“Cumhuriyetin tüm birikimlerini sattılar” diye başlayan sözlerin, oluştuğu bir ortamda dikkatimi çekmişti…

Olaya hep bardağın boş tarafından yaklaşıp bir türlü dolu kısmını görmeyerek atıp tutan, zehir zemberek sözlerin sahibini, daima ön yargılı düşüncelerle tanıdığımdan olacak, fazla söze girmeden söyledikleri ile baş başa bırakıp giderken, bu defa son derece farklı ve ters zihniyetle meseleye yaklaşan bir başka tanıdık daha çıktı karşıma…

Serde gazetecilik var ya…

Fırsat bu fırsat anlayışı ile ne düşündüğümü öğrenmek adına, beni olayların içine çekecek, tahrik tohumları serpilmiş cümleler sıralayan dostların sayısı bir ara azalırken, bu defa aksine seyir alması, an be an değişen ve gelişen olaylarla daha uzun süre devam edeceğe benziyor…

Yalnız ülkemizde değil, tüm dünyada insan sağlığını tehdit eden öldürücü Korona virüsle mücadele edilirken, Akdeniz’de varlık mücadelesine girişen ülkemizi yormak isteyen iç ve dış mihraklarla boğuşmak talihsizliği yaşıyoruz, ne yazık ki…

Birlik-beraberlik duygu ve düşüncesine ve bundan kaynaklanan moral motivasyona en fazla ihtiyaç duyulan bir dönemden geçiyor ülkemiz, son zamanlarda…

İç çekişmelerin bir süre askıya alınması, yapılacak tenkit ve uyarıların yıkıcı değil, yapıcı bir anlayışla gerçekleştirilmesi için, bundan daha zorlu ve sıkıntılı bir zaman dilimi olabilir mi!

Diyeceksiniz ki “Bütün bunlar bu iktidarın başının altından çıktı…

Ne işimiz var Suriye’de ve Libya’da…”

Böyle düşünüp böyle yola koyulanların iyi niyetinden şüphe etmek bir yana, tarihsel geçmiş yönüyle içine düştükleri acziyete üzülmemek mümkün değil…

Ülkemize bir karış sayılabilecek mesafedeki küçük bir adayı dolayıp diline, bizi kıyılarımıza mahkum etmek adına, zorbalığa kalkan Yunanistan ile girişilen mücadelede ihtiyaç duyulan en önemli ve caydırıcı silah, özellikle şu aşamada kurşundan askerler gibi milletçe kol kola girmektir…

İşte bu ruhla yola koyulan ve tarihsel bir gerçekle her ihtimali göze alıp, elde ettiği yüksek savunma gücüyle, yapılan her haksızlığa karşı sesini yükselten ülkemizi, bu soylu mücadelede yıpratacak sosyal, siyasal ve dahi kültürel olaylara dur demenin zamanı bugün değilse, söyler misiniz ne zaman!

İşte böyle zorlu bir mücadeleye girmiş olan devletimizin başlattığı çıkış, ülkemizin geleceği adına atılmış en önemli ve tarihi adımdır…

Yaşadığımız dönemde şartların giderek lehimize dönmesi, bugüne değin düşünülen ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen hak arayışı açısından zafere gidişin ayak sesleri olsa gerek…

Tehlike, böyle dönemlerde dışardan değil, hep içerdeki “istemezükçü” zihniyetlerden gelmiştir…

Denizlerimizdeki zenginliğin geç de olsa farkına varan ve hakkını ne pahasına olursa olsun, ister masada isterse sahada elde etmeye kararlı bir anlayışla yola koyulan devletimize ve ordularımıza “Mevla yardım eyleye” diyerek,  moral olması adına “Peygamber çiçekleri” gitsin istedik…