Şaşırdık mı, elbette hayır.

Resmi tanımı;

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), 1971 yılında İstanbul merkezli, endüstri ve hizmet kuruluşlarını temsil eden önde gelen gönüllü Türk sermayedarlarınca kurulmuş olan örgütün adıdır.

TÜSİAD'ın hâlihazırda başkanı Simone Kaslowski'dir.

TÜSİAD'ın 50 yıllık gelişimi ve mücadelesi, Türkiye ekonomisinin bir kapalı ekonomiden küresel rekabete evrilmesi serüvenine ışık tutar.

TÜSİAD, kalkınma sürecinin önemli taşıyıcı kolonları olan demokratik standartların güçlendirilmesi, büyümenin en önemli tetikleyici olan nitelikli eğitim ve Türkiye'de büyümenin önemli bir yapısal sorunu olan bölgesel kalkınma alanlarında önemli projeleri Türkiye gündemine taşıdı.

TÜSİAD kalkınma ve rekabet başlıklarını Türkiye'nin gündemine dünya ile yarışırcasına erkenden sokabilmeyi başarmış bir kurum olarak kendini nitelendirmektedir.

Bugün gündemi meşgul eden Merkez Bankası bağımsızlığından bahsettiğinde ise yıl 1979'dur.

Devletin ekonomideki ağırlığını azaltılması, sermaye hareketlerinin liberalizasyonu 1980'li yıllarda TÜSİAD'ın da destekleriyle kamuoyunda tartışılan konulardır.

TÜSİAD'ın Sosyal Güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğine kapsamlı bir rapor ile dikkat çektiğinde, yeni bir Anayasa ihtiyacını gündem taşıdığında, ''Cumhuriyet'in 100. yılında Türkiye Ekonomisi'' seminerini gerçekleştirdiğinde ise dönem 1990'lı yılların ikinci yarısını göstermektedir.

TÜSİAD ''fikri hür, vicdanı hür'' girişimci üyelerin vizyonu ve yarım yüzyılda oluşturulduğu kurumsal hafıza ile, Türkiye'nin küresel ölçekte rekabet eden, bölgesinde ve dünyada refah toplumu olarak referans niteliği taşıyan bir ülke olması için çalışmaya, üretmeye, yatırım yapmaya, istihdam yaratmaya, daha iyi için yarışmaya devam edecektir. Diye deklarasyon da bulunmuştur.

Bu yukarıda yazdıklarımız TÜSİAD’ın resmi sitesindeki tarihi misyonun da ki belirttikleri, yapmayı taahhüt ettikleridir.

Tarihi sürecine baktığımızda kazın ayağının hiçte kendilerini ifade ettikleri gibi olmadığı, işleri güçleri sermayelerini kullandıkları para baronlarının istekleri doğrultusunda ülkeye ayar vermek istemeleri.

Paradan para kazanma, yani modern faizcilik yapmalarıdır.

Ab üyeliğini, havuç misali önümüzde tutup bizi oyalattınız, ülkemiz yeni arayışlara, birlikteliklere yönelince apıştınız, şaşırdınız.

Size göre eksen kayması yaşayan ülkemiz ayar çekilmesi, hizaya alınması gerekiyordu, buna soyundunuz, yemedi.

Yıllarca AB’nin montaj üssüne çevirdiğiniz ülkemizi sanayi hamlesinde asla desteklemediniz.

Örnek mi?

Türkiye’nin askeri silah sanayiinde ki hangi girişiminde ortaksınız?

İHA, SİHA üretiminde neredesiniz?

İşinizi gücünüz, devletin teşviklerinden dilediğiniz gibi yararlanıp, dönüp birde bu coğrafyanın çocuklarının hükümetine, ağa babalarının talimatlarıyla parmak sallamak.

Geçti beyim, geçti o günler.

Bu coğrafyanın mazlum halkları sizi, sizin para baronlarınızı layıkıyla tanımaktadır.

Boğazda oturup paranıza faiz ve kur oyunlarıyla para katmaya artık devam edemezsiniz.

Anadolu aslanları gibi, gerçek yerli, milli teknoloji üretir para kazanırsınız, ya da gayrısını siz bilirsiniz.

Bu ülkenin kanını yeterince emdiniz..!

Oturup paranızla para kazandınız, hükümetler kurup, hükümetler yıktığınız, karşınızda basiretsiz ne hükümet var, nede başkanı var.

Talihsiz ve yanlı açıklamalarınızı alın başınıza çalın.

Haddinizi bilin..!

Bu arada karşınızda basiretli, sizin işaretinizle iktidar olmuş devlet başkanı yok.

Ateşle oynamayın, yanarsınız..!

Bu hadsiz açıklamalara karşı, yerli, milli, açıklamalarından dolayı, MÜSİAD, ASKON gibi ticari toplum örgütlerini cani gönülden tebrik ederim.

Biz biliyor ve inanıyoruz ki;

Başaramayacaksınız..!

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

’’kim olursak olalım, haddimizi bildiğimizde’’