Yeni Sakarya’da çeyrek asır önce düzenlediği şiir köşesinin yayından kaldırılmasının vebalini getirip üstüme yıkar, efkarlandığı her anda Oktay Sarı…

Oysa kazın ayağı öyle olmayıp, rahmetli olan bir yöneticimizin tasarrufundan kaynaklanmıştı, köşesinin kaldırılması…

Farklı özellikleri var yerel show man Oktay Sarı’nın…

“Şiirleri beğenilip beğenilmiyor” şeklindeki yorumlar kaldı mazide…

O, yanına aldığı kardeşlerine “ağabeylik” değil, “babalık” görevi yapıyor…

Kardeşleri de vefalıdır…

Onu karşılıksız bırakmazlar, girerler koluna, sarılırlar büfesine…

Oktay Sarı hal böyle olunca, nerede bir kum görse oraya yaptırır minyatür kaleleri ve oluşturulan takımların maçlarını duyurur spor kamuoyuna tiz bir sesle…

Kafası kızar, tiyatro da yapar…

Oyunculuğu tartışılır…

Bunlarla da yetinmez Sakaryaspor’un peşine takılır, maçlarını anlatır radyolardan, televizyonlardan…

Bütün bunların yanında evlilik yaşı gelmiş kardeşlerini baş göz eder de kendine bir eş bulamaz…

İşte öyle bir babalık görevine gelmiş bir kez daha sıra…

Büfenin atom karıncası, küçük kardeşi İlkay, gönlünü bir ticari şirkette çalışan Ebru’ya kaptırmış…

Cumartesi akşamı nişan törenleri Erenler Düğün Salonu’nda gerçekleşmiş…

Cici gelin adayı Ebru ile yakışıklı İlkay’a kurulacak yeni yuvanın başlangıcında her şeyin gönüllerince olması adına ve onlara babalık görevini yerine getirmedeki fedakarlığı ile Oktay Sarı yanında her iki aileye “Pembe mutluluk gülleri” gitsin istedik Bizim Bahçe’den…