına inandığımız yetkililere kolaylıklar dileğiyle Bizim Bahçe’den “Zambaklar” gönderelim istedik, şimdilik…

KEMALPAŞA MAHALLESİ SEDAŞ'TAN ŞİKAYETÇİ

Serdivan, giderek artan nüfusuyla daha fazla yatırımı hak eden bir görüntü çiziyor.

Serdivan Kemalpaşa Mahallesi sakinleri artan nüfus nedeniyle yetersiz kalan trafolardan bıktıklarını ifade ederek SEDAŞ'tan, bitmek bilmeyen elektrik kesintilerine bir çare bulmalarını istiyor.

Kışın soğuğunda saatlerce elektriksiz kaldıklarını, gidip gelen elektrik nedeniyle elektronik eşyalarının iflas ettiğini, bunun bir gün değil iki üç günde bir devamlı olduğunu ifade ederek gazetemizi arayan mahalle sakinlerinin sorunlarını kısa sürede gidereceğine inandığımız SEDAŞ yetkililerine, çiçek göndermekte acele etmiyoruz tabii ki…

Hele bir görelim neticeyi…

Sonra harekete geçirelim Bizim Bahçe’nin bahçıvanı Kemirkıran Sadri’nin eşi Hatice’yi…