Sakaryaspor Kulüp Başkanı İsmail Gürses, geçen hafta yaptığı toplantıda AK Parti milletvekillerine veryansın etmiş…

“Bu şehir bu noktadaysa milletvekillerinin gerekli hassasiyeti göstermemesinden dolayıdır” demiş…

Yapımı devam eden statla ilgili de sıralamış eleştirilerini…

“İlk yapılan stat Sakarya Stadı ama hala bitmedi… Yapılan en kötü stat burada... Biz yeni statta milletvekillerini ağırladık ama değişen bir şey olmadı… İnşallah stat yeni sezona kadar biter” demiş…

Şimdi İsmail Gürses’in bu açıklamalarını okuyan bazı kesimler, “Milletvekillerine ayıp olmuyor mu” diye soracaklardır kendisine hiç kuşkusuz…

Hani biz bu şehre bakan lazım dediğimizde, bakan yoksa hizmet de yok dediğimizde bize sormuşlardı ya, “Milletvekillerine biraz ayıp olmuyor mu” diye…

Şimdi çıkıp aynısı İsmail başkana da soracaklardır…

Yapılan eleştirinin mahiyetini anlayamadıkları ya da anlamak istemedikleri için böyle söyleyeceklerdir…

Sakarya’nın sorunları kabak gibi ortada, güç bela başlanılan yatırımların nasıl ilerlediği ve bir türlü tamamlanamadığı gerçeği de ortada…

Lakin tüm bunlara rağmen “Milletvekillerine ayıp olmuyor mu” edebiyatı yapmayı sürdürecektir bazı kesimler…

Kulaklarının üzerine yatacak, ne şiş yansın ne kebap diyecek, aman ha yanlışlıkla dahi olsa devletlûları eleştirmeyeyim diye aşırı özen göstereceklerdir…

Milletvekillerine ve gayretlerine tabii ki saygılıyız…

Lakin olmuyor işte…

Bakan olmadan olmuyor…

Gösterilen tüm çabalar yetersiz kalıyor…

İşler hızlanmıyor…

Sakaryaspor’dan pay biçelim…

Kulübe somut bir şekilde katkı veren en son siyasetçi kimdir diye sorsak, ekseriyet Ersin Taranoğlu cevabını verir…

Peki, Taranoğlu neydi o dönemde: Bakandı…

Sakarya’nın bir bakanı olsaydı Sakaryaspor Stadı şimdiye çoktan bitmişti…

Hatta diğer illere nazaran çok daha güzel, kapasitesi de çok daha yüksek bir stat olurdu…

Ayrıca şehirde bin yıldır aynı sorunları konuşmuyor olurduk…

Şu an sadece adı olan birçok yatırımın kendisi de olurdu…

Biz bunları söyleyince, yazınca, dillendirince neymiş efendim milletvekillerine biraz ayıp olmuyor muymuş!

Biz de kendilerine soralım o halde: Peki, Sakarya’ya, Sakaryalılara ayıp olmuyor mu?!

BİR ÖYLE BİR BÖYLE

Kayseriliye sormuşlar: “İki kere iki kaç eder?”

Kayserili de cevap vermiş: “Alırken mi, satarken mi…”

Şehirdeki ikili ilişkiler de aynı bu hesap üzerinden yürüyor…

Herkes kendi menfaatine bakıyor…

Kendi penceresinden yorumluyorlar hadiseleri…

İşine geliyorsa canım cicim, gelmiyorsa tu kaka!

En çok ben görüyorum bunun böyle olduğunu…

Bir yazı yazıyorum beğenenler hemen arıyor…

Beğenmeyenler ise yolda görünce yolunu değiştiriyor…

Başka bir yazı yazıyorum öncekini beğenenler yolunu değiştirip, bu sefer de yolunu değiştirenler aramaya başlıyor…

Hani bana diyorlar ya, “Bir öylesin bir böyle” diye…

Eee ama siz de öylesiniz…

Bir öylesiniz, bir böyle…

Yazılanları beğenince farklı davranıyorsunuz, beğenmeyince farklı…

Hepsini not ediyorum bunların bilesiniz…

Hiçbirini atlamıyorum...

Kimin hangi durumda nasıl tavır sergilediğini not ettiğim büyükçe bir defterim bile var…

Kimin ne kadar tahammüllü olduğunu, kimin insan ilişkilerinde ne kadar maharetli olduğunu, kimin telefonlarını açmadığını, kimin selamı sabahı kestiğini, hepsini not ediyorum…

Zamanı geldiğinde, bu şahıslar bir yerlere aday falan olduğunda hepsini bir bir çıkarıp ortaya sereceğim…

Siyaset yapmanın öncelikle farklı görüşlere saygı duymak olduğunu, her ne olursa olsun insani ilişkilerin devam etmesi gerektiğini belki o zaman anlarlar…

AK PARTİ’DEKİ DEĞİŞİM SAKARYA’YI NASIL ETKİLER?

Referandumdan sonra yığınla adam yazdı, “Şimdi sıra AK Parti’deki temizliğe geldi” diye…

Herkes sorguladı, “Bu işin siyasi ayağı yok mu” diye…

Ben de çoğu insan gibi isyan ettim bu duruma zaman zaman…

Öğretmeni, polisi, memuru, askeri, esnafı, işadamını, muslukçuyu, tesisatçıyı, çaycıyı, çorbayı FETÖ’cü diye içeri tık ama bir tane siyasetçiye ilişme!

Her deliğe sızmış, her yapıya ilişmiş bu üstün zekâlı (!) adamlar her ne hikmetse işin membaına, yani siyasete sirayet edememiş!

Kimse inanmıyor tabii ki bu masala…

“Hele şu referandum bir geçsin Reis gerekeni yapacak” diyorlardı sorduğumuzda…

Referandum da geçti, bakalım ne olacak?

Ben şahsen bir şey olacağını sanmıyorum…

Sakarya’da da çok fazla bir şeyin değişeceğini düşünmüyorum açıkçası…

Değişim illaki yaşanacaktır ama öyle aman aman bir değişim olmayacaktır bu!

Nasıl olsa Sakaryalı her seçimde gidip gümbür gümbür desteğini veriyor AK Parti’ye…

İşin başında Ahmet olmuş Mehmet olmuş; şehre hizmet gelmiş gelmemiş; kimin umurunda!

ASIL DEĞİŞİM DİĞER PARTİLERDE YAŞANACAK

Referandum sonuçlarından herkesin hissesine bir pay düşmüştür diye düşünüyorum…

Bilhassa da muhalefet partilerinin…

Ama öyle, ama böyle ortada bir mağlubiyet var…

Ortada bir mağlubiyet varsa bunun bir de faturası olmalı…

Ben bilhassa CHP’de üst kademelerde sancılı günler yaşanacağını düşünüyorum…

Bilmem kaç tane seçimin mağlubu olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2019’a kadar koltuğunu koruyacağını sanmıyorum…

Şayet o koltuğunu kaybederse yukarıdan aşağıya bir değişim de kaçınılmaz olur…

Ankara’da bir şeyler değişmişse Sakarya’da da değişir…

Ben MHP’yi de sancılı günlerin beklediğini düşünüyorum…

Devlet Bahçeli allem eder kallemeder koltuğunu korur ancak partisinin oyunu muhafaza eder mi, orası muamma!

MHP’ye alternatif bir parti kurulursa bunun Sakarya’ya ve buradaki koltuk dağılımına da yüzde 100 etkisi olur kanaatindeyim…

Velhasılı kelam AK Parti’yi bilmem ama muhalefette değişim şart…

Aksi halde mağlubiyet hanesi 2019’da biraz daha kabaracaktır...