Yaklaşık yarım asırdan beri bayramları hep bekler, inşallah bu bayramı gerçekten “Bayram” ederiz umudunu taşır, ama bir türlü hakiki bayramı edemez, ümitleri bir başka bayrama bırakırız.

               Aynı ümit ve beklentilerle bir bayramı daha geride bıraktık.

               Ama bayram edebildik mi?

               Yüzlerce şehit verdiğimiz, evlerine ateş düştüğü, şehirlerimizin harabeye döndüğü, yüzbinlerce insanımızın başka şehirlere göç etmek zorunda kaldığı, ağır mali faturalar ödediğimiz, BOP’un sırayı bize getirdiği, fitne, fesat ve nifak şebekesi ve destekçileri emper- yalist ve Siyonist çevrelerin büyük kuşatma ve tehdidi ile iç içe bulunduğumuz bir durum ile,

             İnsanlık tarihinin en büyük işgal, savaş ve mezalimi ile yüz yüze kalmış, yüzbinlerce insanı hunharca katledilmiş, milyonlarcası muhacir olmuş, adeta “arz-ı mevut” siyonist hedeflere uygun olarak boşaltılmış, bölünmüş, parçalanmış, lime lime edilmiş, yanmış yakılmış, küresel eşkiyaların ve onların yerli piyonlarının ayakları altında çiğnenmiş  ve bize hediye olarak ta, güney sınırımızda  eşkıya şebekesinin  güney kolunun kuşatması ve  uyduruk yeni bir nifak devletinin kurulmak üzere olduğu bir Suriye ile,

           Emperyalist ABD’nin bitmez ve tükenmez desteği ile 60 küsur yıldan beri her türlü işgal, soykırım, sürgün, taciz, tecavüz, ambargo ve abluka altında bir Filistin ve Gazze ile,

           Küresel eşkiya ABD’nin, Moğol işgal ve katliamlarını geride bırakarak işgal ettiği, her türlü insanlık dışı soykırım, katliam, soygun, vurgun, taciz ve tecavüze maruz bıraktığı, bölüp parçalayıp mezhep savaşına sürüklediği ve orada da sınırımıza bize tehdit edecek bir cani şebekesi devleti kurduğu bir Irak ile,

          S. Hüseyin gibi, yerli işbirlikçiler desteğinde, Batılı leş kargaları tarafından  arkadan hançerlenerek katledilen ve ardından iç savaşa sokularak paramparça ve yerle yeksan edilen, 30 milyar dolarlık yatırım ve binlerce insanımızın istihdamını da kaybettiğimiz bir Libya ile,

         40 Yıla yakındır işgal, iç savaş ve her türlü insanlık dışı muameleye maruz kalmış Afganistan ile,

          Çin zulmü altında inim inim inleyen, adeta vampirin ağzına terk edilmiş sahipsiz, kimsesiz, yetim  Doğu Türkistan ile,

         Budizm’in en vahşi soykırım ve katliamlarına terk edilmiş bir Arakan ile,

         Aynı şer güçlerin ve yerli ortakları kırallıkların zulmü altında mahvedilmiş bir Yemen ile,

         Meydanlarda silahsız ve masum binlerce insanı, kendi ordusu tarafından katledilmiş, binlercesi cezaevlerine tıkılmış, her türlü baskı, işkence ve zulme maruz bırakılmış, dünyanın en alçak darbesine uğramış ve seçilmiş c. başkanı ömür boyu hapse mahkum edilmiş, yüzlerce taraftar ve önderi idam edilmiş , kanayan yaramız Mısır ile,

         “Tek millet, iki devlet” Can Azarbeycan’ımızın, en vahşi Ermeni soykırımına ve  işgaline uğramış Karabağ ile,

            70 Yıllık Bolşevik zulmünden sonra, Sovyetlerin yetiştirmesi içerden zalimlerle her türlü baskı, işkence ve yasaklara maruz Özbekistan, Tacikistan ve hala öksüz Türkistan coğrafyası, Rus ayısı tarafından ilhak edilmiş KIRIM, ülkemize sığınmış mültecileri ve özgürlük savaşçısı tüm önderleri katledilmiş, soykırım ve barbarlığın en büyüğüne maruz bırakılmış Çeçenistan, Rum barbarlığı ve işbirlikçileri Batı ile elden gitmek üzere olan Kıbrıs ile,

            Dünyanın gözü önünde, sadece Müslüman olduğu için önderleri idam edilen dişi kurt Hasina zulmü altında Bangladeş, iç karışıklıkları ve terörü hiç bitmeyen, emperyalist ve Siyonistlerin yakasını hiç bırakmadığı kardeş Pakistan, Hindu işgali altında Keşmir, Sudan’ı, Somali’si, Mali, Nijerya, Uganda, Fas, Tunus ve Cezayir’i ile bir bütün olarak karartılmış, çöle çevrilmiş, sömürüye, açlığa, iç savaşlara sürüklenmiş Afrika ile,

              60 Yıldır kapı arkasında bekletildiğimiz, aleyhimize her türlü fitne ve fesatı hayata geçiren, “soykırım” yalanını meclislerinden tek tek geçirerek bizi sıkıştırmaya ve kuşatmaya çalışan, orada yaşayan soydaş ve dindaşlarımıza her türlü hak ve özgürlük engelini çıkaran, asimilasyona maruz bırakan AB, asırlardır her türlü zulme, göçe ve soykırıma maruz bırakılmış Balkanlar ve Kafkaslar ile,

             Kısaca, tarihinin en büyük işgal, sömürü, soykırım ve iç savaşlarına sürüklenen, ETRAFINDA DİRENEBİLECEK TEK BİR GÜÇ BIRAKILMAYAN, TAMAMEN GÜVENLİKLİ BİR HALE GETİRİLEN VE TÜM İSLAM ÜLKELERİNİ DİZE GETİREN, BÜYÜK İZRAİL’E, ARZ-I MEVUT’A ADIM ADIM YAKLAŞAN, YANİ, KAZANANI SADECE ZİYONİST İZRAİL OLAN, BOP ile yerle yeksan olan bir Türk-İslam Alemi ve içinde bir yığın demokratik, monarşik ve oligarşik işbirlikçi sefa süren kıralları ile bir bayramı daha geride bıraktık.

             Bütün bu olup bitenlere rağmen bayram edebildik mi?

             Orucu bütün azalarımızla ve hakkıyla tutup, gerçek bir tövbe ile Kur’an’a, Hz. Peygamber yoluna, doğruluğa, dürüstlüğe, adalete, güzel ahlaka, yardıma, infaka, dayanışmaya, bölüşmeye, birliğe, kardeşliğe, ilme, çalışmaya,  yeni bir beyaz sayfa açmaya söz verip, böyle bir Ramazan geçirip, bayramı hak edebildik mi?

            Kendi payıma ve çevrede gördüklerime göre bu soruya da evet diyemiyor, bu bayramı da geride bırakarak, bayram etmeyi bir başka Ramazan’a erteliyor, yine ümitsiz olmayarak beklemeye devam ediyoruz.

             Bayram edemediğimiz geçmiş bayramınız mübarek olsun.