Geçen yıl bu günlerde, 15 Mayıs'ta yazmışım, "Ayasofya Açılamaz Mı?" diye. 

"Ayasofya sabah 8’le 12 arasında yine müze olarak turistlerin ziyaretine açık olacak. Her şeyiyle. Olduğu gibi. Ayasofya’da öğle namazı öncesi bir düğmeye basılacak ve Ayasofya’da fresk miresk kalmayacak. Siyah bir ışıkla yapı namazı bozacak resimlerden arındırılıyor. Bu çözümü bulacak kadar Ayasofya’yı açmaya kararlı bir irade var ise eğer, dünyanın bütün liderleri, özellikle Türkiye siyasetiyle yakından ilgili olanlar, siyasi düşüncelerini ve hesaplarını gözden geçirmeliler bence." demişim.

Olmadı.

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Ayasofya'da cuma namazı müjdesi gelmedi.

Neden bu kadar önemli Ayasofya'nın ibadete açılması? Yine geçen seneki yazıya dönelim:

"Cumhurbaşkanını kendi seçecek Müslüman Türkler için Ayasofya'da cuma namazı kılmak imkansız değildir. Burada soru şu olmalıdır: Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi böylesine riskli bir hamle yapılabilir mi? Eğer bunu bugünlerde yaparsa, Recep Tayyip Erdoğan, Türk İslam tarihine adını Fatih’ten sonra en büyük yere yazar... Cumhuriyet açısından da bir siyasetçinin, bir liderin Atatürk’ün gölgesinden kurtulabilmesinin hatta onu gölgede bırakabilmesinin başka bir yolu yoktur. Şimdi tekrar soralım: Ayasofya’da Cuma namazı kılmanın, kıldırmanın  efsanevi hatta mucizevi iktidarı yanında Çankaya seçimi ya da Cumhurbaşkanlığı seçimi sizce ne ifade eder? Ayasofya’nın durduğu tepe Çankaya’dan yüksektir. Oraya yükselmenin ve dünyaya o yükseklikten bakmanın zamanı gelmiştir."

Bugün durum nedir?

Ayasofya açılabilir, açılmalıdır, açılacaktır.

Şimdi zaten nasıl müzeyse, mekanı sadece Hristiyanlık müzesi olmaktan çıkarır, Topkapı'dan Mukaddes Emanetler Dairesi'ni yahut emanetlerin bir kısmını Ayasofya'ya taşıyabilir miyiz?

Sultanahmet, nasıl namaz vakitlerinde bile namaz kılanları seyreden turistlerle dolu, adı konmamış bir müze durumundaysa, Ayasofya da böyle bir müze olabilir, İslam Eserleri de burada sergilenebilir ve bir kısmı müze olan bu camide namaz da kılınabilir.

Peki, 30 Mayıs'ta, Yenikapı'daki Fetih Şenliği'nde, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, birlikte Ayasofya'da cuma namazı kılma müjdesini verirlerse ne olur?

HDP barajı geçer mi geçemez mi, AK Parti tek başına iktidarı kaybeder mi kaybetmez mi, CHP bunu alkışlar mı alkışlamaz mı, Türkiye MHP ile yürür mü yürümez mi, işte o zaman daha net ortaya çıkar.

Abdullah Gül, bu hafta sonu Yenikapı'da İstanbullularla buluşur mu? Ayasofya'da namaz davetinde sahnede olur mu? Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızla o mahşeri kalabalığı selamlar mı?

Asıl önemlisi de şu: Bugüne kadar AK Parti'ye oy veren seçmen bu selamı alır mı, almaz mı?

Ayasofya'da namaz kılınıp kılınmayacağı da, HDP'nin barajı geçip geçmeyeceği de, AK Parti'nin tek başına iktidarını sürdürüp sürdüremeyeceği de, Yenikapı'daki kalabalığın bu selamı alıp almamasına bağlı.