Bırakın ülkemizi, dünyanın boğuştuğu Koronavirüs’ün ardından düzlüğe çıkmak adına, gördük ki 10 günlük Akdeniz’de başlayıp Ege’ye uzanan seyahatimizde sezon sonu olmasına rağmen, turistik mekanlarda neredeyse yer yok…

Bereket ülkesi memleketimin her köşesi yerli yabancı turistlere ev sahipliği yapıyor…

Geçmiş sezonların o yoğunluğu olmasa da bu alanda yatırım yapan mekan sahiplerinin şükredeceği kalabalıklar var, yaz mevsimini aratmayan günlük güneşlik sonbahar günlerinde…

Bu yaz yine bir grup dostla birlikte düştük yollara…

Her defasında olduğu gibi finali rahmetli şantör, ressam İsmail Özdemir’in dünyadan giderayak keşfedip, 1950-60’lı yılların usta marangozu Pıt Pıt Feridun’a armağan ettiği Adrasan’ın cennet köşesinde yaptık…

Felix adlı motelde nokta koyarken tatile, yine dalıp gittik o yıllara…

İsmail Özdemir’li o unutulmaz Çark gecelerinden tutun da Şeker Fabrikası’nda yapılan düğünüme kadar, gençlik yıllarının anılarını tazeledik Adrasan akşamlarında Mösyö Felix ile…

Tatilin ardından dönüp geldiğimiz şehirde, bir de baktık rutin günleri bile özlemişiz meğer…

Olmadığımız günlerin gazetelerini incelerken, ilde esen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan rüzgarına takıldı gözlerim…

Sakarya’nın coşkusu bir kez daha gösterdi ki bu il Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seviyor…

O da bunun bilincinde olmalı ki her defasında Sakarya’ya eli dolu geliyor…

Ona duyulan sevgi, gazete manşetlerine sığmayan görüntüler halini almış…

“Huzur şehrinde” mutat olduğu üzere huzur bulup ayrılan devlet başkanının ziyaretiyle doluydu gazeteler…

Ne diyelim…

Bu sevgi, bu ilgi eksilmesin artsın; ülkem huzur, sağlık, bolluk içerisinde yürüsün geleceğe…

Dileyelim Mevla, İslam aleminin umudu ülkemizi ilelebet mutlu ve payidar eylesin…