Bu şehrin birçok beklentisi var…

Bu beklentilerin başında bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da sözü verilen bin yataklı şehir hastanesi geliyor…

Mevcut hastaneler ihtiyaca yeteri kadar cevap veremiyor…

Böylesi bir hastanenin en kısa sürede yapılması gerekiyor…

Oysa daha hastanenin yeri bile belli değil…

Yatak sayısı belli olmayan kadın doğum ve çocuk hastanesi var bir de…

200 yataklı diyen var, 250 diyen var, hatta sayıyı 350’ye kadar çıkaran da var…

Yatak sayısı bile netleştirilebilmiş değil…

Yıllardır da inşaat bitirilemiyor…

En son Kasım ayında bitecek diye tarih verildi…

Bitecek mi bitmeyecek mi hep birlikte göreceğiz…

Kasım ayına ne kaldı şunun şurasında…

Büyükşehir’in KDV iadeleri nedeniyle uğradığı bir zarar söz konusu…

Zaten borçlu olan belediyemiz bunun üstüne devletten yeteri kadar kaynak da alamıyor…

Bu sorun da aylardır çözümsüz bir şekilde bekliyor…

Sorun çözüme kavuşsun diye bir tek İYİ Parti Milletvekili Ümit Dikbayır mücadele veriyor…

Camili’deki Adliye binası artık hizmet veremez durumda…

Koridorlar dahi oda olarak kullanılmaya başlandı…

Komşu illerin hemen hepsine gıcır gıcır adliye sarayları yapıldı…

Bize de onlara bakıp imrenmek kaldı…

Sakarya’nın çok acil bir şekilde yeni bir adliye sarayına ihtiyacı var…

Lakin bunun için en ufak bir girişim dahi söz konusu değil…

Artık Sakarya’nın ilçelerinden bile küçük vilayetlerde hafif raylı sistem taşımacılığı yapılıyor…

Ama nüfusu bir milyon olan şehrimiz bu nimetten mahrum…

Karasu Demiryolu Projesi de yıllardır boynu bükük şekilde öylece beklemekte…

Sakarya Nehri akıyor, biz bakıyoruz…

Bütün Avrupa ülkelerinde nehirler şehirlerin ortasından geçiyor…

Uzaklara gitmeye de gerek yok…

Hemen yanı başımızdaki Eskişehir’e Porsuk Çayı ayrı bir güzellik katıyor…

Nehri şehirle bütünleştirmek lazım…

Bunun ilk etap çalışması Zeki Toçoğlu tarafından yapıldı…

Nehir Ada projesiyle bunu devam ettirecek olan da mevcut başkan Ekrem Yüce…

Lakin bu projenin gerçekleşmesi için ilk olarak arsa sahiplerine çok yüksek meblağlarda kamulaştırma bedelleri ödenmesi gerekiyor…

Bu proje için gerekli kaynağı kim, nasıl sağlayacak?

Hele ki bu ekonomik kriz ortamında…

Bunlar ve bunlara benzer birçok beklentisi var şehir insanının….

Peki bu beklentilerimizi kim karşılayacak?

AK Parti milletvekilleri mi?

AK Parti İl Başkanı mı?

Büyükşehir Belediye Başkanı mı?

Çünkü bugüne kadar gördük ki milletvekilleri bu şehrin sorunlarını çözemediler…

AK Parti’nin şu an dört Sakarya milletvekili var…

Yerel seçimlerin üzerinden de 10 ay gibi uzun bir zaman geçti…

Bu 10 aylık süre zarfında yukarıda saydığım konularda bir arpa boyu yol alınabildi mi?

Hangi sorununu çözdüler bu şehrin?

Ya da hangi konuda herhangi bir katkı sundular?

Ekrem Yüce topa girdi de Ada Treni nihayet şehir merkezine gelebildi…

Ergün Atalay helikopterde rica etti de eski stat arazisi millet bahçesi oldu…

Bundan sonraki beklentilerin muhatabı kim olacak?

Yine Ergün abiden mi ricacı olmasını isteyeceğiz yoksa çiçeği burnunda İl Başkanı Yunus Tever mi topa girecek?

Ya da Ada Treni konusunda olduğu gibi Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce mi ikili ilişkilerini kullanıp şehrin önünü açacak?

Zira işimiz sadece AK Parti milletvekillerine kalırsa yukarıda saydığım hiçbir beklenti gerçekleşmez, şehrin hiçbir sorunu da çözülemez…

Benden söylemesi…

 

Muhalefet vekillerini

gelecekte ne bekliyor?

AK Parti’nin mevcut dört milletvekilinin ilk 10 aylık performansının çok zayıf olduğunu söyledik…

Peki muhalefet partilerinin milletvekilleri ne durumda?

MHP Milletvekili Levent Bülbül’ü muhalefet milletvekili olarak değerlendiremeyiz sanırım…

Cumhur İttifakı nedeniyle MHP artık hükümet ortağı sayılır…

Kısa sürede partinin grup başkan vekilliğine kadar yükselen Levent Bülbül yerel seçimlerde iyi bir sınav veremedi…

Partililerin beklentilerini karşılayamadı…

Ama Ankara nezdinde başarısız olarak göremeyiz kendisini…

Zira kâğıt üstünde Sakarya’da hiç belediyesi olmayan MHP’nin elinde artık Taraklı Belediyesi var…

Meclis üyeliği anlamında da bir kayıp söz konusu değil…

Peki CHP milletvekili ve Grup Başkan Vekili Engin Özkoç’un elinde ne var?

Sakarya’dan genel merkeze hangi müjdeli haberleri götürebildi Engin Özkoç?

Tek bir belediye dahi kazanılamadı…

Birkaç meclis üyeliği tek avuntu kaynağı oldu…

Ha keza İYİ Parti Milletvekili ve aynı zamanda GİK Üyesi olan Ümit Dikbayır’ın elinde ne var?

Hiçbir şey yok…

CHP ve İYİ Parti milletvekilleri hiçbir belediye kazanamadıkları gibi ittifak yapmayı da beceremediler…

En başından beri iyi bir ittifak çerçevesi oluşturamadılar, süreci yönetemediler…

Şimdi diyeceksiniz ki “Saydığın milletvekillerinin hepsinin genel başkanları ile arası çok iyi. Genel başkanlar yerinde kaldığı sürece milletvekilleri de koltuklarında kalır…”

Kazın ayağı hiç de öyle değil!

Bundan yıllar yıllar önce bir milletvekiline “Genel başkanla aranız çok iyi… Neden Ankara’dan milletvekili olmuyorsunuz da ısrarla Sakarya’dan adaylığınızı koyuyorsunuz” diye sormuştum…

Son derece tecrübeli olan o milletvekili bana şu cevabı vermişti:

“Şayet kendi şehrinde, kendi seçim bölgende başarılı değilsen ve de insanlar seni artık istemiyorlarsa hiçbir genel başkan nezdinde bir itibarın olmaz! Sakarya milletvekili olarak elde ettiğin gücü Ankara veya İstanbul’da vekil seçilerek elde edemezsin… Hiçbir genel başkan seni sonsuza kadar sırtında taşımaz, taşıyamaz!”

Bilmem bu örnek açıklayıcı oldu mu?

 

Yunus Tever partiyi ipten aldı

Yerel seçimler öncesi tahminde bulunurken AK Parti’nin birkaç ilçeyi kaybedileceğini öngörüyordum…

Hatta “En az üç ilçeyi kaybedersiniz” dediğim AK Parti Genel Başkan Yardımcı Ali İhsan Yavuz, “Gel o zaman iddiaya girelim seninle” demişti…

Üç ilçe kaybedilirse Yavuz siyaseti bırakacak, aksi olursa da ben gazeteciliği bırakacaktım…

Ben teklifi kabul ettim ama Sayın Yavuz sonradan vazgeçti…

Sonuçta iki ilçe kaybedildi…

Şayet Ali İhsan Yavuz’la iddiaya girseydik gazeteciliği bırakmıştım şimdi…

Herhalde bunun müsebbibi de İl Başkanı Yunus Tever olacaktı…

Aynı zamanda ilkokul arkadaşım olan Yunus kardeşim beni işimden edecekti…

Yunus Tever ne alaka diyeceksiniz şimdi…

Hemen anlatayım…

Seçim öncesi kâğıt üstünde bakıldığında Pamukova ve Hendek’in haricinde sıkıntılı birçok yer vardı…

Bunların başında da Kaynarca, Ferizli ve Karapürçek ilçeleri geliyordu…

Benim kafamdaki ilçelerden ikisi Karapürçek ve Kaynarca idi örneğin…

Buralardaki tehlikeyi İl Başkanı Yunus Tever de sezmiş olmalı ki son günlerde bu ilçelere adeta çıkartma yaptı…

Kendisi de Karapürçekli olan İl Başkanı Tever bu ilçede kamp kurdu…

Bölgeye özel çalışmalar yaptı, nokta ziyaretler gerçekleştirdi…

Bilhassa baba ocağı Kanlıçay Mahallesi’ndeki çalışmaları ve kanaat önderleri ile buluşmaları AK Parti’ye seçimi kazandırdı…

Düşünün ki AK Parti Karapürçek’i sadece 326 oy farkla, yani sadece bir sandık sayısı kadar farkla kazanabildi…

Şayet bu nokta atışlar yapılmasa, önemli bazı ziyaretler gerçekleştirilmese Karapürçek de elden çıkmıştı…

Tever benzer ziyaretleri Kaynarca ve Ferizli’de de gerçekleştirdi…

İkili ilişkilerini çok iyi kullandı ve birçok seçmenin tercihine etki etti…

Köklü ve sevilen bir aileye mensubiyetin vermiş olduğu avantajı iyi kullanan Yunus Tever, böylelikle belki de kendisine fatura edilebilecek ağır bir mağlubiyetten partisini kurtarmış oldu…

En azından kendi ilçesinde başarısızlık yaşamadı…

İlk siyasi sınavında, birçok bölgedeki “hatalı aday belirlemelerine” karşılık Yunus Tever bu seçimlerden alnını akıyla çıkmasını bildi…

Düşünün AK Parti 2 değil de 5-6 ilçede seçim kaybetseydi partinin hali nice olurdu!

 

Vurun bakalım Ali İnci’ye

AK Parti Hendek’te seçim kaybetti ya, bu noktada bütün oklar eski belediye başkanı ve milletvekili Ali İnci’ye yöneltildi…

Seçimin Ali İnci yüzünden kaybedildiği konuşulur oldu her ortamda…

Seçim sürecinde Hendek’e gittim…

Hatta Ali başkanla da gece 2’ye kadar oturup konuştuk o dönemde…

Bir burukluk yaşadığı her halinden belliydi…

Ama seçim kaybedilsin diye de bir gayret içinde olduğunu görmedim açıkçası…

Seversiniz sevmezsiniz, Ali İnci Hendek’te üst üste 4 seçim kazanmış bir siyasetçidir…

Peki, AK Parti’nin Hendek adayı belirlenirken hiç fikri sorulmuş mudur; hayır!

AK Parti’nin belediye meclis üyeleri belirlenirken tavsiyeleri alınmış mıdır; hayır!

AK Parti’nin yeni ilçe başkanı ve yöneticileri belirlenirken görüşüne başvurulmuş mudur; hayır!

Bütün bunlara rağmen seçim öncesi sorumluluk almak istediğini söylediği zaman görüştüğü iki milletvekili ona bu sorumluluğu vermiş midir; hayır!

Her şeye rağmen çağrıldığı her programa katılmış, yaptığı her konuşmada ve basın açıklamasında üstüne basa basa AK Partili olduğunu ve Ali Kemal Sofu’nun yanında yer aldığını ısrarla vurgulamış, hatta hatta birkaç araba falan da giydirmek suretiyle cebinden binlerce TL de para harcamış bir siyasetçide şimdi kim çıkıp da kusur arayabilir ki!

Sen her aldığın kararda Ali İnci’yi dışlayacaksın, seçim kaybedildiğinde de Ali İnci’yi suçlayacaksın…

Oh ne ala memleket!