Ülkemizde futbolcu yetiştirmede birinci derecede öneme haiz bir pilot bölge olan ilimizi ikinci derecede Trabzon şehri takip ediyordu bir zamanlar…

Ne zaman ki başkanlığını yaptığım Sakaryasporlu Profesyonel Futbolcular Dayanışma Derneği’nin, bugün tarihe karışan eski stadın arkasındaki altyapı tesisi depremle birlikte işlevini yitirdi, altyapının verimi-getirisi de kaybolup gitti…

O günlerde altyapıdan yetişip de önce kendi takımında forma giyen sonra da başka kulüplere giden futbolcular o tesiste yetişen birer yıldız futbolcu olarak, Sakaryaspor’a önemli kazançlar sağladı…

Hemen hepsi giderken “altyapıdan yetişme bedeli” olarak Sakaryaspor’a 680 milyon lira kazandırdı, en azından…

Bu rakamın da üstünde satışa çıkan oyuncular hep o güzelim altyapı tesislerinin ürünü idi…

Sakaryaspor’da forma giyen eski futbolculardan oluşan eğitimcilerin o sofrada tuzu, balı, ekmeği vardı…

Yenal, Osman, Timur, Recai, Yalovalı İbrahim, Ferit, rahmetli Şeref, Arif işte o verimli sahanın mimarları olarak Mustafa Pektemek, Hakan Dursun, Arda, Salih Dursun, Orhan Ak, Hüseyin Tok, sol bek Şaban, Berat Çetinkaya, Furkan, Görkem ve daha ismini hatırlayamadığım pek çok futbolcu yetiştiren Sakaryaspor altyapısı artık o verimli günlerden kopmuş ve son yıllarda futbolcu yetiştiremez hale gelmiştir…

Altyapısı güçlü olmayan takımların sonu, büyük harcamalarla alının futbolcular nedeniyle hep sıkıntılı olmuştur…

Bugün Sakaryaspor, iki-üç oyuncunun dışında hep dışardan gelen oyunculardan kurulu…

Bunu genişletirsek görülür ki, üç büyükler başta olmak üzere Türkiye liglerinde oynayan takımlarda yerli futbolcuyu mum yak da ara!

Sakaryaspor’da başarının kalıcı olması için altyapıya önem vermek, plan-proje geliştirmek ve ilde bu iş için yetenekli eski futbolcu olup da bugün elinde çalıştırıcı lisansı olan teknik direktörlerden istifade etmek gerekir…

Bu konuda en iddialı ve örnek kulüp, vefatından önce İlhan Cavcav’ın başkanlığında altın dönemlerini yaşayan ve belki de tek kuruş borcu olmayan Başkent’in kırmızı lacivertli Gençlerbirliği takımı idi…

Bizim için de en çarpıcı örnek o olmalı…

Ne yazık ki temelini attığımız gelir getirici, oyuncu yetiştirici o model ve tesisler artık üzerinde durulmaz ve örnek alınmaz oldu…

Yakında da kaybolup gidecek…

O nedenledir bu ilin ortak sevdası Sakaryaspor’un zaman zaman da olsa zor durumlarda kalışı…

Altyapısız başarılar yaz yağmuru gibidir, gelir geçer…

Sakaryaspor uzun soluklu başarılar elde etmek istiyorsa bu doğrultuda katkı verecek, model oluşturacak teknik direktörlere yer vermeli bünyesinde…

Serdivan altyapı tesisleri neden bir “futbolcu üretim tarlası” haline gelmesin…

Bugün takımın en formda oyuncusu olarak göze çarpan Canberk örneği ortada iken, altyapıyı daha güçlü ve verimli hale getirmek mevcut yönetimlerin hiç aklına gelmiyor mu!

Neticede şunun altını çizmeden geçemeyiz…

Sakarya değişik ve farklı yapıda genç kuşağa sahip bir ildir…

Bunun sağladığı avantajı göz önünde tutup, plan-projeyi ona göre yapmak, gelecekte yeni yeni Oğuzlar, Rahimler, Hakanlar, Turanlar, Tuncaylar kazandırır takıma…

Mali yönüyle hep sıkıntı içerisinde olan yönetim anlayışının yapacağı en önemli yatırım da bu doğrultuda olmalıdır…

Aksi halde geçici başarılarla avunur kalırız…

Yıllarını spora adamış eski bir futbolcu olarak hatırlatmak istedim bir kez daha, işin önemini…

Zira altyapı deyip geçmek olmaz…
Hakkını vermek gerekir…

Bu duygularla, Sakaryaspor adına kim ki elini taşın altına koyar, ona gider “yeşil siyah laleleri” daima…