40 SORUDA  FOTOĞRAF SANATÇISI İBRAHİM ZAMAN

1-1937? Doğduğum yıl. Rahmetli annem ‘orakta’ doğduğumu söylerdi. Temmuzda olmalı.

2-Şükrü Aga? Ben Şükrü Aga’nın oğlu İbrahim Zaman’ım. 1928’de Bulgaristan Deliorman’dan Adapazarı’na göçmüşler, ağbim kucaktaymış, altı aylık.

3-Hamdi Bey? ‘Kuka Hamdi’. Rahmetli ağbime önceleri ‘Kuka Hamdi’ derlerdi, sonraları ‘Hamdi Usta’ dediler. Terziydi. Masuranın bir türüne de ‘kuka’ denilirdi o zamanlar, lakabını ondan almıştı. Adapazarı kamuoyunun yakından tanıdığı yeğenim Müjgan Zaman’ın da babasıdır.

4-Ortanca Sokak? Yahyalar Mahallesi, Yeğenler Caddesi, Ortanca Sokak, o zamanki adresimiz böyleydi. Sokağımız önceleri ‘Bahar’ sokaktı, sonraları ‘Ortanca’ oldu. Ortanca sokak, doğduğum, yirmi dört yaşıma kadar da yaşadığım sokaktır.

5- Teşvikiye Camii/Fethiye Camii? Bizim yanımızdaki evden sonrası tarlalıktı. Teşvikiye Camiine kadar arsamız devam ederdi. Teşvikiye denince çocukluğumdaki ezan seslerini hatırlarım. Benim camim Orhan Camiydi yalnız. Fethiye Camii’ne gelince. Şükrü Aga’nın yani babamın ezan okuduğu camii. O zamanlar adı Yorgalar camiiydi. Hiç unutmam babam bir gün beni de alıp götürdü, ezan okumuştu. Dönerken de ‘baba, ben seni çok seviyorum’ demiştim, o da bana ‘evlat, ben de seni çok seviyorum’ demişti.

6- Karaosman Okulu? Ortaokuldan doğuya doğru (bugünkü Büyükşehir’den doğuya) Kuzu sokaktaydı (eski özel idarenin yerini tarif ediyor) bizim ilkokulumuz.

7-Kadriye Hanım? Hakkı bey? Allah rahmet eylesin, ilk üç sene okuttu. Bir ayağı özürlü, çok şefkatli bir öğretmenimizdi. 4. sınıfı ‘Babalık Hakkı’ okuttu. Beni sınıfta bıraktı. 4’ü iki kez okudum, yani yüksek ilkokul mezunuyum ben.

8- Cumhuriyet İlkokulu? Öğrenci, fazlalığı gerekçesiyle beni 5. sınıfta Mahmut’un Fırını’nın arkasındaki cumhuriyet İlkokulu’na gönderdiler. Eski kilise binasında okuduk. Perihan hanımdan mezun oldum.

9- Erkek Sanat Enstitüsü? Ortaokulun (bugünkü Büyükşehir Belediye Binasının) Kapalı Çarşı yönündeki kısmı o zamanlar Erkek Sanat Enstitüsü’ydü. İlkokulu bitirince babam beni oraya gönderdi. Ama daha 1. sınıftayken babam vefat edince, ağbim de asker, bırakmak zorunda kaldım.

10- Terzi Çıraklığı? Hamdi ağbim terzi kalfasıydı. İlkokul 2. sınıf yazında babam, ‘sen de terzi ol, temiz meslek, aganla dükkan açarsınız büyüyünce’ dedi ve beni terzi çıraklığına verdi. Kapalıçarşı yapılmadan evvel orada Karabacağın Kahvesi vardı. O kahvenin karşısında tüccar terzi M. Selahattin Güvençer vardı. Ağbim orada kalfa olduğundan beni oraya çırak verdiler. Okul tatillerinde iki yaz orada parmağıma yüzük takıp çıraklık yaptım. Patronumun talimatıyla dükkanın bitişiğinden aldığı bir öküz arabası karpuzu, Kavaklar Caddesindeki iki katlı bahçeli evine teker teker ama çok hızlı bir şekilde taşıyınca, bana ‘Motor İbrahim’ lakabını takmışlardı.

11. Karabacağın Kahvesi? Şimdi Ankara Caddesinde İşbankasının olduğu yerde Karabacağın Kahvesi vardı. Aklımda yanlış kalmadıysa Karabacak Hasan diye biri işletirdi. Her akşam 5’ten sonra oradaki radyoda fasıl çalardı, çinko süzgeçle kahvenin önünü sular, serinletirlerdi.

12. Hacıbaba Lokantası? İşbankasının olduğu yerin az ilerisinde, o zamanlar (1940’larda) Hacıbaba Hurşit’in işlettiği, İstanbul’da bile meşhur bir lokantaydı. O zamanlar Ankara-İstanbul yolu Adapazarı’nın içinden geçiyordu. Molalar orada verilirdi. Elit bir müşterisi vardı. İşin ehli bir adamdı Hurşit Baba. O lokantaya Adapazarı’nın eşrafı, kalburüstü kesimi gelirdi. Zaten biz gidemezdik.

13. Yeni Sinema? Bahçıvan sokağın girişinde, Orhan Camiyi geçince soldaydı. Yazlığıysa Çark caddesinin başında, şimdi Pasaj 2000’in olduğu yerdeydi. Yağmur gibi kovboy filmi seyrettik orada, Vahşi Batı filan.

14. Saray Sineması? Kavaklar caddesinin sağ tarafındaydı. Hasan ve Hüseyin Erman kardeşler işletirdi. Türk filmlerini, ‘Vurun Kahpeyi’ ben hep orada seyrettim.

15. Halkevi Sineması? Bulvarda şimdi Büyükşehir Kültür İşleri Dairesi Başkanlığının olduğu binada o zamanlar Halkevi ve Halkevi sineması vardı. Sonraları Ticaret Lisesi de oldu o bina. Bando mızıka, Batı enstrümanlarını, müsamereleri hep orada tanıdık. Tek ayaklı ‘Edo’ vardı, o yönetirdi orayı, badigardıydı yani oranın.

16. Konak Caddesi? Konak caddesi denilince aklıma, hiç sevmediğim terzi çıraklığını bırakışım ve Mustafa Elele’nin yanında Foto Lale’de çalışmam gelir. 4. sınıf yazında Foto Lale’de çırak olarak işe başladım. Konak caddesinde, İbrahimbey Parkının tam karşısındaydı dükkanımız. Kavaklar caddesi başından Yenicamiiye doğru olan caddenin adıydı.

17. İbrahimbey Parkı? Bulvarda iki havuzun olduğu yerde, benim için çok harika bir bahçeydi.

18. Büyük Hamam? Kent meydanının bugün bilet satılan köşesinde bir hamam vardı o zamanlar, Büyük Hamam derlerdi. Foto Lale’de çalışırken, dükkanda su ne arar, fotoğrafları da filmleri de o hamamın çeşmesinde yıkardım, hem de üçer kere.

19. Payton? Çocukluğumun taksileri… öküz arabalarından sonra bizim için lüks arabalardı. İki atla çekilirdi. Çocukluğumuzda paytonların arka dingillerine otururduk gizlice, paytoncu da bizi fark edince kamçısını savururdu. Camcı Halit vardı Yorgalarda Paytoncu mesela.

20. Cevat Adapazarlı? Bir payton adamdı. Çok şişmandı yani. Kozahaneleri, koza fabrikası, elmalıkları vardı. Kızı Eldebiran ablayı hatırlarım, yüzündeki sivilceleri bile.

21. Zobar Hamdi? Zahireciydi, uzun boylu sarışın biriydi. Hendek caddesindeydi. Titiz giyimli bir adamdı.

22. Aldinçler? Manifaturacıydılar. Hatırlarım; o aileden Sıtkı Aldinç matbaacı, Orhan Aldinç spor yazarıydı.

23. Selami Savaş? Adapazarı’nın ilk günlük gazetesi Akşam Haberleri’ni çıkartırdı.

24. Helva? ‘Helvayı helvacıdan al’ derdi Obalar. Şekerci Osman, Şekerci Abbas (Gülseven) vardı.

25. Rekor Mağazası? Rençberzadelerin Bulvarda, Atatürk Parkının baş tarafında beyaz eşya dükkanı vardı. Pastacı Necmettin, Derya Lokantası vardı, Hanaltı Fırını vardı yakınında.

26. Direkli Çarşı? Önceleri yoktu, ben 12-13 yaşlarındayken yapıldı. Aşçı Osman, Börekçi Mahir, önceleri saraç sonraları motor yağı satan Mithat Kırkaltıoğlu, sonra Canlı Ördek Lokantası vardı. Ahmet Aslan’ın beyaz eşya dükkanı vardı.

27. Islama Köfte Aklıma Köfteci Mustafa gelir, kardeşi Salih vardı.

28. Yoğurtlu Döner? Dönerci Ömer (Oğur) gelir. Yoğurtlu döneri Adapazarı dışında hiçbir yerde yiyemezsiniz, bulamazsınız; hemen söyleyeyim. ‘Kes bir’ gelir. Dönerci Abdurrahman gelir. Aşçı Osman’ın baş aşçısıydılar Ömer’le ikisi.

29. Adapazarı Ekmeği? ‘Adapazarı unundan, taze çıktı fırından’; çocukluğumdan kalma bir sestir bu. Benim çocukluğumda, yani 1940’larda Adapazarı’nda fırınlar ikiye ayrılırdı: Esnaf fırını, memur fırını diye. Elinizdeki karneye göre alırdınız. Esnaf karnesi olan memur fırınından ekmek alamazdı. Teyzemin kocası memurdu, francala ekmek yemek özlemiyle onlara gider, -utandığımdan- yine de yiyemezdim.

30. Gazoz? Neşe Gazozu ve Recep Gazozu!... Başkaları da vardı. Benim için Coca Cola kadar şöhretleri vardı onların.

31. Foto Tan? 1930’larda Mahmut Öztunç ağbinin fotoğraf stüdyosunun adıymış.

32. Foto Artist? Hasan Özdilek ağbinin 1930’lardaki fotoğraf stüdyosunun adıymış.

33. Foto Artan? Foto Tan’la, Foto Artist’in, yani Mahmuz Öztunç’la Hasan Özdilek’in 1943’te bir araya gelip kurdukları ortak firmanın adıdır. Foto Artan halen Süha Özdilek kardeşim tarafından faaliyetlerini sürdürmektedir.

34. Foto Zaman? Benim çocuk yaşımdan itibaren idealim, mefkurem; bir gün iş kurarsam soyadımı vereceğim şeklindeydi. 1959’da askerden dönünce, Hüsnü Gürsel ve Salih Özcan’la birlikte Adapazarı’nda Foto Zaman’ı kurduk. İki yıl birlikte çalıştık. Salih Özcan’ın ve benim evlenmem üzerine, işyerimiz üçümüzü doyuramayınca ben ayrılıp Foto Zaman’ı terk ettim.

35. Foto Saray? 1962’de Kavaklar Caddesi’nde Bayraktar Apartmanı 1. katında açtığım stüdyomun adıdır. 5 sene sürdürebildim.

36. Foto Yavru? Ben henüz çırak olarak çalışıyorken (1948-49’larda) Atatürk Parkı çok revaçta idi. Bayramlarda dolar taşardı. Biz fotoğrafçılar da parkın girişinde makinelerimizle müşteri kapmaya çalışırdık. Ustam Foto Lale (Mustafa Elele), elime bir makine vererek beni de gönderdi. Dört gün bayramda diğer ağbiler gibi fotoğraf çektik. O zamanlar 6X9 cmlik 8 pozlu makinelerle çekim yapıyorduk. Ben dört günde 32 makara fotoğraf çekmişim. Diğer ağbilerimin hiçbir tanesi bu rakama ulaşamamıştı.Bana da inanmadılar, gösterince de ‘vay be, yavruya bak, foto yavru’ demeye başladılar. Böylece yeni bir lakabın daha sahibi olduk.

37. 1967? Bir yaz günü biz ailece Şile’de tatildeyken oradan da hissedilen bir deprem oldu. İki saat sonra ‘Adapazarı yıkılmış’ diye anons edildi. Geldiğimizde evimin de dükkanımın da yerle bir olduğuna şahit oldum. Binamızdaki herkes enkazda vefat etmişti. ‘Yeniden kuruluş’u, hem evim hem de işyerim için ‘başka bir yerde’ şansımızı denemek istedim. Eşim Gülten hanım da uygun bulunca Adapazarı’ndan İstanbul Bakırköy’e taşındık.

38. Bakırköy Saray? 1967’den bu yana, tam 44 yıldır Bakırköy Fişekhane Caddesindeki stüdyomun adıdır. İki şubeden oluşan işyerimi 1999’dan beri damatlarıma bıraktım.

39.Hüsnü Gürsel? O benim meşalemdi. Kendisinden bir çok hususta insanî, sanatsal, dürüstlük ve duruş dersleri aldım. Elbette o bunları bana okulda/derste vermedi. Fakat her davranışı beni öyle etkiliyordu ki, ondaki bu abidevî davranışları adeta yutuyordum. Ruhu şad olsun.

40. Servet Sezgin? Benim için zenginliktir. Benim aileme dahil olmuş bir ferdin (damadı Mehmet Sezgin’i kastediyor) kardeşidir. Onunla fotoğrafta birleşmiş olmayı, arkamızdan gelen güçlü bir fotoğraf sevdalısı olmasını çok önemsiyorum. Rafine bir ailenin ferdidir.