Hep merak etmişimdir. Akıl ve zeka insanın kendi kazanımı mı?

Yoksa doğuştan sunulan bir armağan mı?
 Evet hem de büyük bir hediye. Sorumluluğun da başlangıç noktası.

İnsanlar birilerini aşağılama moduna girdiğinde geri zekalı, aptal , salak gibi veya en sıcak yaklaşımla  “Allah akıl fikir versin” diye hitab eder.  Neden?
Araştırmaya başlarken TDK sözlüğüne müracaat ettim, orada ne gibi açıklamalar yapılmış diye, buyurun bir de beraber bakalım.

-Akıl -  akl  Arapça bir sözcük. Öğüt, tavsiye edilen yol, düşünce gibi anlamları var.

-Zeka diye yazdım TDK sözlüğünde Arapça ẕekā diye karşılık verdi. Şöyle manalandırılmış.  İsim, ruh bilimi, insanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset .

Psikologların bu mevzudaki görüşü şöyle; Hangisi öğrenir?
Akıl. Gördüğünü, işittiğini ve dokunduğunu kayıt eder.
Hangisi öğrenilmiş olanı işler?  Cevap, akıl.
Hangisi olaylara, durumlara ve kişilere  cevap bulabilir? Cevap: Zeka
Doğuştan var olur? Zekâ.    

İnsanoğlunun tekâmül etmesi için hangisine ihtiyaç var? Önce akıl çünkü "AKLETMEZ MİSİNİZ" emri var.

Aklettiğini zeka ile yoğurarak iyi verim almanın başlangıcı olabilir mi ?. İşte kritik yer burası dersem katılır mısınız?

Eskiden su değirmenleri vardı. Gelen su çarkı çevirir. Değirmenin iki taşı vardır. Altta olanı sabit durur üstteki hareket eder ve yukarıdan boşaltılan buğday ikisinin arasında un olurdu. Akıl ve zekayı bu iki değirmen taşına benzetirsek okuduklarımız, başımızdan geçenler, bunlardan çıkarılan sonuçlar iki taş arasında öğütülür, çıkan sonuç bizim hayat kalitemizi tayin eder.
 Bu iki taşın arasına hiçbir şey akıtılmaz ise bu taşlar biri birilerini öğütür. Bu verilerin toplandığı yer ise beyindir. Yorumlara ara sıra kalp yardım eder.  Kalbi hiç hafife almamak lazım gelir. Bazen ikisinin de önünde duygular daha doğruyu çıkarabilir. Kalbin hükümlerini yabana atmamamız ve çok  dikkat etmemiz gerekmektedir. Kalp tasdik makamıdır. Kalbin zerre kadar onaylamadığı her şey sakıncalıdır.

Akılda alt hesap açmamız mümkün mü? Bilmiyorum. Zekada açabiliriz. Bunun adına da pratik zeka diye adlandırmışız ki hayırda ve şerde iyi kullanılması gerekmektedir. İnsanın mahvına sebep olabilir. Beyin üretimini dil ile söz haline getirir.
 Hangisi boşa harcanan zamanın getirdikleri ile dolar. Beyin.
Dolunca da hastalanıyoruz. Ruhi bunalımların başlangıcı bu olabilir.
Bu sefer de yaşam kalitesinde vücudumuz hata verebiliyor. Hem devir hem de zaman değişiyor. Zaman geçtikçe nesil değiştikçe devirde değişiyor.
O zaman kökü olmayan  öğrenilmişlikler  müru:ruzama:na  uğruyor. Kendini yenilemeyen insanların kırk yıldır ayni şeyi anlatmaları bunun sonucu olabilir mi?
Zekâ ile durumu kavradığınızda bazen çok geç oluyor.
Edindiğimiz tüm deneyimler akılla işlenip, iler ki zamanda aynı oyununun farklı bir versiyonunda zekâ ile durumdan sıyrılmamıza veya o durumu anlamamıza yardımcı oluyor. Kısacası akıl ile zekâ birlikte olduğunda şahane, sadece akıl olursa divane, sadece zekâ olduğunda da virane olabiliriz. Önce akletmeyi bunu zeka ile yoğurmayı ilim ve bilgi ile takviye edip düşünmesini öğrenmemiz, vereceğimiz kararların doğruluğunu  tayin ederek, kalbimizi ve dilimizi iyi kullanmamız huzur içinde bir ömür geçirmemizi sağlayacaktır. Ne dersiniz?