Çok çeşitli seçim analizleri yapıldı bugüne kadar…

Gerek ulusal, gerekse yerel düzlemde herkes kendince yorumlarda bulundu…

İstisnasız herkes bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’a övgüler yağdırdı…

Aynı şekilde seçimi kaybetmesine karşılık yüzde 30’un üzerinde oy aldığı için Muharrem İnce de başarılı bulundu…

MHP tek başına barajı geçecek oy elde ettiği için, HDP de barajı geçtiği için başarılı olarak değerlendirildiler…

İYİ Parti de Meral Akşener’in düşük oyuna karşılık henüz ilk seçiminde meclise 40 küsur milletvekili sokmasını bildi ve takdir edildi…

Bir tek oyu düşen CHP ile bekleneni veremeyen Saadet Partisi başarısız görüldü bu seçimde…

Hoş, Saadet Partililere sorduğumuzda, “Oylarımızı yüzde 100 artırdık. CHP listelerinden de olsa meclise milletvekili soktuk” diyorlar…

Doğru mu; doğru…

CHP’liler de “Duvarları yıktık, yerel seçimlerde bir duvar daha yıkacağız” benzeri konuşmalar yapıyorlar…

Yani sözün özü herkes kazanmış bu seçimde, kaybeden yok (!)

Sakarya ölçeğinde yapılan değerlendirmelerde de milletvekilliğini koruyan CHP ve MHP ile bir milletvekili kazanan İYİ Parti başarılı, oyu düşen ve bir milletvekili kaybeden AK Parti ise başarısız addedildi…

Evet, bence de AK Parti bir milletvekili kaybettiği için başarısızdır…

Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzde 70 oy almışsa da bu şehirde, parti oyu yüzde 67’den yüzde 58’e düşmüştür…

Hoş bu oyuyla bile Marmara birincisi olmuştur ama Hatice’ye değil neticeye baktığımızda bir vekillik gitmiştir…

Peki, bunun müsebbibi kimdir?

İl yönetimi mi?

İlçe teşkilatları mı?

Belediye başkanları mı?

Yoksa milletvekili adayları mı?

Şüphesiz bu başarısızlıkta hepsinin bir miktar payı vardır…

Ancak burada birinci derecede sorumlu Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır…

Bunu niye kimse söylemiyor ki!

Erdoğan nasıl ki kendi karizması ve liderliği ile Cumhurbaşkanlığı seçiminden galip çıkmasını bilmişse bizzat hazırladığı milletvekili listeleri ile de parti oyunun düşmesine davetiye çıkartmıştır…

Sadece listeler de değil MHP ile yapılan ittifak da bu başarısızlığı körüklemiştir…

Zira aynı ittifakı muhalefet partileri de kendi aralarında yaparak avantaj elde etmiştir…

Evet, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinde Cumhur İttifakı etkin bir rol oynamıştır ama meclisteki çoğunluğun gitmesine de zemin hazırlamıştır…

AK Parti bugüne kadar artık oylarla kazandığı milletvekilliklerini partilerin kurduğu ittifak neticesinde bu sefer elde edememiştir…

Erdoğan’ın partiye yıllarını vermiş insanlar dururken Kenan Sofuoğlu’nu getirip 3. sıraya koyması başta olmak üzere yanlış liste tercihi bir milletvekilliğinin kaybedilmesine yol açmıştır…

Hemen her yerde söylenen, “Erdoğan’a oy veririm ama bu listeye oy vermem” söylemi gerçeğe dönüşmüştür…

Bazı insanlar “AK Parti 3 vekil çıkarır” derken bıyık altından gülüyordum…

İYİ Parti yok sayılırken, Saadet en fazla 3-4 bin oy alır denilirken, MHP milletvekili çıkaracak kadar oyu alamaz tahmininde bulunulurken de ne yalan söyleyeyim başımla onaylıyordum...

Demek ki AK Parti listesine gösterilen tepki gerçekmiş…

Demek ki Sakarya’da MHP hala gücünü muhafaza ediyormuş…

Demek ki İYİ Parti diye bir realite varmış…

Demek ki Saadet Partisi yükte hafif pahada ağır bir oya sahipmiş…

Listeye tepkili AK Partililer MHP’ye yönelmiş…

CHP’lilerin bir kısmı HDP’ye, bir kısmı da İYİ Parti’ye kaymış…

Her neyse işte…

Sonuç itibariyle milletvekili listesini hazırlayan ve partilerin ittifak yapmasının önünü açan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğuna göre Sakarya’da bir milletvekilliğinin kaybedilmesinde de birinci derecede sorumluluk kendisindedir…

Kim ne düşünür bu konuda bilmem ama benim fikrim bu yönde!

 

Olan Ali İnci’ye oldu

Hani hep derler ya “Nasipten öte köy yok” diye…

Bir şey olmayacaksa olmuyor işte…

Ali İnci ilk milletvekili seçildiğinde kim derdi ki hükümet kurulamayacak da seçimler tekrar edilecek!

Sonra kim bilebilirdi ki Ali İnci yeniden aday gösterilmeyecek…

Bu seçim öncesi Ali İnci için kim derdi ki 5. sırada yarışacak!

Hadi 5. sıraya kondu, kim tahmin ederdi ki AK Parti uzun yıllar sonra Sakarya’da vekillik kaybedecek!

Oluyor işte…

Siyasette var bunlar…

Şimdi kimle görüşsem “Ali İnci’ye yazık oldu. En çok çalışan ve de milletvekili olmayı en çok hak eden oydu” diyor…

Muhakkak ki kendisi seçilmediği için zil takıp oynayanlar da var…

Ama üzülenlerin sayısı gördüğüm kadarıyla daha fazla…

Ali İnci tekrar aday gösterilmediği zaman söylediği gibi yine “Siyaset uzun solukludur” şeklinde bir değerlendirmede bulundu…

Şimdiden teşkilatlara teşekkür ziyaretleri yapmaya da başladı…

Herhalde bundan sonraki hedefinin Büyükşehir Belediye başkan adaylığı olduğunu söylersek kimse yadırgamaz!

Zira görünen köy kılavuz istemez…

Bakalım şeytanın bacağını kırabilecek mi?

 

Muhalefet partileri

ne kadar başarılı?

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) 2015’te elde ettiği oy oranını da aşarak milletvekilliğini muhafaza etmiş ve başarılı olmuştur bu seçimde…

İYİ Parti ittifak oylarının vermiş olduğu güçle de olsa milletvekili kazanarak büyük bir iş başarmıştır…

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) her zamanki gibi “Küçük olsun benim olsun” mantığıyla hareket ettiği için tek vekillikte kalmış ve bu itibarla bence bu seçimde başarısız olmuştur…

Saadet Partisi ise ne 7 Haziran’daki 22 bin 500 oyu tekrar alabilmiş, ne de 3 Kasım’daki 7 bin 500 oyun altına düşmüştür…

CHP ile ittifak yapmasına ve Demirtaş’a özgürlük istemesine ve bu yönüyle muhafazakâr tabanda tepki görmesine karşılık 13 bin küsur oy alarak İYİ Parti’ye, dolayısıyla muhalefete bir milletvekili armağan etmiştir…

Saadet Partisi’nin başarılı olup olmadığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum…

 

Gelelim yerel seçimlere

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine dair bir süre daha “Yok şöyleydi, yok böyleydi” türünden yorumlar yapılır…

Ancak hükümet kurulup meclis açıldıktan sonra tüm gözler yerel seçimlere çevrilir…

Şunun şurasında 9 ay gibi bir zaman kaldı…

Siyaseten çok uzun bir zaman değil…

En fazla 3-4 ay sonra aday adayları boy göstermeye, partilerde hareketlilik gözlenmeye başlar…

Söylenen o ki AK Parti’nin oylarının düşmesinde belediyelerin de büyük rolü var…

Bu nedenle Reis bu sefer işi çok sıkı tutacak ve belediye başkan adaylarını belirlerken kılı kırk yaracak deniyor…

Zaten de öyle olması gerekmez mi!

Koskoca şehirleri emanet ettiğiniz insanda ehliyet, liyakat ve sadakat aramalı değil misiniz!

Az buz iş midir belediye başkanlığı!

Umarım ve dilerim ki Reis sadece oy kaygısıyla değil “ehliyet, liyakat ve sadakat” noktasında da değerlendirmelerde bulunup “gerçek manada” belediye başkanlığı yapabilecek kapasitede insanları aday gösterir…

Sakarya’daki 17 belediye başkanından en az 12’si değişir umarım…

Sadece ben söylemiyorum bunu…

Vatandaş ve parti tabanı da böyle düşünüyor…

 

Muhammet Durmaz mindere çıkıyor

Söz yerel seçimlerden açılmışken Adapazarı Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Muhammet Durmaz’dan bahsetmeden geçemeyeceğim…

Dikkatli okuyucularım hatırlar, kendisinin Kaynarca Belediye başkan adaylığı için ismi geçiyor diye yazmıştım bir süre önce…

Şehirde çok konuşulmuştu…

Lakin bilhassa Kaynarca’da adeta gündem olmuştu bu yazı…

Muhammet abinin söylediğine göre gün boyu telefonları susmamıştı o zamanlar…

Herkes makara yaptığımı zannetmişti ama Muhammet Durmaz’ın adaylığı ete kemiğe bürünüyor…

Tutkuyla bağlı olduğum üç kişiden biri olan Muhammet Durmaz’ın adaylığı ciddi ciddi konuşulmaya ve destek bulmaya başladı diyebilirim…

Bu konuda beni izlemeye devam edin…

Yakında adaylık bombası patlarsa şaşırmamış olursunuz!