Plağı başa saralım…

2019 yerel seçimlerinin öncesine gidelim…

AK Parti’de belediye başkan adayları belirlenecek…

Her kafadan bir ses çıkıyordu…

Herkes farklı farklı tahminlerde bulunuyordu…

“Adapazarı belediye başkan adayı kim olur” diye sorulduğunda ben Mutlu Işıksu’ya daha fazla şans tanıyordum…

2014 seçimleri öncesinde isminin belirlenmesine karşılık son dakikada aday olamadığını ve bir nevi hakkının yendiğini söyleyerek bu sefer aday gösterileceğini ileri sürüyordum…

Konuştuğum, görüştüğüm, fikrini aldığım birçok insan, “Yok kardeşim, Mutlu Işıksu’yu aday yapmazlar” diye diretiyordu…

Gel zaman git zaman aday olarak Mutlu Işıksu gösterildi…

Bir zaman sonra Halk Bankası binasının yıkım muhabbeti geçmeye başladı aramızda kimi insanlarla…

“Orada bir sürü hak sahibi var, devam eden davalar var, yıkamazlar o binayı” diyorlardı…

Ben ise, “Süreç uzayabilir lakin orası eninde sonunda yıkılır” düşüncesindeydim…

Nitekim yıkıldı da….

Sonra bir ara eski Ticaret Bankası binasının müze yapılmak üzere Adapazarı Belediyesi’ne devredileceği haberleri çıktı…

İnsanlar yine, “Yok kardeşim o iş o kadar kolay değil. O binanın değeri çok yüksek. Alamazlar orayı” demeye başladı…

Bu sefer ben de kendilerine hak verdim…

Zira zamanında Sakarya Valiliği talip olmuş alamamış, Büyükşehir Belediyesi istemiş alamamış, Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası’nın gündemine gelmiş olmamış, satışa çıkarılmış talipli çıkmamış…

Böylesi bir yeri belediye uhdesine katmak bana da pek kolay bir iş gibi gelmiyordu açıkçası…

Ama Mutlu başkan Ankara’ya bir gitti geldi, Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz’un da katkısıyla o binayı da almayı başardı…

Meydan projesi dillendirilmeye başlandığında gündeme Hilmi Kayın İş Merkezi’nin yıkılıp yıkılmayacağı konusu geldi…

İnsanlar yine, “O binayı yıkamazlar. Orada kaç tane hak sahibi var. Ayrıca o binaya güçlendirme yapıldı” falan diye konuşmaya başladılar…

Ben de açıkçası pek ihtimal vermedim Hilmi Kayın’ın yıkılabileceğine…

Evet yıkılmasından yanaydım, evet o bina yıkılırsa meydan projesi daha güzel olurdu ama “zor iş” diyordum içimden…

Pek de inanasım gelmiyordu yani!

Gelinen noktada Hilmi Kayın İş Merkezi’nin yıkılması noktasında da esnafın kahir ekseriyeti ile anlaşılmış durumda…

Hilmi Kayın’da herkes imzayı atar ama filanca ile falanca atmaz muhabbetleri dönmeye başladı sonra…

“Mümkünü yok Mutlu başkan bu isimleri ikna edemez” dediler…

Ama Mutlu başkan o isimleri de ikna etti ve imzaları attırdı…

Projeyi açıklayamaz dediler, açıkladı…

Şimdi de projenin maliyetini, inşaatın süresini, ekonominin durumunu, projenin zorluğunu bahane edip, “Mutlu başkan yapamaz bu işi! Bu projeyi gerçekleştiremez” falan diyorlar sağda solda…

Bu saatten sonra şu söylediklerinize herkesi inandırabilirsiniz ama beni kandıramazsınız kardeşim!

Zira ben artık Mutlu Işıksu konusunda şerbetliyim…

Belli bir zümre, “Olamazsın, yapamazsın, edemezsin” dedikçe Mutlu başkan coşuyor…

İmkânsız görüneni mümkün kılıyor, aşılamaz denilen engelleri aşıyor…

Aleyhte yapılan tüm konuşmalar Mutlu başkanı adeta kamçılıyor…

Yani diyeceğim o ki; kulaklara bir şeyler fısıldarken bu gerçeği dikkate alsın bazı insanlar…

Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmasınlar!