TANINMIŞ ADAPAZARI İMAM-HATİP LİSESİLER

Bilim Adamları:

Sosyal Bilimciler: Prof. Dr. Mustafa İsen (Edebiyat), Prof. Dr. Ahmet Arı (Edebiyat), Prof. Dr. Muharrem Dayanç (Edebiyat), Prof. Dr. Ali Arslan (Sosyoloji), Prof. Dr. Ali Türkmenoğlu (Hukuk siyaset ve medeniyet ilişkileri), Prof. Dr. Burhanettin Duran (Uluslararası İlişkiler), Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu (Tarih), Prof. Dr. Hakan Aydın (İletişim), Prof. Dr. Kadir Ardıç (İşletme), Doç. Dr. Ferruh Tuzcuoğlu (Kamu yönetimi), Doç. Dr. Ahmet Kamacı (İktisat), Doç. Dr. Furkan Beşel (İktisat), Dr. Abdurrahim Tufantoz (Tarih.)

Sağlık Bilimleri: Prof. Dr. Hasan Oruçoğlu (Diş hekimliği), Doç. Dr. Kani Gemici (Tıp).

Teknik Bilimler:

Prof. Dr. Fehim Fındık (Makine), Prof. Dr. Ahmet Alp (Metalürji mühendisliği),  Prof. Dr. Ahmet Kolip (Makine mühendisliği), Prof. Dr. Mustafa İmamoğlu (Kimya), Doç. Dr. Mustafa Can (Kimya), Doç. Dr. Özer Uygun (Endüstri mühendisliği).

Dinî Bilimler (İlahiyatçılar):

Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz (İlahiyat), Prof. Dr. Ali Erbaş (İlahiyat), Prof. Dr. Muhammet Aydın (Tefsir), Prof. Dr. Mustafa Karataş (İlahiyat),  Prof. Dr. Atilla Arıkan (İlahiyat - İslam felsefesi), Prof. Dr. Kemal Batak (İlahiyat), Doç. Dr. Bilal Baş (İlahiyat),  Doç. Dr. Muhammed Abay (İlahiyat), Doç. Dr. Süleyman Kaya (İslam hukuku), Dr. Abdüssamet Bakkaloğlu (İslam Hukuku.)

Kültür-Sanat-Düşünce Adamları:

Yazarlar: M. Selahaddin Şimşek (Özdeyiş yazarı-tiyatrocu), Halil Delice (Yazar, Radyo Programcısı), Fahri Tuna (Yazar), Mustafa Emircan (Şair), İsmail Aydın (Yayıncı), Mustafa Uçurum (Yazar), Ahmet Çetin (Şair),  Orhan Bektaş (Şair), Mustafa Topkara (Yazar).

Güzel sanatlar: Muammer Gültekin (Hattat), Eşref Kotan (Karikatürist), Nafi Özdin (Hattat).

Kültür sanat basın yayın yönetimi: Mustafa İsen (Kültür Bakanlığı Eski Müsteşarı),  Fuat Bol (Türkiye gazetesi genel yayın yönetmeni),  Ali Güney (TRT Eski Genel Müdür Vekili).

Düşünce/kanaat önderi/yönetici: Esat Pınarbaşı (Düşünce adamı, siyaset doktoru), Mustafa Aydın (Hocaefendi), Yahya Bakır (sunucu/ Simder Başkanı.)

Siyaset:

Siyaset Adamları1 (Milletvekilleri): Nezir Aydın (RP Sakarya Milletvekili,1994-99, FP Sakarya Milletvekili, 1999-2002),  Nazif Okumuş (MHP İstanbul Milletvekili, 1999-2002), Erol Aslan Cebeci (AKP Sakarya Milletvekili, 2002-2007), Eyüp Ayar (AKP Kocaeli Milletvekili, 2002-2007), Ali İnci (AKP Sakarya Milletvekili, 2015-2015), Mustafa İsen (AKP, 2015-2019).

Siyaset Adamları2 (Belediye Başkanları): Zeki Toçoğlu (Sakarya Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı, 2009-2019), Ekrem Yüce (Sakarya Büyükşehir Belediyesi Başkanı, 2019-Devam ediyor), Süleyman Dişli (Adapazarı Belediyesi Başkanı, 2004-2019), Osman Emanet (Kocaali Belediye Eski Başkanı, 1999-2004), Orhan Yıldırım (Karapürçek Belediye Başkanı, 1999-Devam ediyor), Ali İnci (Hendek Belediye Başkanı, 1999-2015),  Abdülkadir Yılman (Göynük Belediye Başkanı, 2004-2009). 

Bürokrasi:

Ulusal Bürokrasi: Prof. Dr. Mustafa İsen (Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri), Prof. Dr. Ali Erbaş (Diyanet İşleri Başkanı), Ali Güney (TRT Genel Müdür Vekili), Rıdvan Duran (Adapazarı Büyükşehir Belediyesi Eski Genel Sekreteri, İBB Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Eski Başkanı, Basın İlân Kurumu Genel Müdürü), Kemal Öztürk (Anadolu Ajansı Eski Genel Müdürü), Mehmet Çetin (Ankara İl Özel İdaresi Eski  Genel Sekreteri), Doç. Dr. Ahmet Arı (Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Eski Genel Müdürü), Rıdvan Çakır (Diyanet İşleri Başkanlığı Eski Yardımcısı), Abdurrahman Özçelik (Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulu Üyesi), Fahri Tuna (GAP Kültür Birliği Eski Danışmanı, Edirne Valisi Eski  Balkan Danışmanı), Fehim Yıldırım (Şam Kültür Ataşesi).

Mülki idare:  Özdemir Çakacak (Van, Uşak, Kırşehir, Mersin ve Eskişehir Eski Valisi), Recep Soytürk (Kilis Valisi), Adem Kaya (Manisa Demirci Kaymakamı.)

Yerel Bürokratlar: Talat Demirel (Belpaş Eski Genel Müdürü), Ziya Cevherli (Adapazarı Milli Eğitim Eski Müdürü, SBB Genel Sekreter Yardımcısı), Doç. Dr. Furkan Beşel (SBB Genel Sekreter Yardımcısı), Sinan Çileli (Adapazarı ve Akyazı Belediyesi Eski Başkan Yardımcısı, SBB Kent Konseyi Başkanı), Ahmet İşgüzar (SBB Kent Konseyi Eski Başkanı), Salim Bozkan (Adapazarı Büyükşehir Personel Dairesi Eski Başkanı), İsmail Abdullah (Adp. Büyükşehir Bld. İşletme ve İştirakler Daire Eski Bşk.), Davut Yüce (Adapazarı Büyükşehir Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Eski Başkanı), Kenan Tandoğan (Sakarya Bağ-Kur İl Eski Müdürü).

İl Müftüleri: Hasan Başiş (Sakarya İl Müftüsü), Osman Aydın (Trabzon İl Müftüsü), Mehmet Aşık (Denizli İl Müftüsü), Yusuf Akkuş (Sivas İl Müftüsü), Yusuf Doğan (Ankara Müftüsü.)

Federasyon/Oda vs. Başkanları: Halil İbrahim Balcı (Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı), Ahmet Hamdi Ürküt (Sakarya Çiçekçiler Odası Başkanı.)

İş İnsanları/Ticaret Adamları: Yüzlerce, binlerce güzel tüccar esnaf, isimsiz kahramanlar.

Sporcular

Güreş: Abdurrahim Kuzu (Dünya ikincisi (grekoromen güreşçi)), Türkiye şampiyonalarında üst düzey başarı yakalayan güreşçiler: Ali Altınsoy, Rüştü Çilhoroz, İbrahim Tak, Şerif Özbakkal, Mustafa Yüce, Şaban Altun, Şükrü Kurşun, Mehmet Akova, Cemalettin Yaman, Bahri Kazan, Ali İnci.

Futbol: Hicri Uzunözmen (Sakaryaspor ve Bursasporlu futbolcu).

İMAM HATİP BİRAZ DA YATILILIKTIR

Gündüzlüler alınmasın ama; öğrencilik biraz da “yatılılık”tır; 24 saat aynı hayatı paylaşır; beraber ağlar beraber gülersiniz. Bugün toplumsal hayatta başarılı tipleri şöyle bir irdelerseniz, en az % 75’inin “yatılı kökenli” oldukları görülecektir. Hakikaten “rol” unsurunun sıfır olduğu, herkesin “gerçek yüzleri”yle sahne aldığı, yetenek ve hobilerin ortaya çıktığı bir dünyadır yatılılık. Daha ilk yılımızda “yemek boykotu”nu gerçekleştirerek okul tarihinde “devrim” yapan ve sürgüne gönderilen İsmail Kuş, Talip Başer ve Üzeyir Ay ağbileri, bir üst sınıfın “ efsane dörtleri” Nuri Osman Ürküt (Mali Müşavir), Vedat Ünsal (Zeytinci), Kenan Tandoğan (Bağ-Kur İl Müdürü) ve Kadir Önsal’ını (Esnaf), Öğrenci lideri “Şampiyon Salim”i (Bozkan), efsane güreşçiler İbrahim Tak, Şükrü Kurşun ve Mustafa Yüce’yi, efsane futbolcu Fikret Öztürk’ü, “olay futbolcu Cavit Akova”yı, “estetik giyimin kitabını yazan Atilla Gezer”i, hem haylaz hem bilgin TRT Eski Genel Müdür Vekili Ali Güney’i unutmak mümkün mü? Daha yüzlercesi sayılabilir...

KAHVECİ SELİM, TİTO, HAMDİ BAKKAL

Bölgede iki kahvehane var o zaman: Biri stadyumun köşesinde “Selim’in”, diğeri de okulun tam karşısındaki “Tito’nun Kahvesi”. Sonraları “Tito” denilen “Muhacir yüzlü amca”nın Avukat Cemal Sakarya’nın babası olduğunu öğrenecektim. İtiraf edelim ki sevgililerimizle mektuplaşma adresimiz “yakın takip” kuşkusuyla hiç okul olmadı, hemen hepimiz giriş kapısının karşısındaki Bakkal Hamdi’nin “Çark Caddesi, No: 146 Adapazarı” adresini tercih ederdik.

İki kahvecimiz Tito Amca da Selim Ağbi de film karakteri gibi adamlardı. Hele de o Selim Ağbi. Uzunca yüzlü, hafif kamburca, efendi bakışlı, sakince bir kahveci. Muhtemelen Muhacir kökenli olmalıydı. Adamın yüzüne baksan on dakika sigara sigara öksürürsün. Öylesine sigara bakışlı adamdı yani. 

Arnavut Ramoların (Ramazan Şekerci) Kahveci Selim’in bitişiğindeki - biz öğrencilerin deyimiyle - ‘Sinekli Pastanesi’ni es geçemeyiz. Sinekli denmesinin iki sebebi vardı bence, ilki yoğurtların üzerinde arada bir sineklerin dolaşması, ikincisi ve asıl sebep de ‘Sinekli Bakkal’ deyiminden mülhem yakıştırmaydı. Halbuki tulumbaları şahaneydi mesela. Ramo o günden bugüne iyi arkadaşımızdır bizim. Mert adamdır, yiğit adamdır.

AYAKLI ANSİKLOPEDİ: ERDOĞAN SEVİM

Hele bir sınıftan “devre”, yatılılıktan “koğuş” arkadaşımız vardı ki; tam bir Yeşilçam karakteri. “Tarık Akan” lakabıyla meşhur, gerçek adını çok sonraları öğrendiğimiz “Ayaklı Ansiklopedi” Sivaslı Erdoğan Sevim’i (Türkiye Gazetesi Ansiklopedi Birim Başkanı) anlatmamak mümkün mü?

Matematikte, fen derslerinde iyiyim ama Arapça’dan bir türlü iyi not alamıyorum; kıt kanaat 5 alıp zar zor geçiyorum. Tarık (Erdoğan) dedi ki “Arapça dünyanın en kolay dersidir, sana on dakikada öğreteceğim ve ömür boyu rahat edeceksin”, inanmadım tabii, ama bir umut dinledim, Stadın arkasındaki Şeker evleri arasında tur atarken başladı anlatmaya Tarık: “Cümleler ikiye ayrılır, isim ve fiil cümlesi diye. Fiil cümleleri şöyle harekelenir: Ekele yedi, kim yedi? Ali yedi. Ali faildir ötüre, neyle yedi? Eliyle, bil yedi. Bütün harficerler esire. İşte sana Arapça, bu kadar.” İlk yazılıdan 8 alınca Numan Yazıcı Hoca çağırdı hemen, “sen kopya mı çekiyorsun Fahri, ne oldu sana birden bire. Kalk bakayım sözlüye.” Kalktım, Tarık’ın talebesiyim ya, sorulara çatır çatır cevap verdim. Numan Yazıcı’dan, “Fesüphanallah” sözleri arasında bir 8 daha alıp oturdum.

Erdoğan Sevim, bizim dönemin onlarca, 65 yıllık okulun yüzlerce prototip güzel öğrencilerinden sadece biriydi.

 

“İMAM ÖNDER TUŞ YAP GÖNDER”

1970’li yıllarda “en iyi futbolu” Adapazarı Lisesi, “en iyi voleybolu” Arifiye Öğretmen Lisesi oynar, “en iyi güreşi” de İmam-Hatip tutardı. TV’nin yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı o yıllarda Kapalı Spor Salonu, iki nedenle tıklım tıklım dolardı; biri liselerarası güreş müsabakalarında, diğeri MTTB gecelerinde.

Güreşte İmam-Hatip’e azıcık direnen Arifiyeliler olur; şampiyonlar daima “bizden” çıkar, bazı yıllar bir veya iki sıklette farklı liselerden de araya girebilenlere rastlanırdı. Rüştü Çilhoroz, Abdurrahim Kuzu gibi Türkiye Şampiyonlarıyla başlayan bu gelenek, neredeyse “sınıftan rast gele seçilip üç beş antrenmanla” mindere sürülen öğrencilerle “tulum çıkarılarak” sürdürülürdü; hiç unutmam: Grekoromen 82 kilo güreşçimiz müsabakalara üç-dört gün kala sakatlanmıştı; okulun güreş hocası İhsan Uzungüngör, bizim bir üst sınıftan uzun boylu, uzun kollu, uzun parmaklı birini buldu; dört günde ne öğretilebilir? Sadece bravle. Evet  Şerif Özbakkal adlı, bugün “Hendek İmam-Hatip’te Müdür yardımcısı ve Beden eğitimi öğretmenliği yaptığını” duyduğum o arkadaş, en güçlü rakibi Arifiye Öğretmenli karşısında acı kuvvetiyle iki kez tuştan kıl payı kurtulduktan sonra, bravleyle kanırta kanırta yenip, önce il, ardından bölge, sonra da Türkiye Şampiyonu olmayı başarmıştı. Sonrası mı elbette Spor Akademisi’ne gitti. Büyük oranda “hamuru sağlam köy çocukları”ndan oluşan o günlerin İmam-Hatip’inden, minderlerde değil galibiyet almak, sayı almak bile kolay değildi.

O yıllarda Kapalı Salon “İmam önder tuş yap gönder” sloganlarımızla, karşı tribündeki Arifiye Öğretmen Liselilerin ise “Sakarya ovası bozkurt yuvası” sesleriyle inler, tuş yapanlar hemen daima İmam-Hatipli güreşçiler olurdu. Unutmadan 1975’te tek sayılık bir okul gazetesinden de söz etmeliyiz: “ÖNDER”

BİR ZAMANLAR KARTALDIK

Adapazarı İmam-Hatip Lisesi’nin 64’ü tamamlayıp 65. yıldan gün aldığı şu günlerde, okulun 1970’li yıllarından sizlere bir kesit, bir nostalji yaşatmak istedim.

Korkarım bugün okulumuzda o efsane hocalardan, o güzel anılardan pek bir şey kalmadı.

Öğrenci kaldı mı ki? 

Bizim zamanımızda 1.400, 1980’lerde 6.000 öğrenciden 2000’lerde 300-400 öğrenciye düşen/düşürülen (yeni adıyla) Adapazarı Anadolu İmam-Hatip Lisesi için söylenecek hüzünlü cümlelerden birisi de “Bir zamanlar kartaldık” demek olacaktır.

İnşallah, okulumuzun çalışkan ve sempatik müdürü Mustafa Bulut öncülüğünde, 5 idareci 33 öğretmen önünde eğitim gören 100’ü parasız yatılı, 457 öğrenci de bizler gibi zengin renkli ve mutlu anılarla ayrılırlar ve yıllarca anlatırlar.

1974 yılında tarih hocamız İhsan Uzungüngör tarafından oluşturulan mehter takımımız

Adapazarı Bulvarı’nda bir gösteri sırasında. (Mustafa Emircan Arşivi)