Bir yeni yıl dönümü daha geride kaldı, unutulması mümkün olmayan dramatik görüntülerin ve dahi acıların yaşandığı 17 Ağustos asrın afetinin…

O gece ve ertesinde yaşadığım iki unutulmaz anım var…

Her yıl dönümünde, o gün yaşadığım hisleri yeniden yaşarım…

Yine öyle fakat her zamankinden çok daha fazla hislendiğim bir yıl dönümünde daha, o mahşer gecesini hatırlamak, beni alıp o unutulmaz acılar gecesine götürür ister istemez…

Adapazarı Küçükosman Sokak’taki evimin bitişiğinde adeta yere yapışmış ahşap evin enkazı altında, komşumuz yaşlı kadını aramıştık mum ışığında…

O dramatik dakikalar, aradan bunca yıl geçse de belleğimde dipdiri durur…

Ahşap iki katlı evin iri fakat eski kalasları arasında sıkışıp kalan komşumuzun, gecenin zifiri karanlığında duyduğumuz cılız ve ağlamaklı sesiyle, ortalığa yayılan “Allah” nidaları, o gün bugündür gitmez hiç kulaklarımdan…

Hala bir haber alabilmiş değilim, iri kalasların altından ayağını kurtarıp dışarı çıkardığımız komşumuzdan…

Böyle ya da farklı ancak yürek yakan iniltilerin çınladığı sokaklara çıktığımızda şahit olduğum son derece dramatik görüntülerde nice ocaklar söndü, nice canlar yitip gitti enkaz altında…

Binlerce insanın can verdiği o kahredici gecede, enkazlar arasında dolaşırken, ne daha fazla duyulacak bir acı ne de dökülecek bir damla gözyaşı kalmıştı adeta geride…

Çaresiz insanların dolaştığı sokaklarda sadece acı vardı…

Tanıdık ancak boş gözlerle sessizce etrafa bakıp ağlayan, birilerini kurtarmaya çalışan dostların acıları hala tazeliğini korur aradan bunca yıl geçmesine rağmen…

17 Ağustos gecesi tanıdık insanlarla yabancılaşmanın getirdiği esrarengiz sükûtu yaşadım sanki yeniden depremin 23. yıl dönümünde…

PTT’nin karşısında, depremde caddeye fırlamış halde bulduğum bir çam fidesini özenle dikmiştim Atatürk Bulvarı’na…

Adını “Deprem” koyduğum o çam büyümeye devam ediyor…

Her bulvar turunda durup o geceyi konuştuğum, şimdilerde kocaman olan çam ağacının altında oturup aklıma gelenleri yansıtırım, tıpkı bugünkü gibi…

Hemen her 25-30 yılda bir bu şehrin kaderiymişçesine sarsıldığımız depremlerden yüce Mevlam bu şehri, ülkemizi ve dahi tüm insanlığı korusun…

17 Ağustos 1999 depreminde aramızdan ayrılan deprem şehitlerimize rahmet, geride kalanlara sağlık ve mutluluk dileğiyle...