“Zulüm ile abat olanın akıbeti berbat olur.” Atasözünü bilmeyenimiz yoktur.

             Zulüm yapanların, çalanların, kul/insan hakkı yiyenlerin, haksız yere can alanların akıbetinin berbat olduğunu, hem dünyaya hem de çevremize, geçmişten bugüne dek baktığımızda birçok örneklerini gördük, halen de görmeye devam ediyoruz. Zulüm yapan herkes çoğunlukla bu dünyada belasını bulmakta, akıbeti çok kötü olmaktadır.

             Zalimlerin ekseriyeti bu dünya da cezasını çekmekte, hiç kuşkusuz  ebedi alemde de zulmün ve haramın hesabını vermekte, az bir kısmının ise hesabı öbür dünyaya kalmaktadır.

             Bu dünya da cezasını çeken ile cezası öbür dünyaya kalanlar arasında bir dengesizlikte yoktur. Zira hepsi bu dünya da cezasını çekse idi, imtihan ortadan kalkacak, dünyada imtihan edilmemize gerek kalmayacak, ahiret yargılamasına gerek kalmayacak, Cennet ve Cehennemin varlığına ihtiyaç olmayacaktı.

             İnsanlığın tümünün cezası bu dünyada görülecek olsa, yapılan yanlışların cezası çekileceği kesin olarak bilineceğinden, hiç kimse zulüm yapmayacak, dolayısıyla iyi ile kötü, güzel ile çirkin, haklı ile haksız bilinemeyecek, yaratılış amacı ortadan kalkacaktı.

             Bir kısmı bu dünyada, bir kısmı ise öbür dünya da olunca, bir kesinlik söz konusu olmamakta ve imtihan sırrı devam etmektedir.

             Şüphesiz bu dünya da hesaplarının görülmesi bizi ilgilendirmekte, adalet için, toplum düzeni, asayiş, istikrar ve güzel bir hayat için bu dünyada hesaplarının görülmesi gerekmekte, bu da yargının, adaletin işi, çok mühim vazifesi olmaktadır.

                Bu kısa açıklamadan sonra, gelelim zulüm ile abat olunmayacağına ve dünyada iken cezasının çekilebileceğini, çekildiğine dair somut örneklere.

                Sivil hayattan çok örneklerini hemen herkes görüp yaşadığından, hırsızların, kamu malını yiyenlerin, zulüm ve hukuksuzluk yapanların, canilerin, katillerin, çetelerin, mafyaların, haramilerin çoğunlukla akıbetlerinin berbat olduğunu herkes gördüğünden, bunlardan değil de, bir devletin ya da milletin tümüne şamil, tümüne zulmeden devlet başkanlarından örnek verelim ve çok yeni, taze örneklerden, halen olup bitenlerden başlayalım.

                1-RUSYA/PUTİN ÖRNEĞİ: Yaşı 30’un üstünde olan hemen herkesin hatırlayacağı 1. Ve 2. Çeçenistan savaşını göz önüne alalım. Putin önderliğindeki Rusya Çeçenistan’da soykırıma girişmiş, binlerce Çeçen Müslümanı şehit etmiş, binlercesinin de mülteci konumuna düşürmüş, yurtlarından etmişti.

                 Efsanevi Çeçen komutanlardan Cevher Dudayev, Aslan Mashadov, Zelimhan Yandarbiyev, Şamil Basayev, Salman Raduyev( Yalnız Kurt), Ali Atgeriev, Ruslan Gelayev, Ahmet Zagayev gibi birçok  kahraman mücahit Çeçen özgürlük savaşçısını katletmişti.

                  Çeçenistan’ı çok kanlı bir şekilde işgal etmiş ve binlerce Müslümanı şehit ettiği gibi, bunlarla da yetinmeyerek, Türkiye’ye, ülkemize sığınmış birçok Çeçen Müslümanı da, Rus Gizli Servisi ile İstanbul’da katletmiş, bizim ülkemizde ve bize sığınmış insanlara, misafirlerimize suikastlar düzenleyerek, onları da şehit etmiş, hiçbir fail de yakalanmamıştı.

                  ABD/NATO’nun Ukrayna’yı da sınırlarına dahil etme ve Rusya’nın sınırına, kapısına dayanması ve Rusya’nın buna karşı çıkması konusunda, Rusya/Putin haklı olmasına ve O’na hak vermemize rağmen, Kırım’ı da işgal ve ilhak etmesinde haksız ve hukuksuzluk yapmıştır.

                  Şimdi Ukrayna ile girdiği savaş, ABD ve AB ülkeleri ile karşı karşıya gelmesi, bu savaşta binlerce asker ve maddi kayıp vermesi, ambargo ile ekonomisinin büyük darbe yemesi, Wagner hadisesi ve son olarak Moskova’da yaşanan büyük terör olayı ile ister istemez akla şu soruyu getirmektedir.

                 Putin Çeçenistan’da işlediği cinayetlerin, sergilediği mezalimin, İstanbul’da bile masum mülteci Çeçen Müslümanları katletmenin cezasını mı çekiyor ve çekecek mi?

                2-IRAK/SADDAM ÖRNEĞİ: Saddam Hüseyin; 1979 yılında gerçekleşen “İran İslam İnkılabı’nın” hemen akabinde, İran’ın zayıf durumundan istifade ile Şatt'ül-Arab ” meselesini fırsattan istifade halletmek üzere İran’a saldırmış, sekiz sene süren savaşta, her iki taraftan milyonlarca Müslümanın ölmesine ve her iki ülkede milyarlarca maddi kayıp yaşanmasına sebep olmuştu.

                Irak’ın ABD tarafından işgaline, Saddam’ın devrilmesi ve katledilmesine şiddetle karşı durduğum, Irak’ın ve Saddam’ın yanında yer aldığım halde, İran’a yaptığı ve rahmetli Humeyni’ye yaşattığı bunca zulmün sonunda, Akla şu soru gelmektedir?

               Acaba Saddam İran’a, İnkılap lideri Ayetullah Humeyni’ye yaptığı zulmün bedelini mi ödedi? Zalimliğini, bir başka büyük zalimle mi cezalandırdı?

                3-MISIR/SEDAT ÖRNEĞİ:  Mısır devlet başkanı Enver Sedat ; Ziyonist İzrail  başbakanı Menahem Begin ile 12 gün süren gizli pazarlıkların ardından Camp David'de 17 Eylül 1978'de imzaladığı ve ABD başkanı Jimmy Carter'ın gözetiminde gerçekleşen anlaşma ile ilk kez bir Arap ülkesi İsrail'i resmen tanımış ve ele geçirdiği topraklar üzerindeki varlığını meşru olarak kabul etmiş, Filistin davasına ihanet etmiş, 1981 yılında  resmi geçit sırasında mücahit yüzbaşı “Halid el-İslâmbûlî (d. 15 Ocak 1955 – ö. 15 Nisan 1982)” ve bir gurup arkadaşı tarafından, pilatformdan töreni zleyen E. Sedat’ı , el bombası ve otomatik silahlarla tarayarak öldürmüştü

                  Soru şu? Acaba Sedat, Filistin’e yaptığı ihanetin, zulmün bedelini mi ödemişti?

                4- İRAN’DA PEHLEVİ ÖRNEĞİ: İran Şahı Pehlevi, İran İslam inkılabından sonra İran’dan kaçmak zorunda kalmış, dünya da sığınacak yer bulamamış ve Mısır’da ölmüştü.

                 Akla gelen soru, acaba Şah, Batı yanlısı olması ve İran’da senelerce diktatörlük yapması, İran halkının paralarını cebe indirip, altın saraylarda yaşamasının bedelini mi ödedi?

                5-TUNUS/ZEYNEL ABİDİN BİN ALİ ÖRNEĞİ: Yıllarca Tunus’ta diktatör bir idare  uygulayan, Tunus resmi dilini Fransızca yapacak kadar halkına ihanet eden Bin Ali, 14 Ocak 2011’de kendi gibi diktatör Suud Kırallığına kaçmış ve orada 2019 yılında kanserden ölmüş, akıbeti berbat olmuştu.

                 6-İZRAİL VE ZİYONİST ARİEL ŞARON ÖRNEĞİ: Ziyonist işgalci İzrail’in ziyonist katili Şaron, Sabra ve Şatilla mülteci kamplarındaki binlerce Filistinli sivili katletmiş, dokuz sene canı çıkmadan acı çekerek, 2014 yılında cehenneme, esfeli safiline gitmişti.

              Soru şu? Şaron ziyonist caniliğin, “Sabra ve Şatilla kasabı” olmasının bedelini mi ödedi?

                  Benzeri birçok örneği geçmişten günümüze Avrupa’dan, Asya, Afrika ve tüm dünyadan örneklerle çoğaltabiliriz. Romanya’da Çavuşesku, Bulgaristan’da Todor Jivkov, Şili’de Pinochet ise bir başka örneklerdir.

                  ABD’NİN, BİDEN’İN VE ÖNCEKİ ZİYONİST İDARECİLERİNİN, ZİYONİST CANİ NETANYAHU’NUN, MISIR FİRAVUNU DARBECİ CANİNİN, MURSİ’NİN KATİLİ SİSİ’NİN, BERBAT AKIBETİ NE ZAMAN? ONLARIN, DAHİLİ VE HARİCİ TÜM HARAMZADELERİN AKIBETİ NE VE NASIL OLACAK?

                  ZALİMLER, HARAM YİYİCİLER BU DÜNYADA VEYA ÖBÜR DÜNYADA ELBETTE CEZASINI ÇEKECEK. AMA BİZİM DURYUMUMUZ, İDARECİLERİN DURUMU NE OLACAK?

ZALİMİN YANINDA MI, MAZLUMUN YANINDA MI DURDUĞUMUZ, MAZLUMLAR İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPIP YAPMADIĞIMIZ, BİZİM DÜNYA VE AHİRET AKIBETİMİZİ BELİRLEYECEK!