Amatör futbolun haftalık heyecanlarının sürdüğü Adapazarı lig maçları yıllarının (1955-65) gençlerden oluşan en kültürlü futbol takımıydı, bordo beyazlı Adagençlik Futbol Takımı…

Kadrosunu Ticaret Lisesi, Atatürk Lisesi, Arifiye Öğretmen Okulu ve Erkek Sanat Okulu futbol takımlarında göze çarpan yetenekli ve çok genç futbolcular oluştururdu…

CUMHURİYET İLKOKULU BAHÇESİ

Sakaryaspor kuruluncaya kadar (1965) Sakarya amatör lig maçlarına renk katan, izlenmesi zevk veren karşılaşmaların takımıydı Adagençlik…

Hacıbaba Hurşit ve çocukları Zeki ve Ziya’nın (Deve) yöneticilik yaptığı takımın, Deve Ziya’dan sonra aynı mevkide oynayan en uzun boylu futbolcusuydu, Ali Ergün Sanbay…

Orta Mahalle’de kiliseden bozma ilkokulun kum ve ufak çakıl taşlarından oluşan bahçesinde, birlikte küçük lastik toplara vurarak başladık futbola…

İlkokuldan sonra o liseye gitti, ben ise Ticaret Lisesi’ne…

Okul takımlarında rakiptik birbirimize…

Daha sonra aynı forma altında Adagençlik Futbol Takımı’nda yollarımız kesişti…

Uzun boylu ve fuleli adımlarıyla Ergün savunmanın göbeğinde; ben ise orta sahanın solunda yer alıyordum.

Bir zamanların efsane beden eğitimi hocası Şahin Köknar, onu boyundan dolayı hem basketbolda, hem de futbolda en kritik mevkilerde oynatırdı...

KİMYA MÜHENDİSİYDİ

Futbol hayatını tercih edip potalara kısa sürede veda eden Ergün Sanbay ile İstanbul’da yüksek tahsil sırasında da aynı evi paylaştık uzun süre…

O kimya mühendisliğini, ben ise iktisat ve ticareti tercih ederken; bir yandan da aynı takımın başarısı için ter döküyorduk...  

Ergün Sanbay’ın ağabeyi Şahap Sanbay da Sakaryaspor’un kurucu başkanı rahmetli Ethem Boran’ın takımı, Güneşspor’un başarılı oyuncuları arasında yer aldı uzun süre…

Ergün Sanbay ile beraberliğimiz Sakarya genç karmasında da devam etti...

Baba Fazıl’ın hocalığında iller arası maçlarda Sakarya karması adına verdiğimiz mücadele yıllarımızı, unutmam mümkün değil…

Sakaryaspor’un kuruluşu ile kapanan Adagençlik sonrası yollarımız ayrıldı...

GURBET YILLARI

O futboldan erken yaşta koptu…

Zira uzun boyu başına sağlık yönüyle çok iş açtı...

Belindeki rahatsızlık futbolda daha ilerilere gidecek yaşta onu çok sevdiği meşin toptan ayırdı...

Kimya mühendisi olarak Royal Lastik Fabrikası’nda uzun süre şube müdürlüğü yaptı...

Almanya’da yıllarca kaldı…

Almanca, ana dili gibiydi...

Gurbet dönüşü, kürkçü misali şehrimize geldi...

Yetenekli bir mühendis olması nedeniyle yeniden iş hayatına atıldı...  

RAHATSIZLIK YAPIŞTI YAKASINA…

Duyduk ki aramızdan ayrılalı birkaç ay olmuş…

O amansız hastalık onu da yakalamıştı…

Sonunda mücadeleyi kaybetti…

Hendek’te sessiz sedasız toprağa verilmiş...

Çocuk yaştan itibaren pek çok yerde ve ortamda ortak dava adına mücadele verdiğimiz, Sakarya amatör futbolunun “Lüle” lakaplı savunma oyuncusundan geriye, rakip forvetlere hava topu şansı tanımayan üstünlüğü ve hayata pozitif bakan o

sevecen anlayışı kaldı…

Hümanist duygular sahibi, eski fakat eskimeyen hatıraların sahibi, rahmetli takım arkadaşımı konuk ettim, nostaljik duygularla Pazar Filemiz’e, bu hafta…

Ona yüce Mevla’dan rahmet, geride kalan ailesine ve arkadaşlarına selam olsun…