Ayıdan post olurda lüzum yok…

Maşallah dolaplarımız epey dolu, ava çıkmaya kalkmayın!

Direk Rus’a gelelim biz…

Bu aralar aramızdan su sızmıyormuş gibi zannedenler var…Yakınlaşmayı başka türlü tevil edenler var…

Olayı kardeşliğe bağlayanlar, daha kötüsü hükümetin aleyhine kullanmaya kalkanlar var…

Böyle zannetmeyin kardeşim, hiç zannetmeyin!Cumhurbaşkanının da zannetmediğine inanırım…

Bu yakınlık köprüden geçene kadar süren bir yakınlık…

Daha düne kadar uçak krizinden dolayı Türkmen Dağı’nı haritadan sildiklerini unutmadık…

Müslümanlara Ümran’ların katili Esad’tandaha çok zulüm etmiş bir devlettir Rusya…

Bütün bunları unutmuş değiliz…

Bu dostluk değil, ticari bir ilişkidir yada siyasi bir yakınlaşmadır…

Avrupa nasıl ki Katolik dünyası topluluğunda Müslümana zulümden başka bir şeyi reva görmüyorsa Rusya’da da Ortodoks dünyasında Müslümana yer yoktur…

Gerçek mevzu Katolik Avrupa’nın Ortodoks düşmanı Rusya’yı, Rusya’nın da Katolik Avrupa’yı tek başına yiyememesidir ve bizimkisi bu durumun sebep olduğu bir yakınlaşmadır…

İkisi de birbirinin düşmanı olan bu sözde dinler için Türkiye bulunmaz bir ortaktır…

Nihayetinde Rusya, Avrupa’yı dize getirip Ortodoksluğu merkeze almaya görsün; yeni bir Rus haçlısı ile Müslümanların üzerine bela olacaktır…

Bunu da Erdoğan iyi biliyor…

O yüzdende şu an “Düşmanımın düşmanı dostumdur” yakınlaşmasından başka bir senaryo yok ortada…

Rusya Esad’ın kalıntılarını, petrolünü, zenginliklerini tek başına yiyemeyeceği için,Türkiye’yi de uzak tutamadığı için bizimle yakınlaşmak zorunda…

Türkiye de bu coğrafyada birçok yol arkadaşını seçmek zorunda bırakıldı…

Yıllarca seçilen bu köprü arkadaşlarından İngilizler hep şeytanlık yaptı, Fransızlar tilkilik yaptı, Almanlar domuzluk yaptı, İsrail hep yılanlık derdinde, ABD ise kurt görevi görüyor ve Müslümanları ezmekten geri durmuyor…

Şimdide Erdoğan’ın yaptığı yanımıza ayı alıp onu ürkütmeden ortak düşmanları korkutmaktan ibaret…

Bu dost meselesi kalbi bir mesele değil…

Ayetlerçok açık: “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmaz (Bakara-120)”

“Ey iman edenler! Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah’a apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz?(Nisâ-144)”
Yani Müslüman dostumuz, kardeşimizdir, Müslüman olmayan değildir…

Rus, Alman, İngiliz fark etmez…

Bir de inşaallahÜstad Said Nursi’nin yıllar öncesinden söylediği gibi: “…Rus da dinsiz kalamaz, geri dönüp Hristiyan da olamaz.Olsa olsa küfrü kıran ve hak ve hakikate dayanan delillerle aklı ve kalbi ikna eden Kur'an ile bir yakınlaşma veya tâbi olabilir.O vakit dörtyüz milyon Kur'an ehline kılıç çekemez (Emirdağ-2 – 72)”
Bu da şu demektir ki inşaallah Rusya eninde sonunda İslam’a teslim olacak…
Çünkü ÜstadBediüzzaman diyor ki;
“Bir millet mutlak anlamda dinsiz yaşayamaz. Öyle ise Rusya komünist rejimden sonra dinsiz kalamaz ve bunu uzun bir süre devam ettiremez. Tekrar dönüp akıl ve mantık çizgisinden çıkmış olan Hristiyanlığı da kabul etmez. Öyle ise yapacağı tek şey var, oda akıl ve mantık çizgisinde olan İslam dinine teslim olmaktır.”
Rusya böyle giderken Avrupa’da din değil, batıl din terke uğruyor…

Kilisenin sahte dinine karşı Hıristiyanlık kabuk değiştirerek hızla tevhide doğru yaklaşıyor…

Bunun en büyük delili ise tüm batının İslamiyet’i ve Müslümanlığı terörle, ölümle, kılıçla, gericilikle itham eden propagandalarıdır ki bu da İslamiyet’ten ne kadar korktuklarının bir göstergesidir…

Hâsılı Müslüman, Müslüman’ın dostudur…

Onun dışındakiler ortaklıktır, ilişkidir…

Şimdi Rus, yarın başkası; önemli olan Müslümanları koruyabilecek durumda olana kadar köprüden geçmektir…Hükümetin aldığı bazı kararlara karşı kimi derneklerin, kuruluşların, milletin aklına mantığına sığmayıp karşı tavır geliştirmeye kalkması hükümete karşı bir diklenme değildir…Sadece bir Ümran’ın enkazdan kurtulamamasıdır, bu unutulmamalı…