Erdoğan Avrupa ile aramızı açmış, durum vahimmiş, ülke kaosta, herkes açmış…

Siyah beyaz TV’lere akın varmış, telefonlar akılsızlarla değiştiriliyormuş, dönerciler aç, AVM’ler sinek avlıyormuş, faytonlarda, at arabaları da yok satıyormuş;durum vahimmiş…

Yahu Avrupa ile ne zaman aramız iyi olmuş ki!

Menderes, “Yeter söz milletin” dediği ve idam sehpasına gittiği zaman mı?

Özal milletin cebine biraz para girecek adımları attığı zaman mı?

Erbakan hoca faize, yerli sermayeye ayar vermeye kalktığı zaman mı?

Ne zaman yakınmışız ki Avrupa’ya!

Bin yıllık intikamın tadını çıkarırlarken, tüm dünyayı kan gölüne çevirirlerken, senin dininin kardeş dediği insanların kanlarını altın, maden ve petrol ile içerlerken mi aramız iyiymiş Avrupa’yla?

Şimdi tekrar “Söz milletin” diyen Erdoğan’ın, “Dünya beşten büyüktür” diyen Erdoğan’ın Avrupa ile aramızı bozmasına niye şaşarsınız!

Dahası Erdoğan’ın bir şeyi bozduğu yok, onların böyle bir Türkiye’yi hazmedememe durumu var…

Medyanın ihaleyi Erdoğan’a yıkması, bizimkilerinde bunu yutması var ortada, başka da bir şey yok…

Yoksa Kanal İstanbul’dan vazgeçse, havaalanı inşaatını durdursa, bankalara faiz ayarını vermese, üretimi sallasa,Bodrum’larda, Marmaris’lerde resim yapmaya koyulsa o zaman Avrupa ile aramız düzelir işte…

Peki, istermisinizböyle yapsın?

Avrupa paradan, güçten anlıyor; hangi vicdan sahibi parasız, güçsüz bir devletimiz olsun diye bu çığırtkanlıkları yapar kendi ülkesine!

Kara delik gibi ülkeleri sömüren tarihlerine baktıkça, Avrupa ile aramız ne kadar iyi olmalı sizce!

Kölesi olmayacağın Avrupa ile yakınlık kurmak için şapka gibi bahanelerle ağaçlarda adam sallandıracaksın yada istedikleri dili konuşacaksın, istediklerini yiyeceksin, istediklerini okuyacaksın…

Vatikan’a da biraz yarandın mı gayet yakın olursun Avrupa’yla; bunu mu yapaydık?

“Geçti canlar geçti, artık öleceksek adam gibi ölelim” diyen bir lider var…

Bir millet köle olmadan adam gibi ölmeye razı da ne Avrupa’sı, ne ABD’si, ne komşusu Allah aşkına!

Yoksa Erdoğan “ışıklar içinde” yatan ecdadınız gibi rakı sofralarında uyuyakalmadığı için Avrupa ile aramızı mı bozmuştur, bumu derdiniz!

Hem Avrupa’dan uzaklaşmamız ne kadar işine gelir Avrupa’nın?

Her şeyimizi kendimiz üretmemiz ve dışa bağımlılığı bitirmemiz ne kadar işlerine gelir!

Öyle yada böyle Avrupa ile bağımız maddi bir hadise…

Onuda “Kötü komşu mal sahibi eder” diyerek biraz sıkıntı ile aşmaktan başka çaremiz yok…

Ya bu sıkıntıya katlanacağız yada köleliğe devam edeceğiz…

Atacağın bombadan kullanacağın silaha, kime karşı mermi atacağına,uçakları nerede kullanacağına karar veren, yediğin içtiğinin içindekine bile ayar veren bir Avrupa’dan aramızı bozmadan nasıl koparız!

O zaman kimse sızlanmasın, sanki rızkı veren Avrupa!

Dünün Türkiye’sini açıp bakmaya ne engel oluyor da şimdi bana dokunmayan yaşasın havasında Erdoğan’a ihale ediliyor Avrupa hainliği!

Erdoğan’ı bitirseler bile bu milletin havasını, rüzgârını kesmek için memleketin yarısını budayacaklarını 15 Temmuz’daki hazırlıkları ile gördük…

Bu saatten sonra bu ülke kendi göbeğini kesmek zorundadır…Bunu anlasak Erdoğan ile uğraşmak yerine işimize bakar, yolumuza devam ederiz.

Malum artık bu ülkeye durmak yok, yola devam;Erdoğan’lı yada Erdoğan’sız…